İyi okumalar 💜
13.Bölüm
{Bırak, sende kaybolayım.}𝕸𝖊𝖋𝖙𝖚𝖓
"Çok haksızlık ettim."
Başını bacağıma koyan Tufan'ın saçlarını okşadım. Başımı kaldırdığımda yıldızları gördüm. Bir yandan denizin, kumlara vurma sesi gelirken bir yandan Tufan'ın düzensiz nefesleri geliyordu kulağıma.
"Sen nereden bilecektin?"
"Keşke düzgünce sorsaydım."
Ona doğru baktım.
Evet, belki de düzgünce sormalıydı. Hep de bu aklına eseni sorgulamadan yaptığından değil mi tüm pişmanlıkları? Ama onun, bunu Tufan'a söyleyeceğini düşünmüyorum. Sonuçta korumak istemiş Tufan'ı. Doğru ya da yanlış, bu şekilde korumayı seçmiş ve kardeşini tanıyor. Tufan'a söyleseydi belki de her şey ters gidecekti. Her şeyin, böyle olması gerekiyormuş ki, olmuş. Belki de, gerçekten düşmanı düşmanına ne yapabilirdi? Zafer'e bile onca şeyi yapmışlarken, canından çok sevdiği kardeşi olduğunu bilseler çekip vurmazlar mıydı? Vururlardı.
"Onu yalnız bıraktım."
Zafer abinin bu kadar şeyle baş etmesi, onca sorun yüzünden yalnız kalıp hayatının bitmesi gerçekten öyle berbattı ki. Ya da Tufan, sokaklarda onca şey yaşamış, öz abisinin ona düşman olması düşüncesi ile yanıp bitmişti.
Ama ne dersin, geri alınıyor mu geçmiş zaman?
Ama yine de 35 yaşına gelmişti ve yuva kuramamıştı. Babası yüzünden.
Bir baba, çocuklarına niye bunu yapardı. Babalar neden bu kadar düşüncesiz ve acımasız oluyorlar, neden sadece kendi hayatları üzerine yaşıyorlar?
İki baba, üç çocuğun çocukluğunu, geleceğini, en çok da hayatını bitirmişti.
Benim gibiydi onlar, bitiklerdi. Tek fark onların umutları yok olmuştu.
Ben Tufan'ı daha fazla böyle bitik ve çaresiz görmek istemiyorum.Hayat, iki kardeşi birbirine düşürecek kadar acımasızdı.
"Yanına niye gitmiyorsun Tufan?"
"Cesaretim mi var?"
"Asıl şimdi onun yanına gitmezsen yalnız bırakırsın. Olanları öğrendikten sonra onun yanında olacağını düşünüp anlattı sana. Utandığın için değil hâlâ ondan nefret ettiğin için gitmediğini sanar."
Kafasını kaldırıp bana baktı.
"Daha fazla yanlış şeyler düşünmeden yanına git abinin."
Derin bir nefes aldı. "Ya, kızgınsa bana?"
Omuz silktim. "Biraz daha bağırır çağırırsınız olur biter."
Gülercesine bir ses çıkarıp doğruldu. Ellerimi avuçları arasına alıp öpücükler kondurdu.
"İyiki varsın."
Birkaç gün sonrasına...
Ayrandan yudum alırken Zafer'e doğru baktım.
Diğer işleri dışında büyük bir şirket yönetiyormuş. Tefecilik v uyuşturucu ile de uğraşıyormuş. Birçok şey yapıyor, normal değil miydi bunca düşman? Tefecilikten bahsediyoruz hani, babası yüzünden bataklığa düşmüş.
En çok şaşırdığım şey Sude ile Zafer'in arasındaki ilişki.
Öncesinde bir şeyler yaşamışlar ama Zafer'in, Tufan'a vurduğunu öğrenip şahit olduğunda bitirmiş ilişkilerini. Sude'nin anlattığı şeyler hâlâ aklıma, film gibi. Mesela Zafer, Sude'yi seviyordu. En çok da buna şaşırıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN |GAY|
General FictionBölümler uzundur. Bir ömür, anca bu kadar azap çekebilir ve bir ömür anca böylesine sevilir. |DÜZENLENDİ| Küfür, cinsellik, şiddet gibi olaylar içerir. Sevmeyen hoşuna gitmeyen girmesin lütfen. Konu&Dram