9

83 16 17
                                    

"Gelmeni beklemiyordum."
Regulus elindeki kahveyi yudumlayarak içerken koltukta oturan dağınık saçlı adama bakındı.

"Gelmeyecektim."
Sırtını yumuşak koltuğa yaslarken yüzü kasıldı ve gözlerini yumdu. Derin bir soluk çekerken boğazındaki düğümü çözmeye çalıştı. Nefes nefese kaldığından beri oturunca fark etti. Bogazini darlayan yakasını gevsetti.

Regulus adama karşı kaşlarını çatarken elindeki bardağı yanındaki masaya bırakıp koltuğa geçti. Koltuktaki adamın yanına otururken onun terli yüzüne kaşlarını daha da çattı.

"Iyi değilsin."
Adamın alnına doğru uzandı ve hissettiği sıcaklıkla gözleri büyüdü.

"Ateşin var."

"Hayır,fazla terledim. "

"Kışın bu soğuk gününde mi? Nasıl başardığını bilmek isterim."
Elindeki asayı sallarken James üzerine işleyen şifa büyülerine izin verdi. Regulus üzerindeki gömlekten onu kurtarmaya çalışırken James boş gözlerle etrafa bakındı.

"Seni ne tetikledi?"

"Hiçbir şey. Sadece yorgun bir gündü,Reg. Telaşlanma."

"James,ateşlisin ve sabah buradan sapasağlam çıktığını biliyorum. Aileden genetik olarak aktarılan ufak krizlerin olduğunu da biliyorum. Şimdi sevgilim,bana seni fazlaca öfkelendiren şeyin ne olduğunu söyle."

"Haklısın,böyle olmayalı yıllar oldu."
Jamea kuru dudaklarını diliyle ıslattı. Regulus Jamesin gömleğini kenara bırakırken iç geçirdi ve söz aldı.

"Hatrımda kalan Snape,Evansa hakaret etmişti ve sende araya girince sana da patlamıştı. Koridorda seni görmüştüm. Birkaç yıl olmuştur."

"Beni terk etmenden 2 yıl 4 ay 8 gün sonra oldu."
Regulusun asası yavaşlarken yüzünü adama döndü. Ela gözleri grilliklere kenetlendi.

"Iksir sınıfında dersin vardı. Cam kenarının en ön kısmındaydın. Yanında Rosier vardı. Vahşi otlara karşı bir iksiri öğreniyordun. Kravatın yoktu. Gömleğin dağınıktı. Belli ki zor bir gece geçirmiştin. "
Sırıttı ve devam etti.
"Snape ve Lily arasında olandan önce Snape senin boynunda olmayan kravatını sallayarak yanımıza gelmişti. O vakit Lilyle sadece arkadaştım. Ona yapılan hakarete karşı elbette tavrımı koyardım ama Snape'i Lily'e bırakırdım. Elinde senin kravatın,yüzünde alaycı bir sırıtış.."

Regulus gözlerini kısarak adama bakındı. Nereye varacağını kestiremiyordu. James başını geriye doğru yaslarken sinirle homurdandı.
"Sadece kulanılmışım. Seni o sümsük herife kaybetmişim. Yalnızca geçici bir hevesmişim. Çocukluk hatası birşeyler geveledi. Ben 15 sen 14 yaşında birer veletten başka hiçbir şey değilmişim. Yaşadıklarımız da öyle."

"James..-"

"O gün terk edilmenin acısını Snape'in ağzını burnunu kırarak akşamında Lilye karşı içimdeki duyguları dürüstçe dile getirerek çıkardım. Ama bugün terk edilmenin acısını nasıl çıkaracağım bilmiyorum."
Regulus adamın neyden bahsettiğini bilmiyordu. Jamesin çenesine uzanarak onu kendine doğru çevirdi ve dudaklarını araladı.

"James,ne oldu? Söylediklerinden hiçbir şey anlamayadım. Seni bu hale getirenin ne olduğunu söyler misin?''
Ela gözler kısıldı ve söz aldı.

"Oğullarım yok."

~

"Bakma öyle,anne. Tamam bir daha seni özleyip gelmem."

"Harry,sana neden geldin demiyorum. Nasıl geldin,diyorum. Hafta sonundan dolayı arkadaşlarınla dükkan dükkan geziyorsun ve kafana estiği gibi şöminelerden birine atlıyorsun!"
Kızıl saçlarını geriye doğru atan kadın karşısındaki koltukta oturan çocuğun ellerini yakaladı. Oğluna gülümserken dudaklarını araladı.

Captivus? /JegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin