"Bu yaptığın pek iyi birşey değil sonuçta uyuyor-"
Sözünü kesen arkadaşının asasının hızlı hareketi sonucu ortaya çıkan epey çok miktarda olan su'ydu.Soğuk su sırtını duvara yaslayıp uyumakta olduğunu düşündüklerini ıslattı. Sırtı hâlâ duvara yaslı gözleri kapalı olan adam iç geçirdi.
"Sana da günaydın,abi."
Ona hitabı buz gibi olmasaydı kardeşini ıslattığı için utanabilirdi."Uyumuyor muydun?"
Kaşları çatık arkadaşına karşı gözlerini yuvarladı. Sirius,Regulusun söyleyeceklerini ezbere bildiği için omzularını düşürdü."Böyle bir yerde mi?"
"Nesi varmış böyle bir yerin?"
Jamese karşı kardeşi gözlerini araladı ve soğuk grileriyle parlak elalara bakındı."Neyi yok?"
Besbelli keyfi kaçan James kollarını göğsünde birleştirerek konuşmak için dudaklarını araladı."Sana yatakta uyuyabileceğini bile söyledim,Black. Câni değiliz ya?"
Regulus sahte bir kıkırtı bırakırken etrafına örülü dikkatli bakınınca görülecek parlaklıktaki cisimlenme sınırına bakındı. Odadan cisimlenmenin imkanı yoktu. Kapıya ve pencerelere yapılan onlarca rütüel ile koruma kalkanları ona tamamen karşıydı. Asası yoktu ve büyü gücü olabildiğince zayıftı. Tabii bu zayıflık ev sahibinin getirdiği yemekleri yememeye devam ederse büyüyecek bir şeydi.
"Câni olup olmadığınızı saatlerce zincirlerle sıkılı kollarıma sorun"
"Emin ol yerimde olsaydın beni canlı bırakmazdın"
Regulusa bakınan Siriusa dönerek yavaş bir şekilde kapıya yöneldi."Birkaç saat senindir,ben Weasleylerle maçtayım.."
Jamese karşı Sirius başını onaylarcasına sallarken James kapı tokmağını kavradı. Kendine doğru çekmek üzereyken Regulusun alay dolu sesini tekrar duydu."Hâlâ oynuyor değilsin ya,Potter?"
Jamesin bakışlarına cesurca karşılık verirken gözleri formada gezindi ve ekledi.
"Hani o saçma, onlarca kişinin o kadar yüksekte oynayıp kendilerini bir bok sandıkları oyundan bahsediyorum""O oyunları özelikle benim içinde olduğum o oyunları kaçırmadığın gün olmadığını hatırlatırım,Black. Bir zamanlar saçma bulmuyor gibiydin"
James soluk yüzde az biraz getirdiği kızıllık ile kendinden gurur duydu. Göğsü kabarırken yüzüne Regulusa benzer bir alaylı sırıtış yerleşti."Bak!sende kendi ağzınla diyorsun..bir zamanlar,Potter.Oldukça eski bir zamanlar o oyunu saçma bulmuyordum-"
Sözünü kesen James sırıtışını daha da büyüterek ekledi."Oyundan bahsetmiyorum,Black"
Regulusun ağzı ince bir çizgi halini aldı. Bakışları eski soğukluğunu hızla kaybederken gözlerini dağınık saçlı adamdan çekemez oldu. Bu konuda James de ona pek yardımcı olmuyordu. Ela gözlerinı adamın gözlerine takılı kalmıştı. Alay dolu sesinin şu an geri gelemeyeceğini bildiği için dudaklarını birbirlerine bastırdı. Neyse ki abisi araya girerek belki de hayatında yaptığı en iyi şeyi yaptı. Jamesin çıkması için omzunu ve kapıyı kavradı.
"Bu kadar vakit kaybettiğin yeter,Jam. Harry seni bekliyor"
James vücudunu kapıdan geçirirken Siriusun sesini duydu."Şimdi sökül"
"Dökül olmayacak mıydı,o?"
Regulusun alay dolu sesine karşı yüzündeki gülümsemeye izin verdi."İkimizde biliyoruz ki düğümlerle kaplı olan birinden dökülmesini isteyemeyiz. Bu yüzden sökülmeni tercih ederim. Aksi takdirde eski sevgilinden önce ruh emicilerin öpücüğünü tatmak zorunda kalacaksın."
James Siriusu sesindeki tınıya kadar tanımasa onun bu dediklerinin tamamen umrunda olmadığını düşünürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Captivus? /Jegulus
General Fiction~Uzun bir aradan sonra ortaya çıkan küçük Black bir çatışmada ağır yaralanır. Tek çaresi en yakınında bulunan eve sığınmak olurken onu izleyen bir çift ela gözden habersizdi. Bir an önce kendine gelip yıkık dökük harabe evden çıkmalıydı ~Regulusu te...