4

329 53 12
                                    

"Bana epey kafa yormuş gibisin"
Dağınık saçlı çocuk başka bir parşömene tüy kalemini sürtmeden önce söyledikleriyle Regulus sırıttı. Üçüncü kattaki büyük odanın kapısından ayrılıp içeri girdi.

"Yalan yok,kafayı sana taktım. Benim ne diyeceğimi merak ettin ve sayıp dökmemi keyifle izledin. Potter olduğuna emin misin?"
Harry tüy kalemini mürekkepe bandırırken başını onaylarcasına salladı.

"Hem de hiç olmadığım kadar.."
Parşömenin üzerine geçirmeye niyetlendiği kalemi kavrarken adama döndü.

"Ee,o denli yoğunlukta 5 yılını almamı hâlâ istiyor musun?"
Regulus çocuğa karşı başını onaylarcasına sallarken Harry söz aldı.

"Başını mı salladın?"
Regulus gözlerini yumarken hızla düzeltti.

"Pardon,alışkanlık işte..''

"Böyle de alışılmışlığın dışına çıkmak istiyorsun öyle mi?"
Regulus hakarete uğramış gibi hisederken duvara doğru yaklaştı.

"Senin arayıcı pozisyonunda oynama isteğin kadar istiyorum.."
Harry bununla beraber Regulusun beklediği tepkinin aksini verdi. Küçük çocuk elindekileri bırakıp histerik bir gülüş bıraktı.

"Espri anlayaşını beğendim,Black. Remus ve Sirius bu konuda epey hasasslar. Hemde benden daha çok.."
Regulus duvarda asılı kalan eski üç-dört yaş için olan süpürgeye kaşlarını çattı.

"Uçabilir misin?"
Harry omzularını silkerken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Sirius zorlarsam olacağını söylüyor ama o kadar şeyin arasında eğlenmem gerektiğini sanmıyorum."
Harry elindekileri masasına eski halinde bırakırken Regulus konuşmak için dudaklarını araladı.

"Bunu başarmış ilk kişi olmazsın."

"O kişilerin başında burunsuzun biri  yoktu ama.."
Çocuğun dediklerine hak verirken sordu.

"Kulanmayacaksan bu kimin?"
Harry basitçe yanıtladı.

"Babamın..Herşeyi abartıya kaçarak almışlar.."
Üzerindeki mavi kalın kazağı eliyle gösterdi.
"..bu bile onların aldıklarından"

Regulus,bununla birlikte yüzündeki gülümsemeyi söndürmeden başını onaylarcasına salladı.

"Başımı sallıyorum..Birkaç adım atıyorum..Şu an karşındayım..-da Merlinin sarkık donu adına..!"
Harryin çizdiklerine eğilirken çocuk geri çekilip Regulusun bakmasına izin verdi. Regulus birkaç parşömeni alırken kaşlarını çattı. Yüzündeki gülümseme silinirken çocuğun resimlerine bakınmaya devam etti.

Uzun karanlık bir orman yolunu süsleyen kirli çalılar vardı ve çalıların arasında her türlü pisliğin vücut bulmuş hali vardı. Bu pislikler arasında kötü çizilmiş bir kediyi zor seçebildi,Regulus. Arkasındaki kağıda bakınırken küçük bir cisim dikkatini çekti. Eski bir eşya olduğunu sandığı bebek boyutunda kaburgaları olan bir yaratıktı. Harryin resim becerilerinden mi yoksa yaratığın zaten bu kadar çirkin olduğunu mu çıkaramadı,Regulus. Başka bir parşömende kediye doğru yürüyen-daha doğrusu sürünen yaratık kare kare oynatılıyor gibiydi.

Gözleri iri bir şekilde açık kalırken çocuğun burun kemerine düşmüş kara çerçeveli gözlüklerine bakındı. Bu sefer daha cesur bir şekilde çocuğun gözlerine bakmaya zorlarken kendini kırmızı yakut gözlerin esir aldığını sandı. Bakışları öyle bir yoğunlukta bakınıyordu ki Regulusa,Regulusun tüyleri birdenbire ürperdi.

"Sen neyin nesisin tam olarak böyle?"
Çocuk tek omzunu silkerken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Sen çok iyi biliyorsun..Ustan olan simyacı,bu konuda seni fazla bilgiye boğmuş olmalı."
Regulus zafer dolu sırıtışını yüzüne yerleştirirken söylendi.

ᵐᵃᵍᵘˢ ᶜᵃᵉᶜᵘˢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin