10/07/23
İyi okumalar dilerim 🌟***
Sabah uyandığımda ağrılarımın biraz daha hafiflediğini fark ettim, tüm kaslarım çığlık atmayı bırakmış, sessiz sessiz ağlıyorlardı sanki. Yataktan yavaşça kalkıp artık aramam gereken patronu aradım. Ona bayıldığımı ve çok kötü bir durumda olduğumu söyleyerek hem dün için özür diledim hem de bugün ve yarın için izin aldım. Yarın aslında iyileşip gidebilirdim ama ufak bir işim vardı yapmam gereken. Sonraki gün zaten pazardı. Patron daha sonra çalışmadığım günleri telafi etmem gerektiğini söyledikten sonra beni rahat bırakmıştı. Mutfaktan gelen seslerle yavaş yavaş kalkıp oraya doğru gittim. Adel mutfakta bir şeyler hazırlıyordu kahvaltı için, beynim neler olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da bu görüntüye yavaş yavaş alışmam gerektiğini işaret ediyordu. Evde yeni birinin olduğu görüntülere yani.
"Günaydın uykucu," dedi tavadaki omleti çevirerek, "Daha iyi misin?"
"Günaydın," dedim ve esnedim, "Sayılır."
"Sayılır, da bir şeydir," dedi omuzlarını indirip kaldırarak.
"Ben sana yatak getirmeyi falan unuttum, umarım bulabilmişsindir."
"Çok uykuyu sevdiğimi söyleyemem. Biraz kitap okudum, iki saat kadar başımı koydum ve geri kalktım. Bir şey sermeme gerek kalmadı."
"Üç aydır uyuduğun için mi bu enerji o zaman?"
"Sanırım o yüzden."
Kahvaltıya oturduğumuzda iştahımın inanılmaz açık olduğunu fark ettim. Hem uzun süredir yemek yemiyordum hem de enerjimin bitmesini sağlayacak çok şey yapmıştım.
"Bugün çıkıp biraz alışveriş yapmam lazım," dedi yavaşça Adel, "Aslında buradaki dolaptan giyinirdim ama sizin kıyafetleriniz bana kısa olur."
"Tamam," dedim başımı sallayarak, "İstersen para verebilirim."
"Almaktan nefret ediyorum ama başka çarem yok maalesef. Teşekkür ederim. Bana hak ettiğimden iyi davranıyorsun."
Ağzımdan kıkırtı çıktı, "Aylardır benim olmayan parayı alıyorum zaten. Sence sıkıntı eder miyim?"
Gülümsediğinde konuşmaya devam ettim, "Ayrıca hak ettiğinden iyi davrandığım insanlar sırasında 1 numarada değilsin ne yazık ki. Kafaya takma bu yüzden."
"Doğru," dedi kafasını sallayarak.
Kahvaltıyı bitirip ortalığı topladıktan sonra Adel benim üzerimi giyinmemi beklemeye başladı, bende odaya geçtim. Kapıyı kapatıp siyah, İspanyol paça bir pantolonla beyaz kısa kollu, yakasında küçücük bir kurdele olan bluz çıkardım. Üstümdeki uzun kolluyu çıkarıp sütyenle kaldığımda her zamanki alışkanlıkla, bir şey görmeyeceğimi bilerek koluma baktığımda düşüncelerimde yanıldığımı fark ettim, fena halde yanılıyordum hem de.
"Aranıza yeni biri katıldı mı?"
Kolumdaki yazıya baktım, başımı farklı bir yere çevirdim ve gözlerimi kırpıştırıp tekrar dönüp baktım. Sanem sonunda cevap vermişti, bu müthiş bir haberdi. Ama daha önemlisi şuydu, Sanem aramıza yeni birinin katıldığını nereden biliyordu?
Giymek için çıkardığım bluzu hızla üzerime geçirdim ve kolumu sıvadım. Altımda pijama, üstümde bluzla içeri girdiğimde Adel dün başladığı kitaba devam ediyordu. Beni gördüğünde sırıttı.
"Sanırım altını giyinmeyi unuttun."
"Bırak altı şimdi, koluma bak."
Koluma baktı, sonra bana baktı, sonra dönüp tekrar koluma baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damarlardaki Hazineler
FantasyMilena Ravin, Lorisan isimli gezegende yaşayan bir öğretmen-askerdir. Bir gün ülkesinde çıkan beklenmeyen savaşın sonucunda vurulur ve savaş meydanında ölür. Hayatının bittiğini zannederken, tamamen yanıldığını fark etmesi uzun sürmez. Çünkü uyandığ...