Selam!Bu kitabımın 4. Bölümü,umarım beğenirsiniz.İyi okumalarr!Sevgiler KELEBEK 🦋<3
Maria'nın Ağzından...
Yatağıma girip uzandım.Sırtım çok ağrıyordu.Neden rafların altında kalmak zorundaydım ki?
Yada neden Mike ile kalmak zorundaydım?
Neyse,şuan bununla hiç uğraşamam.
Kuş tüyünden olan yumuşak yorganımın altına girdim.Gözlerim benden izinsiz kapanıyordu.
Tam uykuya dalmıştım ki,lanet olası bir ses işittim.Ya da çığırınma mı demeliyim?
Bela okuyarak yatağımdan çıktım.Kafamı, usulca dışarı çıkardım.
Kulaklarım yanılmamıştı.Koridorun ortasında hizmetli bir abla çığlık atıyordu.
Vücudum kas katı kesildi.Görüş alanımdaki kadının kafasına çuval geçirildiğini gördüm.Ardından bir genç göründü.Siyah kanatlı bir genç...Zavallı kadını,çuvalla beraber devasa kanatlarının içine aldı.Bir süre etrafa bakındı.En sonunda gözleri gözlerimi buldu.Gözleri,sanki geceye meydan okuyordu.Büyülüydü.
İşte o an ayvayı yediğimi anladım.
---------------------------------------------------------
Ares'in AğzındanKenetlendim ona.Yeşilin en güzel tonuna lanet okudum.Korktuğunu hissedebiliyordum.Bir an için tuhaf bir hise kapıldım.
Ağzını çığlık atmak için açtığında,ona doğru koştum.O, benim ona geldiğimi anlayamayacak kadar hızlandım.
Arkasına geçtim ve ne kadar istemesemde cebimdeki bıçağın ucunu ince beline dayadım.Beni görmemesi gerekiyordu ama gördü.
"Sakın bağırayım deme yoksa bıçağı beline saplarım!"
"O zaman kulaklarını tıka ve bıçağı saplamaya hazırlan!"
Ağzını açtı.Elim hızla dudaklarına gitti.Bıçağın ucunu biraz batırdım.
"Sana çeneni kapamanı söylemiştim!"
Karşımdaki kız gülmeye başladı.Yüzü biranda ciddileşti.
"Ben emir almam,veririm!Sen Kral Artur'un tek kızı Prenses Maria'ya ne cürretle ne yapmasını söylersin?!"
Ne, prenses mi?Şuan hayata yüklü bir miktar küfür okuyorum!
"Efendim denen pislik yüzünden, seni
öldürmek zorundayım!"Anlamadığı bakışlarından belliydi.
"Beni görenleri öldürmemi emretti.Ve sen,beni gördün!"
Afallamıştı.
"Bu ne yüzsüzlük!Hem sarayıma izinsiz gir,hem de beni öldür!Oh ne âlâ!"
O bir insandı ve ben insanlardan nefret ederdim.Onları ilk gördüğüm an öldürme hissi ortaya çıkardı.Lakin bu kıza karşı böyle bir his besleyemiyordum.Onu öldürmek istemiyordum.
"Benimle gelmek zorundasın."
"Neden?Neden zorundayım?"
Bu kız niye bu kadar sorguluyordu?Yoksa kız değil miydi?Ne de olsa uzun zamandır insan görmüyorum.
"Ölmek mi istiyorsun yoksa efendimin yanına benimle beraber gelecek misin?"
"Sana neden güvenecek mişim?"
"Sana garanti vermiyorum.Ölümün ya benden ya da efendimden gerçekleşecek."
Sanırım çok dürüst oldum.
"Haaayııırr!!!"
Bana çare bırakmadı.Kendi kendine konuşuyordu karşımda.Dayanamadım ve büyülü ormandan kopardığım ethel yaprağını
burnuna bastırdım.Nefes çektiği gibi kollarımda bayıldı.Onu da çuvalın yanına,kanatlarımın arasına aldım.Siyah kanatlarımı araladım ve pencereden atladım.
---------------------------------------------------------
Maria'nın AğızındanGözlerimi karanlığa açtım.Hissettiğim şey...Huzurdu.Yatağımın olamayacağı kadar rahat bir yerdeydim.Tek sorun;iki büklümdüm.
"Neredeyim ben?.."
Manzaram bol tüylüydü.Dur bir dakaka,ne?Tüy mü?
"Seni pislik herif adisi!Çıkar beni buradan!"
Bir gülme sesi duydum.Bir de kıs kıs gülüyor muydu?!
"Uyandı,çakma uyuyan çirkin!"
Doğrulmaya çalıştım lakin kafam bir yere çarptı.Başımı o yöne çevirdiğimde onun göğüsünde yattığımı fark ettim.
"Hey,lanet adam!Çıkarsana beni buradan!"
"Tesüf ederim!Orası benim uyku alanım!Lütfen düzeni bozma."
Aman tanrım!Kendimi onun özeline girmiş gibi hissettim.Zaten girmiştim,hissetmeme gerek yok.Ama benim suçum değil...
"Başlarım senin düzenine!Ona kadar sayacağım,eğer beni çıkarmazsan şu baklava görünümlü kaslarına bir yumruk yersin!"
Karnı, güldüğünü belli ediyordu.
"Aman aman,çok korktum!"
Böyle olmayacak,azizim!Vur şu pezevenkin karnına!
İç sesime laf yok!Hemen dediğini yaptım ve yumruğumu karın boşluğuna geçirdim."Lanet olsun,seni yaramaz kız!Madem öyle,bırakıyorum seni!"
Beni saran tüyler iki yana doğru açıldı.Ben tam sevincime kavuşurken bir anda kendimi gökyüzünde buldum.Sanırım uçuyorum.Ya da düşüyorum.Sanırım 1. şıkkı elemek zorundayım.
Ölüm o an bedenime dokundu.Sanki ruhumu almaya gelmiş gibi.
Pardon yanlış alarm!Beni sarmalayan şey, tekrar siyah tüyler olmuştu.Ölmeyi yeğlerim!
"Noldu?Korktun mu?"bedenim içerde kafam dışarıda olduğu için,bu sözleri alayla söylediğini görebiliyordum.
"Sen nesin?Karga mı?"
Durdu.Ağzı tekrar açılacak gibi oldu ama geri kapandı.
"Boş konuşmayı kes!Sana bir dakika daha katlanamazdım ancak şansına geldik."
Yavaş yavaş alçaldı.Sonunda ayakları yere değdi ve beni kanatlarının arasından fırlattı.Lakin hizmetli abla,hala oradaydı.
Yerle hiç bu kadar samimi olmamıştık.
"Ne oldu?Pas pas olmaya mı karar verdin?"Kaldırmak için elini uzattı.
"Iyy, ben o ele dokunmam!"
Beni umursamadı ve yanımdan geçti.Nereye gittiğine bakmak için o yöne döndüm.Ancak gözlerim,şok olmuştu.Evet gözlerim.Şuanda karşımda bir ağaç duruyordu.Kurumaya yüz tutmuş kavuğunda bir ayna bulunuyordu.
"Az önce pek cesurdun!Ne oldu o yiğide?!"
Aklınca dalga geçiyordu.
"Sana soran olmadı kuş beyinli!"Evet kuş kanatları ve kuş beyni vardı.Afferin bana!Güzel tespit.
"Geliyor musun,ufaklık?"ne saçmalıyor bu,aynı yaşta gibi görünüyoruz!
"Sensin,ufaklık!"sözlerimin üzerine,yere eğildi ve belimi kavradığı gibi havaya kaldırdı.Kanatları yetmedi,kucaklaşmayı seçti.Pislik adii!
"Bırak beni!Lanet olsun!"
Beni az önce gördüğüm aynaya götürdü.Kucağındaki ben ile beraber aynanın içinden geçti!
Biri beni cimcirsin çünkü kötü bir kâbusta olmayı diliyorum!
Gözlerimi kapattım ve kendimi bu yabancı kargaya teslim ettim.Acaba hata mı yapıyorum?
Umarım beğenmişsinizdir,sevgiler KELEBEK🦋<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan kırmızısı
Fantasy(ORTAOKUL dönemimde yazdığım bir kitap...) Gecenin karanlığında doğdu bu lanet.Büyülü ormanın kenarında... Sihir onu ele geçirmişti.Sanki bir mıknatıs gibi kötülüğü içine çekiyordu.Ya da belki de kendisi kötü olandı... Mitoloji kitaplarında geçiyo...