"Bu yüzden kendine oldukça dikkat etmelisin. Seninle bu yılın başında da konuşmak isterdim fakat bunu istemeyenlerin sayısı fazlaydı."
Siriusa kenetlenen gözlerinde oluşan parıltıdan karşısındaki iki eski adamını etkilemeye çalıştı. Bunun boşa bir çaba olduğunu gösteren Remusun cüppesinin yakasını düzeltmesiydi. Harry konuşmasının bitmesini beklediği adama karşı itinayla ellerini cebinde saklıyordu."Sana güvenmemi bekleyemezsiniz,müdürüm. Ne de olsa sizinle son görüşmem iyi değildi. Duruşma salonundaydı, değil mi?"
Yaşlı Profesör uzun sakallarını okşarken yüzünde tutmakta zorlandığı gülümsemesini büyüttü."Karmakarışık,kime güvenebileceğini bilemediğin günlerdi çocuğum."
"Evet,kime güvenebileceğini bilemediğin günlerdi, Profesör. "
Bu sefer konuşan kumral öğrencisiyken ona dikilen balköpüğü renkteki gözlerde aradığının aksini buldu. Bir ihtimal ondan yıllarca saklanan öğrencilerinde saygı veya destek görmeyi bekliyordu. Ne de olsa çocuğu korumak için tek çareleri kendisiydi. Tek başlarına ne yapacaklarını sanıyordular ki?
Remusun zihninde ufak bir tura hayır diyemezdi, yaşlı profesör. Parmaklarını birbirine kenetler sırtını sandalyesine yaslarken ikiliyi oldukça iyi incelemeye başladı.
Sirius, herzamanki gibi yerinde duramadığı enerjisini bu sefer Profesörün önünde sömürmeyi başarmıştı. Dik,kendinden emin duruşu ve sözlerindeki o kararlılık...Profesör,10 yıl önce Siriusu böyle görebileceğini tahmin edemezdi. Deli-dolu,hayvansı kahkaha atan sadık askerlerinden biriydi. Dönüm noktası karşısında oturan çocuktu,muhakkak. Profesör ikilinin de bakışlarının düzenli eş aralıklarla çocuğa dikilirken korumacı tavırları bellerine yakın tuttukları ellerinden anladı. Asa kemerlerine yakın elleri,keskin sözleri ve dik bakışlarıyla eski hallerini bulamadı,yaşlı adam.
Bir an bir umutla gözleri ona zaten yapması gerekeni yapıp onu okula aldığı bir zamanların çılgın çocuğuna baktı. O çocuk en yaramaz olduğu zamanlarda bile müdürü görünce delikanlılığına son verip saygılı bir beyefendiye dönüşürdü. Ona buz gibi bakışlar atan adamla başını eğdi. Önünde tekrar bir Potter,Black ve Lupin üçlüsü görmek onu beklemedik bir kahıra sürüklemişti.
"Profesör,tekrarlıyorum o kekeleyen ölüm-yiyen daha fazla burada olmayacak. Oğluma yaklaşamayacak. Derslerinden uzak duracak. Madem ki bunu sağlamıyorsunuz o vakit bize Harrye eşyalarını toplaması için yardım etmek düşer."
Remusa karşı adam sahte şaşkınlıkla söz aldı."Hepimiz Potterların oğullarının bu okulda okumasını istediğini biliyoruz. Profesör konusunda yapacağım tek şey Harryi uyarmak..Derslere girmek zorunda hem öğrenciler şüphelenir hem de notlarını düşürür. Profesörle ders dışında konuşmaması ondan uzak durması yeterli. Üstelik biz buradayken kimse ona zarar veremez. Ne Profesörü ne de taşı okuldan alabiliyorum. Hepsi bakanlığın elinde. Onlara karşı lafım geçmiyor ne yazık ki.."
Harry adamı izlerken kaşlarını çattı. Ceplerinde olan elleri adamın dikkatinden kaçmamış ama bunu çocuksu hareketler olarak adlandırmış olmalıydı çünkü Remus onu farketmiş bir şekilde öfkeliydi.
"Bir ölüm-yiyen okuldayken sadece uzak durmasıyla olacak iş mi? Acil durumlarda odasına bile giriş izni olan bir adamdan ne kadar uzak durabilir? Harry,hazırlan-"
Harry'in ona dönmesiyle soluk alan Sirius gözlerini yumarken Harry yaşlı adama döndü."Size birşey sorabilir miyim,Profesör Dumbledore?"
Adam belirli bir heyecan ve şevkat içinde söz aldı."Evet,tabii Harry..."
"Taşın ona sahip olmak isteyenlerin ulaşamayacağını bir yerde okumuştum. Doğru mu?"
Yaşlı adam bilge tavrını koruyarak başını salladı ve ekledi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᵐᵃᵍᵘˢ ᶜᵃᵉᶜᵘˢ
Ficção AdolescenteRegulus Black,Potterlara ihanet ile tutuklanan abisini duyunca ilk işi yıllardır kaçtığı büyücülük dünyasına geri dönmekti. Abisini Azbakandan kurtaracak daha sonra tekrar kapalı kapılar arkasına saklanacaktı. Potterların geride bıraktığı oğlan çoc...