1. Bölüm

4.9K 334 168
                                    

Merhaba, ben geldim. Bölüm içinde ilk kez karakter fotoğrafı paylaştım, ben onları çok yakın buldum. Her bölüm fotoğraf gelmeyecek elbette, bazen denk geldikçe atarım. Açıklama kısmı sonda, oy verdiysek yorum yapmak için hazırlanalım ve başlayalım.

Keyifle okuyun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifle okuyun.

Aslan'ın bakışlarının keskinliği karşısında Aybars kısa süreli şaşkınlık yaşamış olsa da onun benim gerçekten kardeşim olmadığını bildiğinden manevi abim sandı, oysa o benim abim olacak en son insandı. Üstelik ben ondan ay farkı ile büyüktüm.

"Memnun oldum," diyerek elini uzatan Aybars, tereddütlü bir gülümsemeye de dudaklarında yer vermişti. Aslan'ın dik dik bakışı sadece onu değil beni de sıkmaya başladığında ağırlığımı bir ayağımdan diğerine verdim. Öne doğru attığım küçük bir adım eteğimi olabilecekmiş gibi daha kısa gösterirken, ortamın ışıkları çıplak bacaklarıma vuruyordu. Aslan beni ve Aybars'ı baştan aşağı süzdüğünde hâlâ ona uzatılan eli tutmamıştı.

"Elim," diyerek ellerini birbirine sürttü ve kanı iki elinin avuç içine yayıldı. "Tokalaşmasak daha iyi. Üzerin kan olsun istemem." Az daha bakmaya devam ederse bizzat kendisi üzerini kana bulayacak gibiydi lakin bunun için ortada sebep yoktu. Ailem bile sevgilimin olduğunu bilirken Aslan'a neydi?

"Ah," diyen Aybars ceketinin iç cebinden bir mendil çıkararak uzattığında Aslan bunu da başıyla reddetti. "Yara bandı falan, bir şeyler bulalım." Başını çevirdiğinde garsonları görmeye çalıştı.

"Yara bandı her yarayı kapatmaz," dedi Aslan gözlerimin içine baka baka. Sanki muhatabı bendim. "Zaten bu yara da, kapanmaz." Aynen öyle der gibi başımı aşağı yukarı salladım. Restleşiyor gibiydik fakat unutmaması gereken bir şey vardı; Aslan artık benim oyun arkadaşım değildi. Büyümüştük ve büyürken de tarafımızı kendimiz seçmiştik. O daima benim karşımda duracaktı, bundan sonra yanımda yöremde işi olamazdı.

Aybars cümleleri fazla arabesk bulmuş olacak ki kaşlarını yukarıya aşağıya hareket ettirerek konuyu kendince kapattı. "Meleğim," diyerek bana döndüğünde göz göze geldik. "Pastanı yiyemedin. Sen başla, ben bize şarap alıp geliyorum."

Gözlerimi minnetle açıp kapattım. Aybars yanımdan ayrıldığında ben de orada durmak istemediğim için adım attım ancak bana engel olmasına da hiç şaşırmadım.

"Görevden döndüm," dedi kısılan kirpiklerinin altından bana bakmaya devam ederken. "Böyle mi karşılıyorsun beni?" Biraz daha dikkatli baktığımda gerçekten de yeni görevden döndüğünü fark ettim. Yüzünün bazı kısımlarında yanık izleri vardı ve bu genellikle görev dönüşünde göze çarpardı. Babamdan sık sık gördüğüm şeyler olduğundan hızlıca ayırt edebilmiştim. Bu saatte çiçekçi de bulamamış olacak ki bahçeden bir dal gül koparıp gelmişti. Hâlâ avucumun içinde tuttuğum güle baktım ardından gözlerine.

Aslan Mabedi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin