🌻

249 35 73
                                    

-Flashback-

"Ayağa kalk."

Yine o korkutucu ses.

"Ne?"

"Ayağa kalk dedim. Bugün yemeğimi burada yemek istiyorum."

"Ama burası benim yerim."

"Sence bu beni ilgilendiriyor gibi görünüyor mu? Kalk dedim."

"Hadi ama, bir sürü yer var."

Sertçe yemek tabağını yanıma koydu ve oturdu. Ardından tabağında ki sevmediği yiyecekleri benim tabağıma boşaltmaya başladı.

"Hey, ne yapıyorsun?" Dedim sinirle.

"Yemeğin de artık senin gibi, bir çöp."

-Şuan-

Tteokbokkiciden içeri girdim. Hyunjoon beni orada bekliyordu. Sessizce yanına gittim.

"Merhaba."

"Merhaba. Çok açım! Hadi hemen yiyelim."

Bu ne? Unutmuş muydu yoksa? Çok rahatladım! Bütün gece bu yüzden mi uyuyamadım ben...

Biz yerken birden başını kaldırdı.

"Bu arada, unuttuğumu sanma. Çabuk anlat. Neler oluyor? Neyin sözleşmesi? Başını belaya sokmadın değil mi?"

Bittim ben.

Of neyse ne. Ona gerçeği söyleyeceğim. Yalan söylemek istemiyorum.

"Her şey bir hafta önce başladı..."

Derin bir nefes alıp devam ettim.

"Mezuniyet balosu için bir kavalyem yoktu. Yalnız gitmeye utandım ve kendime bir kör randevu ayarladım."

"Ne yaptım dedin? Ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsun!"

"Evet ama... Yine de yaptım. Buluştuğum kişi gözümde tam iyi bir izlenim yaratmıştı ki garsona kötü davrandı. Benim kırmızı çizgimdir bu biliyorsun. Neyse, ben de lavaboya gitme bahanesiyle uzaklaştım oradan. O sırada çok yakışıklı bir adam gördüm ve ben de ona kavalyem olup olmayacağını sordum."

"Sen delirdin mi? Cidden... Sana inanamıyorum. O ne dedi peki?"

"Balo gününe kadar onun kız arkadaşı olursam kabul edeceğini söyledi. Ben de kabul ettim."

"Neden küçücük boyunla bu kadar işe giriştin? Eğer en başından bana söyleseydin kavalyen olarak gelirdim baloya."

Yüzüne baktım sadece. O da endişeyle bana bakıyordu. Nasıl söylerdim ona kavalyem olarak gelmesini? Zaten okuldakilerin gözü sürekli üstümüzdeydi. Hakkımızda saçma sapan sevgili dedikoduları çıkarmışlardı. Hatırladıkça sinirleniyorum!

"Eğer istersen hala bu saçma sözleşmeyi iptal edebilirsin. Kavalyen olarak gelebilirim."

Daha sonra endişeyle bakan gözlerini üzerime dikti.

"Biliyorsun, sen benim dostumsun, kız kardeşimsin. Yardıma ihtiyacın olduğu her an sana her türlü yardımı ederim. Sadece düşün, bu anlaşmayı yapmak zorunda değilsin."

O an son bir haftayı düşündüm. Her şey çok hızlı gelişmişti. Christopher'ın kız arkadaşı olmuş, şirketine gitmiş ve ailesiyle tanışmıştım.

Düşününce, kulağa cidden inanılmaz geliyordu.

Ancak... Christopher ile bu anlaşmaya devam etmek istiyor muydum?

KAVALYEM OLUR MUSUN? | CHRISTOPHER BANGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin