Üç kez ard arda bölüm atmamdan da anlamışsınızdır. Bir süre bölüm gelmeyecek. Bu süre, üç haftayı aşabilir. Uzunca yazdığım bu bölümleri, üç haftaya bölerek okumanızı umarım..
Şiddet içerir, rahatsız olacaklar okumasın.
20.Bölüm
{Ben bu gece ölmezsem, ölmem hiçbir vakit.}𝕸𝖊𝖋𝖙𝖚𝖓
"Evet Sude, geliyorum eve. Berat bir şey istiyor mu?"
"Çikolata istiyormuş, ha? Bir tane değil! İki tane iki. Okuldaki bir arkadaşına verecekmiş! Ay söylememem gerekiyordu duymadın bunu tamam mı abisi?"
Gülerek telefonu kulağımdan çekip hoparlör kısmına doğru konuştum.
"Hayır, hayır ben hiçbir şey duymadım!"
Gülerek tekrar kulağıma götürdüm telefonu. "Tamam Sude ben kapatıyorum. Hadi, görüşürüz evde."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattığım gibi gülen dudaklarım düşerken, derin nefes aldım. Hava kararmıştı , üstelik o kadar acıkmıştım ki. Oruç oruç çalışmak kadar zor bir şey yoktu.
Eve gitmek, istemiyordum. Ablamın yüzünü görmek istemiyordum.
Yere bakarak yürürken bir gülüş çıktı dudaklarımdan.
Haklıydı ama ablam. İşe giderken bile arkamdan bana doğru konuşan insanların yüzüne dönüp de iki laf söyleyemedim.
N'apayım, diğer erkek kardeşler gibi olamıyorsam, ne yapayım? Evet kız gibiyim, abla. En çok da bunda nefret ediyorum. Ama inan, inan çabaladım. Seni korumak için, çok çabaladım. Devam da ediyorum, edeceğim. Başıma ne gelirse gelsin ben koruyacaktım seni. Çalışacaktım korumaya.
Ama bilmiyorsun abla. Bir tek sen masum değilsin, bir tek sen çekmiyorsun.
Ben güçlü olabilirdim belki, böyle büyütülmeseydim. Diğerlerine babası dövüşmeyi öğretmiştir. Benim babam, yoktu.
Göğsüm derince yine kalktı. Telefonu indirdiğim gibi yine bir arama belirdi ekranda.
TUFAN arıyor..
Gülümsedim.
İşten çıkış saatlerimi asla kaçırmıyordu. Son iki gündür, bana olduğundan fazla iyidi. O kadar yakındık ki, ara saatlerde sadece onu arıyordum. Hatta dün, işten geç çıktığım için izin alıp yanıma gelmişti. Bana yemek alıp, iftarı birlikte yapmıştık. Hem de otelin terasında.
Çok farklı, belki de haddime değil ama ben iyi hissediyorum. Sanki bundan sonra hayatım hep böyle, hatta daha güzel olacak gibiydi. Bana böyle neden davranıyordu? Bin türlü ihtimal düşündüm, ama kafamda hep aynı ses çalıyordu.
Sessiz bir gülüş bırakırken köşeyi döndüm, telefonu açıp kulağıma götürdüğüm sıra kafamı kaldırınca gözlerimin önünde bir silah namlusu belirdi.
Havadaki elim, inerken bir adım geriledim.
Göğsüm, yavaş yavaş yanmaya başladı.
"Bin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEFTUN |GAY|
Ficción GeneralBölümler uzundur. Bir ömür, anca bu kadar azap çekebilir ve bir ömür anca böylesine sevilir. |DÜZENLENDİ| Küfür, cinsellik, şiddet gibi olaylar içerir. Sevmeyen hoşuna gitmeyen girmesin lütfen. Konu&Dram