1

329 28 42
                                    

"Bu da tamam...Seni daha tatlı bir şekilde paketlemeyi ben de isterdim,Malfoy..Kusura bak.''
Büyülü iplerle bağladığı adamın çırpınması ile yanına ulaşan esmer adam kaşlarını çattı.

"Ne diyecek diye meraklanmıyor musun?"
Arkadaşına doğru dönen kumral adam omzunu silkmekle yetindi.

"Hadi ama Rem,kimse ağzını açtığımızdan haberdar olmaz bile."
Oldukça meraklı olan arkadaşına karşı iç geçirirken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Tamam,Frank. Ancak Malfoy, açarsam.."
Adama döndü. Sarışın adam iplerle cebelenmeyi kesmişti. Bağırarak kulağına eğildi

"..'İ,M,P,E,R,İ,O' harfleri yasak ama olur mu?"
Sarışın adamın yüzüne çöken ifade ile Remus başarıyla gülümsedi.

"Tipik Malfoy.."
Franke karşı başını onaylarcasına sallarken Frank,Malfoyla beraber cisimlenmişti. Geniş bahçede bir tek üç kişi kalmışlardı.

Biri sevgilisi diğeri ise en yakın arkadaşı olan iki kişi az buçuk ileride gergin bir şekilde bakışıyorlardı. Hararetli konuşulan konuya karşı kaşlarını çatarak aralarına girdi.

"Sana oraya girersem,onu öldürürüm dedim..o kadar.."
Sirius yakışıklı yüzüne kondurduğu huysuz ifadeyle James sinirle ofladı.

"Oradaki sandığımız kişiyse ve sen bu niyetinde ciddiysen fena bozuşuruz.."
Sirius gri gözlerini devirirken dudaklarını birbirlerine bastırdı. Arkadaşına laf geçirmek fazlasıyla zordu onun için.

"Ne oluyor?"
Gözlerini diğerleri gibi arazinin epey uzağındaki yıkık eve dikerken Sirius hızla ona döndü.

"Bu aptal herif,oraya gittiğini gördüğü bir ölümyiyenin peşinden gitmemiz gerektiğini söylüyor."
Kolundan tutuğu arkadaşını çekiştirirken James kolunu kaptırdığı Siriustan kolunu geri almaya çalışıyordu.

"O zaman bırak da ben gideyim!"

"Bağırmayı kesin"
Öfkeyle birbirine bakınanları susturan keskin ses tonu ile Remus devam ettı.

"Oraya gittiğini gördüğün biri var ve az önce Kingsley 'kimse kaldı mı?' diye sorunca ilk 'hayırı' veren sendin değil mi? Yoksa ben yanlış mı hatırlıyorum?"
James elini dağınık saçlarına daldırırken yutkundu.

" 'Kimse kaldı mı'diye sordu. Oradaki,kimse değil."
Remus kaşlarını çatarken Siriusun dedikleriyle aydınlandı.

"Eski sevgilisi."
Dedi ve ekledi.
"Ve tahmin et,Remus..O kişi benim kardeşim!"

"Keşke öyleymiş gibi davransan!"

Remus bununla beraber derin bir iç geçirdi. Regulus Black uzun zamandır çatışmalarda görünmemişti bir anda ortaya çıkması tuhaftı. Bakanlık tarafından yakalama emri yoktu. Ya da Malfoy ve Lestrangeler gibi tanınır ölümyiyenlerden de değildi. Tahmin doğrultusunda sadece Blacklerin karanlığa yatkınlıkları ile karanlık tarafta olma ihtimali vardı. Böylesi bir zamanda ise ihtimallere yer yoktu.Tekrar karışılıklı bağırmaya dönenleri aldırmadan Remus gözlerini uzaktaki beyaz eski eve dikti.

Ev,korku flimlerinde kulanılabilecek türden bir evdi. Her an her tarafından moloz parçaları yıkılacak gibi duruyor,rüzgar evin içinde uğultuya sebebiyet veriyordu. Üç katlı eski eve operasyon gereği kondurulan iki seherbazları vardı,çatışma bitince oradan çıktanlar kendi adamları olduğu için kimse oraya bakınmamıştı.

"Regulus..kaçıp gitmek yerine oraya mı girdi yani?"
Bu Jamesin dikkatini çekmiş olacak ki hemen cevapladı.

"Epey yaralıysa cisimlenecek enerjisi olmayabilir. Ölüyor bile olabilir."

Captivus? /JegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin