Hayat, yaşarken karşılaştığın insanlardan ibarettir. Bu insanların hayatını değiştirirsin. Ya da onlar seninkini değiştirir. Kim bilebilir ki? Belki de hayatının büyük bir parçası bile olabilirler.
Bilirsin, hayatta yaşanan olaylar asla boşuna gerçekleşmez. Kaderin, geleceğini belirler. Geleceğin bugün söylediğin söze, bugün yaptığın şeye göre şekillenir. Bu kader kimi zaman kötü yönde gitse de her şeyin iyi olacağını söylemek isterim. Zamanında çok sevdiğim biri bana şunu söylemişti;
"İşler kötü gittiği zaman; gözlerini yum, elini kalbine koy ve sessizce fısılda "her şey daha iyi olacak."
"Her şey daha iyi olacak..."
35 yaşındaki Minah, 25 yaşındaki Minah'a seslenmek istiyor.
"Güçlü kal güzel kızım! Kaderin tam da önüne gelecek."
___________Bitecek... Bitecek. Az kaldı.
Üniversite bitecek ve ben özgür olacağım. Aynı zamanda her gün onların yüzünü görmek zorunda kalmayacağım.
Onların demişken, eski sevgilim Minwoo ve eski sınıf arkadaşım Yeonjoo. Eski sevgilim beni onunla aldattı da.
Biliyorum kulağa çok acı verici geliyor. Öyleydi de. Ancak geçti. Artık acıtmıyor fakat hala canımı sıkıyor.
Son 30 gün! 30 gün sonra yeni hayatına güzel bir adım atacaksın Minah.
Ve 30 gün sonraki mezuniyet balom mükemmel geçecek!
Tabii dün beraber gideceğim Woobin bana başkasıyla gideceğini söyleyip beni ekmeseydi.
Eğer o baloya tek gidersem kesinlikle rezil olurum. Herkesin bir kavalyesi var. Oraya kesinlikle yalnız gidemem.
30 gün içerisinde kendime bir kavalye bulmak zorundaydım. Bu yüzden elimi çabuk tutmak için kendime bir kör randevu ayarladım.
Nerede kaldı bu? Yarım saattir bekliyorum resmen.
Telefonumun ekranından kendime baktım. Güzel görünüyordum. Ortalama bir güzelliğe sahiptim zaten. Dudağımda ki şeftali tonlarına sahip ruju yenilerken bir öksürük sesi duydum.
Başımı kaldırdım hızla. Bir yandan da rujumu çantama sıkıştırdım. Elini uzattı nazikçe. Kısa bir selamlaşmadan sonra karşıma oturdu.
"Lee Gangdoo." dedi kendini tanıtarak.
"Kim Minah." dedim ben de gülümseyerek.
Beklediğimden daha yakışıklıydı.
İkimiz de sessizdik. Ben kahvemi yudumlarken o bir anda sessizliği bozdu.
"Çok güzelsiniz bu arada."
Nazik olduğunu umduğum bir gülüşle karşılık verdim iltifatına.
"Teşekkürler. Siz de çok iyi görünüyorsunuz."
Şimdiden iyi bir izlenim yaratmayı başarmıştı gözümde. Oldukça nazik ve zarif biri olmalıydı.
Biraz kendimizden bahsettiğimiz kısa bir sohbet esnasında boşları almak için garson geldi.
Gangdoo yarım kalan kahvesini garsona doğru sürükledi yavaşça masada.
Garson benim ve Gangdoo'nun fincanını alır almaz titreyen elleri yüzünden fincandan birkaç damla kahve, açık mavi elbisemin üstüne döküldü.
Garson korkuyla gözlerini büyüttü.
"Çok özür dilerim efendim. Gerçekten çok özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAVALYEM OLUR MUSUN? | CHRISTOPHER BANG
ChickLitMinah, mezuniyet balosuna yalnız gitmemek için bir yabancıdan kavalyesi olmasını istedi. Ancak bu yabancının da karşılık olarak ondan tuhaf bir isteği vardı. Balo gününe kadar onun kız arkadaşı olmalıydı. Minah, başlarda bu işin ne kadar kolay olduğ...