🌻

270 37 108
                                    

-Flashback-

"Dilediğin gibi ağla. Üzüldüğünde ağlamak sorun değildir güzel kızım."

"Ama bana okulda çirkin diyorlar baba. Nerem güzel ki?"

Yine kocaman gülümserken gözleri kısıldı babamın. İçimi ısıtıyordu onun bu sımsıcak gülümsemesi. Saçımı okşamayı bıraktı ve işaret parmağı ile göğsüme, kalbimin olduğu tarafa dokundu.

"Gerçek güzellik gözle görülmez güzel kızım. Gerçek güzellik burasıyla hissedilir. Çünkü gerçek güzellik zaten buradadır. Yüz değişir ama kalp değişmez. Kalp her zaman kalıcıdır."

-Şuan-

Aynanın karşısında saçlarımı düzleştirirken telefonum çaldı. Kimin aradığını tahmin edebiliyordum. Ekrana bakmadan yeşil tuşa basarak aramayı cevapladım.

"Hazır mısın?"

Bekle, bu ses Christopher'a ait değildi.

Lucas!?

"Sen?" Dedim sorarcasına.

"Ben ne?"

"Neden sen arıyorsun?"

"Çünkü seni ben alacağım."

"Neden?"

"Çünkü sevgilinin acil bir toplantısı çıktı ve şoföründen seni alması için rica etti. Ben de nasıl olsa aynı yere gideceğimiz için seni ben alayım dedim."

"İyi peki. Ne zaman gelirsin?"

"Beş dakikaya oradayım."

"Adres vermeme gerek var mı?"

"Yok."

Onayladım ve telefonu kapattım. Bu adam çok garip davranıyordu, çok.

Sonunda saçımı da halledip son kez aynadan kendime baktım.

Gayet güzel olmuştum. Mavi çiçekli bir elbise ve sade bir makyaj ile bence abartılı olmamıştı. Yani, umarım.

Pencereden dışarı baktığımda Lucas'ın geldiğini gördüm.

Beyaz, şirin bir ayakkabı giyip hemen aşağı indim. Arabanın önünde durunca Lucas sürücü koltuğundan camı indirdi ve gözlüğünü çıkardı.

Beni baştan aşağı süzdükten sonra konuştu. Gerilmiştim.

"Pikniğe mi gidiyorsun?"

"O kadar mı kötü!?" Dedim isyan edercesine.

"O kadar."

Arabaya bindim.

"Ama Christopher sade giyinmemi söyledi."

"Sana iyilik mi yapıyor, kötülük mü belli değil... Bu annemin hiç hoşuna gitmeyecek."

Yüzümü ellerimin arasına aldım.

"Ne yapacağım?"

"Daha yarım saatimiz var. Seni benim mağazama götüreceğim. Acele edelim."

Şaşkınlıkla ona baktım.

"Mağazan mı var?"

Başını salladı ve arabayı çalıştırdı. Çok kısa bir süre sonra da durdu.

"Beni takip et."

Önce o indi. Peşinden de ben indim

Mağazaya girer girmez tüm çalışanlar etrafımızda toplandı ve birer birer eğildiler.

KAVALYEM OLUR MUSUN? | CHRISTOPHER BANGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin