7.🌼

992 75 17
                                    






"Yani Soo. Üvey annenden ve babandan daha iyi bakacağı kesin. O yüzden sus ve bizimle elbise seç!!" Dediğinde oflayarak gözlerimi kaçırdım.

"Bilmiyorum Lis." Dediğimde yanıma oturarak saçlarımı karıştırdı.

"Her şey çok güzel olucak kötü düşünme." Dediğinde Jennie de tebessüm ederek gelip bana sarıldı.





Jisoo'dan

Mal gibi gelinliklere bakıyordum. Annem öldükten sonra gelinlik hayallerim yerle bir olmuştu. Şimdi ise Chae'nin beni getirdiği mağazada gelinlik bakıyordum zorla.

O benim aksime çok heyecanlıydı. İki de bir gelinlikleri gülümseyerek bana gösteriyordu. Kendimi mutlu olmak için zorlasam da olamıyordum.



Chae asık yüzümü gördüğünde hemen yanıma gelip endişeyle beni kontrol etti.



"Güzelim bacağın mı ağrıyor. İstersen hastaneye gidebiliriz?" Dediğinde ifadesizce ona baktım bir süre daha sonra kafamı iki yana sallayarak onu reddettim.



"Hayır istemiyorum." Dediğimde elimden tutarak beni koltuğa oturttu.




"Canın mı sıkkın? Yoksa gelinlikleri mi beğenmedin?" Dediğinde sinirle yüzüne baktım.




"Ya ben senden bişey istemiyorum!! Beni rahat bırak artık!!" Dediğinde endişeli yüzü sinirli bir hal aldı. Sanırım onu çok fazla sinirlendirdim ama bu şu an umrumda değildi.




"Jisoo artık ne bekliyorsun benden?! Seni o baban denilecek adamdan ve üvey annenden kurtarıyorum!! Daha ne yapmamı bekliyorsun!?" Dediğinde ben de bağırmaya başladım onu gibi.




"Ya sana kurtar diyen oldu mu? Ben mi senden yardım istedim!?"



"Evet!!" Diyerek sesini yükselttiğinde kaşlarımı çattım.



"Kalk gelinliğini seç de şu sikik terden çıkalım!" Lafı değiştirerek arkasını dönüp dışarı çıktı. Benden bişey mi saklıyordu?

.
.
.

Sonunda istemeye istemeye bir gelinlik seçmiş Chae parasını ödeyip çıkarmıştı bizi ordan.



O ise hala sinirli bir şekilde dolanıyordu. Eşleriyle direksiyonu sıkı sıkı tutmuş kaşları çatılı bir şekilde yola bakıyordu.



Tamam biraz abarttım ama yinede ondan yardım istememiştim.



Aniden evime giden yoldan başka bir yola saptığında doğrularak yola baktım.



"Nereye gidiyoruz!?" Dediğimde omuz silkerek yola baktı.




"Nereye gidiyoruz dedim sana!?" Bu sefer bağırdığımda arabayı anında bir uçurumun kenarında durdurdu.




"İn aşağı konuşucaz!!" Dediğinde sinirle aşağı indim.


"Ne var yine?!" Dediğimde yanıma gelerek kolumu tuttu.




"Bak Jisoo sana neden yardım ettiğim hakkında bilgi veremem ama şunu bil evlendiğimizde sana yan gözle bakacak biri değilim! O kadar güvensiz bir sürtük gibi mi görünüyorum gözünde hım konuşsana, neden susuyorsun!?" Kolumu sıktığında gözlerim dolmuştu istemzice.




"Merak etme isteğin dışında sana dokunmam!! Bunu kabul et ya da etme er ya da geç evleneceğiz ve tüm sorumluluğun ben de olucak!! Anladın mı?!" Dediğinde titreyen dudaklarımla ona bakmaya devam ettim. Tanrım kesinlikle bişey saklıyor benden!! Emindim..



"Anladın mı dedim sana sesin çıksın!?" Dediğinde kafamı sallayarak mırıldandım.



"A-anladım." Dediğimde kollarını belime sararak beni kendine çekti. Kafamı göğsüne gömerek kokusunu içime çektim sakinleşmek istercesine.



"Aferim. Şimdi biraz sakinleş evine götüreyim seni. Yarım almaya gelirim seni davetiye bakıcaz." Dediğinde hiçbir tepki vermedim, veremedim...


.
.
.

Sakinleştikten sonra Chae beni arabaya bindirerek evin önüne getirdi.



Ona bakmadan arabadan inip eve gittim hemen. Çok utanıyor aynı zamanda da kendimi kötü hissediyordum.




Kafam o kadar dolu ve karışıktı ki neye tepki vereceğimi şaşırmıştım resmen.


Kapıdan girdiğimde duvara yaslı bir şekilde beni bekleyen Jia ile karşı karşıya geldim.



"Yine kadını kendinden bıktırdın değil mi?!" Dediğinde kafamı eğdim hemen.



"Ben evlenmek istemiyorum!" Dediğimde hemen yanıma gelerek beni saçımdan tutarak odama sürükledi.


"Sana evlenip evlenmeyeceğini kimse sormadı!! Ama sen hala dayak yemek istiyorsun!!" Diyerek beni içeri koyup yere atarak tekmeler savurdu karnıma.




"L-lütfen yapma!!" Zorlukla konuştuğumda o beni dinlemeyerek hala devam ediyordu.



"Jisoo yeminim olsun ki eğer o kadınla evlenmezsen o seni istemez ve eve geri gönderirse burası sana cehennem olur anladın mı beni sürtük!!!?" Dediğinde hateketsizce yerde kaldım.



Sırtıma bir tekme attığında acıyla inledim. "l-lütfen!" Artık devamı gelmiyordu cümlemin.



"Şimdi yat zıbar!! Yarın seni almaya gelicek! Eğer ki ona karşı vçr saygısızlığın olsun gebertirim seni!!" Yüzüme sert bir tokat geçirerek kapıyı üstüme kilitleyip çıktı.



Şuan yediğim dayak hiçbir şekilde bana bir şeyi ifade etmiyordu. Alışmıştım beni dövüp hayvan muamelesi yapmasına.



Yerden zorla kalkarak yatağa yattım. Tüm kemiklerim ağrıyordu ve sabah ilk için karnımdaki ve kollarımdaki morlukları kapatmam gerekiyordu. Bunun için de çokça fondöten..



Gözlerimi kapattığımda ilk aklıma gelen Chae'nin sinirli yüzüydü. Aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Ama beni de anlaması lazım..

Daha fazla düşünmeden gözlerimi yorgunlukla kapattım....






Ayh bu Jia'yı dövecek biri lazım..

Her neyse oy ve yorumlarınızı bekliyorum çiçeklerimmmmm 🌺💜

xxHee-Ranxx.         

               🍓.              








MY DAİSY|| ChaesooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin