Maria'nın Ağızından
Soğuk bedenime işliyordu.Şu ayna görünümlü şey çok soğuktu.Bana saatleri andıran birkaç saniye içinde bu soğuktan çıktık.Gözlerimi ılık bir esintiyle açtım.Karşımda devasa görünen bir orman bulunuyordu.Ağaçlar daha önce gördüklerime benzemiyordu.Hatta hiç alakaları yoktu.Ağaçların yaprakları yeşilin her tonunu bulunduruyordu.Üzerlerinde daha önce hiç görmediğim türlü türlü çiçekler vardı.Çimenler ise fıstık yeşilinin biraz daha soluk haliydi.Çalılıklarda orman meyvesini andıran tomurcuklar ile kaplıydı.
Benim gözlerim yuvalarından fırlayacak kadar açılmışken,bu yanımdaki uzun,yakışıklı siyah saçlı,bakla göbekli şahsi bu gördüklerime tiksintiyle bakıyordu.
"Neden nefretle bakıyorsun?"
"İnsan her gün gördüğü şeylerden usanıyor,"
O insan mı dedi?Ben hayatımda hiç kanatlı bir insan görmedim ki!
"Düzeltme;sen insan değilsin!"
"Öyle mi dersin?"Bu çocuk kıt mı?
"Evet öyle derim.Hiç kanatlı,beyaz tenli ve sivri dişl-aman tanrım!Sen bir vampirsin!"Evet yeni idrak ettim,ne de olsa hergün vampir görmüyorum.
"Göründüğün kadar aptal değilsin.Evet majesteleri,karşınızda Kont Dracula'nın biricik oğlu Prens Ares durmakta!"
Bu kadar ego fazla ama!Hatta bana bile...
---------------Geçmişten sahneler-------------
Maria'nın gözleri ona ihanet ediyordu.Onu, uykunun derin sularına çekmek isteyen göz kapakları direniyordu.Ama hayır!Maria bu akşam bir masal dinlemeden uyumamaya kararlıydı.
"Hadi ama anne!Bu gün için söz vermiştin,"
Kraliçe Militsa,ısrarlara dayanamadı ve elini kızının kızıl saçlarında gezdirdi.
"Sana çok ama çok eski bir efsaneyi anlatacağım."
"Ne kadar eski?"
"Tanrıların yer yüzünde yaşadığı dönem kadar eski."
"Vay canına!"
"O zamanlarda bir çok canavar ve yaratıklar bizlerle yani atalarımızla yaşıyordu.Barış içinde çok güzle bir hayat sürdüler.Ta ki o güne kadar!"
Maria yorganını başının üzerine çekti.
"O gün ne oldu?"
"O gün nedeni bilinmeyen bir olayla yaratıklar insanlara saldırmaya başladı.Kimileri bunu Kont Dracula'nın emrettiğini söylüyor,"
"O kim?"
"O mu?O evrenin en güçlü canlısı,Vampir soyunun ölümsüz kralı!"
Maria çok heyecanlandı.
"Vampirler gerçek mi?!"
"Elbette!Neyse devam edelim.Sonra bizim tanrılarımızda onlara karşı savaş açtı ve atalarımızı piyon olarak kullandılar."nefes alıp devam etti."Savaş yıllar sürdü lakin buna deydi.Savaşı biz kazandık!Kont Dracula'da olmak üzere bütün vampirleri öldürdük.Tanrılarımıza yalvardık ve diğer tüm yaratıkları büyülü ormana kapatıp kilitlettik.Ve şuan hala oradalar."
"Ne yani?Vampirler artık yok mu?"
Kraliçe Militsa,güldü.
"Bilindiği kadarıyla yok.Ancak büyülü ormanın en diplerinde bir tane daha kalmış olabilir."
"Onunla tanışmayı çok isterdim.Peki ölümsüz Vampiri nasıl öldürdüler?"
Kraliçe Militsa,yataktan kalktı ve kızına elini uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan kırmızısı
Fantasy(ORTAOKUL dönemimde yazdığım bir kitap...) Gecenin karanlığında doğdu bu lanet.Büyülü ormanın kenarında... Sihir onu ele geçirmişti.Sanki bir mıknatıs gibi kötülüğü içine çekiyordu.Ya da belki de kendisi kötü olandı... Mitoloji kitaplarında geçiyo...
