İyi okumalar..
11.Bölüm
{Kaderim böyleymiş, ellerin ne suçu var?}𝕸𝖊𝖋𝖙𝖚𝖓
Çardağa doğru yürüyüp boş yerlere oturduk. Barış ellerini önünde birleştirmişken, ben de hafiften öne eğilip dirseklerimi dizime yasladım ve ellerimi birleştirdim. Biz gelmeden başlamışlardı bile.
"Hayırlı sabahlar Tufan."
Yanımdaki Suat abiye döndüm. "Sağolasın abi, nasılsın iyisin?"
Kafasını salladı. "Bu gün dükkanı geç açıyon?"
"He abi, bir kerelik biz de katılalım dedik. Az biraz çaysız kalsın mahalle."
Gülerek omzuma vurduğunda kafamı salladım.
"O gün mahallede kıyamet koptu. Ne iş?"
Diğer yandan konuşan İdris emmi, iki dakikada germişti beni. Kafamı hafif çevirip Barış'a baktım. Bizim aksimize, pür dikkat bir şeyler anlatan hocayı dinliyordu. Tekrar dönüp konuştum.
"Sen kıyamet görmemişsin emmi."
Gülerek kafasını salladı. "Mahalle yanmasın da, biz görmesek de olur."
"Görmezsin, rahat ol sen."
Yine bozuyorlar ya benim asabımı, niye yanacakmış mahalle? Hayırdır benden başka kim yakarmış bu mahalleyi, Salih de kimmiş ulan?
"Sen yaşadıkların zorluklar için kendini nasıl suçlarsın? Bu yaptığın kendine eziyet değil midir? Yaratıcıyı da suçlayamazsın. E bu, en büyük günahtır ha."
"Ama, ya Allah'ın çok kızacağı bir şey yaptıysak?"
Barış'ın sesi kulaklarıma dolunca çatık kaşlarımla ona döndüm. Hoca'dan başka kimsenin konuşmadığı ortamda Barış'ın sesi duyulunca, herkes ona odaklanmıştı.
"Allah, hiçbir kuluna küsmez. Ha kızar, ama küsmez."
"E tamam günah işledin, hepimiz insanız. Hepimizin günahı var. Kıyaslama yapılır mı hiç? Onun bunun yapmadığı günahı yaptın diye en pisi sen mi oldun? Senin yapmadığın pislikleri de sana söz edenler yapıyor. Onlar hiç mi yanmayacak?"
"Hiçbir zaman, Allah'ım sen beni böyle mi cezalandırdın diye isyan edip burun çevirme. Her şer bir hayır getirir diye bir söz vardır bilir misin? Senin şerin de buymuş, isyan etmek olur mu hiç?"
"Ne konuşuyorum ben geldiğimden beri, onun bunun sözüne bakıp kendinizi Allah'a küs bellemeyin. Size sen günahkarsın diye başınıza uçuşan adam ne kadar melek olabilir?"
Barış'ı izledim. Öyle dikkatli, öyle heyecanlı dinliyordu ki. Belki de şuana kadar duymak istediği tek tesellisiydi bu sözler. Bu saatten sonra kendine eziyet etmeyi bırakırdı belki, belliydi. Öyle etkilenmişçesine dinliyordu ki. Aramızdaki en genç oydu. Belki de bu yüzden uzun uzun açıklıyordu Hoca ona.
Meraklıydı. Atılgandı da.
Birkaç saniye daha izledim onu.
Şu olaylar bitince, ben bu çocuğu, okutsamıydım?
~~~
Barışla bir kahvaltıcıda kahvaltı yapıyorduk. Yarın, geçen veremediğim parayı toparlayıp vermenin son günüydü. Parayı halletmiştim ama şuanda hepsini Barış'a harcamayı düşünüyordum. Bu gün Barış işe gitmeyeceğini söylemişti. Gidip nerede çalıştığına baktıktan sonra ben de kahveden izin aldım. Tüm gün Barış'laydım, dün onun o hâlini görünce güldüğünü görmeden eve bırakasım gelmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN |GAY|
Ficção GeralBölümler uzundur. Bir ömür, anca bu kadar azap çekebilir ve bir ömür anca böylesine sevilir. |DÜZENLENDİ| Küfür, cinsellik, şiddet gibi olaylar içerir. Sevmeyen hoşuna gitmeyen girmesin lütfen. Konu&Dram