Sidelya Özkan'dan
Kapıyı çalmış, açılmasını bekliyordum.
Bir süre sonra muhtemelen yeni gelmiş olduğunu düşündüğüm çalışan kapıyı açınca güler yüzlü bir şekilde selam verdim.
" Korel Bey'e bakmıştım ben? "
" Neyi oluyorsunuz? " soğuk bir şekilde konuşmasına göz devirmek istesem de yapmadım.
" Eşiyim. " dilimi ısırdım.
" Eski eşiyim yani. Siz Sidelya Hanım geldi derseniz o anlar zaten. "
Şaşırsa da kapıyı açık bırakıp yukarıdaki çalışma odasına çıktı.
Bir kaç dakika sonra geldi.
" Korel Bey'in bir misafiri var. Dilerseniz içeride bekleyebilirsiniz. "
Kadını onaylayıp üç hafta öncesine kadar yaşadığım eve girdim.
Salondaki büyük L koltuğa oturup çantamı kenara koydum.
Bir an bu evde koşturan bir çocuk düşündüm.
Bir erkek çocuğu...
Her şeyiyle ona benzeyen bir erkek çocuğu...
Bir süre sonra oturmaktan sıkılıp yukarıya çıktım.
Toplantı odasına girip hemen haberi vermek istesemde kendimi dizginleyip odamıza ilerledim.
Kapı kolunu sıkıca tutup aşağı indirdim fakat kapı açılmadı.
Tam o sırada arkamda duyduğum sesle oraya döndüm.
" Sidelya Hanım."
" Azra, nasılsın? "
Azra burada olduğum süre boyunca beraber vakit geçirdiğim bir çalışandı.
Benden bir kaç yaş küçük olmasına rağmen çok iyi anlaşıyorduk.
" İyiyim. İyiyim de sizin burada ne işiniz var? "
Bir an bunu neden sorduğunu düşünsemde sonradan eski kocamın evine gelip, beraber kaldığımız odanın kapısını zorlamanın ne kadar garip bir durum olduğunu fark ettim.
" Ben bir kaç eşyamı unutmuşum da rica etsem kapıyı açabilir misin? "
Azra'nın yüzü düştü.
" Kusura bakmayın Sidelya Hanım ama Korel Bey'in kesin emri var. Odaya kimseyi almıyor. Biz bile giremiyoruz. "
Şaşırmıştım.
" Anladım. Teşekkür ederim."
Bende toplantı odasına gitmeye karar verdim.
Bir kaç koridor ileride olan odanın kapısını tıklatmadan açmamla karşılaştığım manzara şok ediciydi.
Masadaki ikilinin bakışları bana dönerken ben hala tuttuğum kapı kolunu sıkıyordum.
Korel'in gömleği esmer bir kızın elindeydi ve Korel'in üstü yoktu.
Misafir dedikleri kişi buydu herhalde.
Pekte misafir gibi görünmüyordu çünkü odanın her yerinde eşyaları vardı.
Bir yerde hırkası bir yerde çantası...
Karnıma giren krampla kapıyı kapattım.
Korel'in ayaklanıp gömleği aldığını görmüştüm.
Hızlıca merdivenlere ilerlerken aynı zamanda karnımdaki kramp için endişeleniyordum.
Umarım bir şey olmaz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Çiçeği
Teen FictionGözümdeki yaşlar, elimdeki minik fotoğraf ile önümdeki denizi izliyordum. İnsan kendi canından olan birini kendinden koparmak ister miydi? Ben istiyordum. Çünkü o aynı zamanda başka birine aitti. Olmaması gereken birine... Veya olmaması gerek...