2

201 27 28
                                    

"Sana bir daha yemek yapmamalısın demiştim."

Yeşil gözlü çocuk sesinin sahibiyle arkasına dönerken sırıttı.

"Bu sefer herşey farklı olacak,baba."
James gürültülü bir şekilde iç geçirirken oğluna doğru yaklaşıp omzunu sıkarken omzunun üzerinden bakındı. Gözlerini kısarken konuşmak için dudaklarını araladı.

"İçimden bir ses bunun yeşil olmaması gerektiğine oldukça emin."
Çenesini oğlunun dağınık saçlarına yaslarken Harry konuşmak için dudaklarını araladı.

"İçindeki sese bugünlük kulak vermemeliyiz."
Oğluna kıkırdarken yemeğin kokusu burnuna ilişince yüzünü ekşitti.

Harry iki oğlundan en büyüğüydü. O ve Lily Evans'ın ilk çocuklarıydı. Doğumundan sonrası da öncesi de onlar için epey yıpratıcı olmuştu. Öylesi yıpratıcı zaman dilimine rağmen Harry'in kendi yemeğini pişirme gibi bir zorunluluğu yoktu. Farklı hobiler arasında oğlunun yemeklere olan bitmek tükenmez ilgisi Jamesin ilk zamanlarda oldukça hoşuna gitmişti. Tabii hoşluğu geçmiş Noel'de Harry'in ona mutlaka yemesi için bıraktığı yemekler sayesinde bir haftalık iznini kulananà kadardı.

"Dobby bu işi haledebilir"
Harry babası ona edilebilecek en büyük hareketi etmiş gibi bakındı.

"O zaten gün içinde epey yoruluyor baba."
James oğlunun tiz sesiyle geriye doğru yürüyüp kaderine razı oldu. Masada bırakılan birkaç zarfı açarken gözleri oturma odasına dikildi. Ev cinini üzerindeki geleneksel Noel elbiseleriyle süslü dışarıda yağan karı izlerken buldu. Bu gözlerini sabırla yummasına neden oldu.

"Yine mi?"
Harry eğilip ocağı kısarken başını onaylarcasına salladı.

"Rogelius,pek haylaz baba."
Oğlunun iç geçirirek yanına oturmasına tek kaşını kaldırdı. Ela gözleri karbon kopyası olan oğluna dikilirken Harry şakaklarını ovuyordu.

"Yani bilirsin yanında İksir Profesörü olan bir annemiz var. İster istemez bir şekilde kendini dizginlemeli. Düşünsene Snape,annem olsa...-Ugh bu iğrenç."
Harry'in tepkisine ufak bir kahkaha bırakırken söz aldı.

"Umarım hâlâ sorun çıkartmıyordur?"
Harry efkar dolu bir şekilde omzularını düşürdü.

''Tek işi Neville'ye ve diğer Gryffindorlara hayatı zehir etmek! Malfoy ve tayfasının yaptığı onca şeye rağmen onları görmezden geliyor. Herm,çağımızın en zeki cadısı ve onu aptalıkla suçlamaktan geriye adımlamıyor bile."
Oğlu sırtını tezgaha yaslarken James çatık kaşlarıyla bakındı.

"Ona Okul Aile Birliğinin on iki ailesinin imzasıyla ikazda bulunduk,Harry. Sen ve arkadaşların birlik olursa imzalı ifadeleriniz onu okuldan atmaya yeter de artar,biliyorsun"
Harry başıyla onaylarken ellerini temiz havluyla silmeye devam etti.

"Bunu tatilden sonra dile getirmeyi düşünüyorum. İmzaları toplamak zor olmaz..."
James sandalyesinden ayaklanırken Harry tekrardan söz aldı.

"İyi olduğuna emin misin,baba?"
James dalgın bir şekilde başını onaylarcasına salladı.

"Rogelius'un hediyelerini paketlemem gerek. Dobby,dediğin gibi yorgun olmalı."
Gözü tekrardan camdan dışarı başını sarkıtan ev cinine takıldı. Galiba diliyle kar tanelerini yakalamaya çalışıyordu.

"Gelir sanıyordum"
Harry gözlerini babasında gezdirirken söz aldı.

"Annemin yanında kaldığım bir günde benimle dönmeye razı gibiydi. Tabii sonradan yetiştirmeye çalıştığı..-"

"Sorun değil,Harry. Üstelik aranızdaki soğukluk herneyse yüz yüze gelmeyi bile zorlaştırıyorsa annen veya benimle konuşmalısınız. Bu bizi birbirimizden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz."

Captivus? /JegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin