5.🌼

1.1K 77 23
                                    





Eve geldiğimde kapının önündeki aracı görmemle kaskatı kesildim. Chae'nin aracıydı bu..

Ama ne işi vardı burda gece gece...
Hemen beklemeden içeri koştum.

Tanrım lütfen kötü şeyler olmasının?!


Jisoo'dan

Hemen beklemeden içeri girdiğimde salondan gelen seslerle oraya yöneldim.


Salona geldiğimden Jia ve babamın başında iki adam karşılarında ise Chae oturuyordu. Hepsinin bakışları bana kaydığında sertçe yutkundum. Ne oluyor lan burda??!


"Gel güzelim." Chae beni çağırdığında şaşkınlıkla ona baktım. Güzelim mi dedi o??


Usulca yanlarına giderek oturdum. Jia ve babam bana öldürücü bakışlarını atıyorlardı. Ve korkmadım değil açıkçası.



"C-chae neden geldin?" Dediğimde gülümseyerek elleriyle saçlarımı okşayıp minik bir öpücük kondurdu.


"Seni merak ettim. İyi misin?" Dediğinde kafamı sallayarak onu onayladım.

"Şey evet iyiyim." Dediğimde anlamışçasına kafasını salladı.

"Güzel. Biz de annen ve babanla özel bir konu konuşuyorduk." Dediğinde anlamaz bakışlarımı Jia ve babama attım.


"N-ne konuşuyordunuz?" Dediğimde sırıtarak babama baktı.

"Jisoo sen gel kahve yapalım misafirlerimize." Jia ayağa kalkıp kolumdan çekiştirerek mutfağa götürdü beni.


"A-anne ne oluyor?" Dediğimde alaylı bir sırıtışla bana baktı.


"Ne mi oluyor? Senden sonsuza dek kurtuluyoruz." Şaşkınca ona baktım. Bu da ne demekti?!



"N-nasıl?" Kekelemiştim yine.


"Çünkü Bayan Park seni istemeye gelmiş. Şimdi daha fazla bekletme de kahveleri yap götür!" Dediğinde yerimde kaskatı kesildim. Beynim durmuştu resmen.


"Ne demek istemeye gelmiş. Nasıl hemen verdiniz beni?" Dediğimde yanıma gelerek kolumu tuttu.



"Nasıl hemen verdiniz de ne demek, kadın Kore'nin en büyük yeraltı mafyası!! Bizi öldürmekle tehdit etti. Eee bizim canımız da tatlı olduğuna göre geriye sen kalıyorsun. Ha bir de yüklü bir miktarda para ödeyecek bize." Sesi resmen beynimde yankılanıyordu. Para ile beni satın mı almıştı yani? Pişkin pişkin anlattığında iğrenerek ona baktım.

"B-ben evlenmek istemiyorum!" Dediğimde histerik bir kahkaha atarak kolumu sıktı.


"Evlenenceksin Bayan Park'la! Şimdi siktir git kahve yap kadını bekletme!!" Bağırdığında dolu dolu olan gözlerime lanet ederek kahve yapmaya başladım.




Asla beklemezdim bunu ondan. Neden bir anda benimle evlenmek istedi? Benim fikrimi bile alamamıştı. Üstüne para teklif edip beni satın alıyordu. Tamam çok iyi kadındı bana kötü de davranmadı ama yine de tanımıyordum onu.



Dakikalar sonra kahveler hazır olduğunda gözlerimi silerek tepsiyi elime alıp salona girdim. İlk kahveyi Chae'ye ikram ettiğimde dudaklarını yalayarak kahveyi alıp derince gözlerime baktı. Diğerlerine de kahveyi ikram ederek yerime oturdum.



"Şimdi Bay Kim kızınızı istediğimi söyledim ve siz de verdiniz. Bunda anlaştık. Para konusuna gelecek olursak düğünden sonra hesabınıza yatıcak." Bu kadar kolay mıydı ya??!



"Ben istemiyorum!" Dediğimde herkes bana baktı.



"Evlenmek istemiyorum, neden kimse fikrimi almıyor!" Dediğimde babam bana doğru gelerek sinirle baktı.


"Sana soran olmadı!! Kes sesini!!" Tam elini kaldırıp yüzüme vuracakken Chae elini tutarak büküp öldürücü bakışlarını attı babam denen şahsa. Babam ise acıyla inliyor ve kıvranıyordu.


"Bundan sonra benim eşime elin kalkarsa o elini münasip bir yerine sokarım!! Anladın mı beni?!!" Diyerek bağırdığında ben bile korkmuştum. Babam korkuyla kafasını salladığında elini bırakarak yerine oturdu.

"Bundan sonra benimsin Jisoo ayrıca benim himayemdesin. Kimse sana dokunamaz." Dediğinde şaşkınca ona baktım. Neden bana sormuyor??


"Ben istemiyorum!" Sesim titrek çıkmıştı.


"Sana istiyor musun diye sormadım Soo!!" Chae sinirle konuştuğunda burnumu çektim usulca.


"Evet ben artık gideyim. Yarın gelirim yine hazırlıklara başlarız." Diyerek ayağa kalkıp salondan çıktı. Ben de peşinden gittiğimde arkasını dönerek beni aniden kollarının arasına alarak kafasını boynuma gömdü.


"Her şey senin için güzelim." Diyerek anlıma minik bir öpücük kondurarak arkasını dönüp gitti. Arkasından şaşkın bir ben bırakarak.

.
.
.


"Anne hiç mi acımadınız bana?!!" Dediğimde Jia kahkaha atarak bana baktı.


"Pis sürtük böyle bir fırsat elimize geçti bir kere bize de kullanmak düştü." Dediğinde damla damla düşen gözyaşlarımla odama çıkıp kapıyı kilitledim.


Ne yapacaktım ben şimdi? Tanımadığım bir insana veriyorlardı beni?? Evet sikeyim iyi biriydi. Ama Jia o bir mafya demişti. Bu doğru muydu acaba?



Kafam fazlasıyla karışıktı. Tanrım yardım et lütfen!!

.
.
.

1 gün önce....

Chae'den

"Efendim bu Bayan Kim'den bahseden mektup mu?" Jinyoung sorarcasına konuştuğunda kafamı salladım onaylarcasına.

"Evet Jinyoung annesinin vasiyeti bu. Ölmeden önce kızını bana emanet etmişti. Tabi o zamanlar Jisoo'yu tanımıyordum." Derin bir nefes alarak sözlerime devam ettim.

"Babam öldükten sonra mafyalık işini devralıp Kore'ye geldim." Dediğimde Jinyoung şaşkınlıkla bana baktı.

"Neredeydiniz efendim?" Dediğinde tebessüm ettim.

"Avusturalya'daydım, ailemin yanında. Byeol'ün de ölüm haberini aldıktan  sonra temelli Kore'ye döndüm. Jisoo'yu her yerde aradım. Ve en son bir markette buldum." Dediğimde Jinyoung anlamışçasına kafasını salladı.


"Efendim peki annesiyle nerden tanışıyordunuz?" Gülerek ona baktım.

"Annesiyle buraya babamı görmeye geldiğimde tanımıştım. Annemin yakın bir arkadaşıydı. Keşke o zamandan beri Jisoo'yu tanısaydım." Kafamı eğerek elimdeki kağıt parçasına baktım.

Jisoo annesinden bana kalan bir hediyeydi ve ben onu ömrümün sonuna kadar koruyacaktım..










Doğruyu söyleyin böyle bir şey beklemiyordunuz?? Kdkdkkd

Chae gibi bir mafya istiyorum 🤧🤧

Bölümü nasıl buldunuz bakalım??

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum çiçeklerimmmmm ✨💞

xxHee-Ranxx.     

               🍓.           

MY DAİSY|| ChaesooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin