(Lavinia'nın Anlatımıyla)
Her bir adımımda kalbim giderek sıkışıyor ve hızlı atmaya başlıyordu. Bu şekilde devam ederse dizlerimin üstüne çökeceğimi hissettim ama bunu asla belli etmek istemiyordum çünkü ben herkesin özgüvensiz, utangaç, güçsüz olarak andığı o kız olmak istemiyorum, ben eskiye dönmek istemiyorum. Ben içimdeki sessizliğin gürültüsüne engel olamıyorum en çok da bu canımı yakıyor.
Bize gösterilen yere geldiğimizde ortam çok karanlık ve ıssızdı ve bu ıssızlık zihnimdeki sessizliğin gürültüsünü daha da alevlendiriyordu. Almira yine yol boyunca hiç susmadan konuşmuştu, Elena o düz bakışlarıyla etrafa bakarken Drake ile Damian da çok yakınlaşmışlardı. Bir tek ben uyumsuzdum. Bozuk olan metronun ışıkları açıldı fakat metronun içinden herhangi bir silüet belirmedi. Bu biraz garipti bana benzeyen birisi mi vardı? Sanmıyorum. Bozuk metronun ışıkları yandığı anda çok büyük bir gürültü duyuldu bu benim zihnimdeki sessizliğin gürültüsünde bastırılan çığlığıma benziyordu.Metronun kapısından küçük bir kız çocuğu indi. Kızın kahverengi saçları dağılmış, gözleri donuk ve duygusuz bakıyordu. Göz altındaki morluklar ona işkence edildiğini gösteriyordu. Damian kızın yanına doğru eğilerek ona tam sorular yöneltecekken bir silah sesi duyuldu. Tam beş tane adam koşarak bizim etrafımızı sarmaya başladı. O sırada Damian dizlerinin üzerine çöktü ve kısık sesle inledi. Rastgele sıkılan kurşun Damian'a isabet etmişti. Damian çatışmanın ortasındaki bir adamla ruh değiştirerek adamın elindeki silahı kendi yere yığılan bedenine doğru attı ve tekrar ruh değiştirerek bedenine döndü ardından yerdeki silahı alarak yere çökmüş olan kızı kaldırdı ve sol eliyle kızın gözlerini kapatarak sağ eliyle de adamlara nişan almaya başladı. Elena ve diğerleri gelene kadar herkes yerdeydi ve ortalık kan içindeydi. Damian kızın gözlerini tutmaya devam ederken oradan uzaklaştırdı ve biz yolumuza devam ettik. Bunlar olurken ben ne mi yaptım? Görünmez olarak mekan incelemesi yaptım mekan incelemesi yapmasaydım eğer biraz daha ilerlediğimizde karşımıza onların devamı çıkacaktı. Bu inceleme sonucunda bir grup çetenin küçük kız çocuğunu kaçırdıklarını öğrendim ardından onları teker teker indirdim. Ben artık işe yaramaz olmayacağım. Ben bu işleri hallederken Almira, Drake ve Elena da diğer grupla ilgileniyorlardı. Onların yanına doğru koşmaya başladım ve Almira'nın dövüş stili beni çok şaşırttı. Almira kendine doğru sıkılan kurşunlardan teker teker sıyrılarak geçiyordu ve çok hızlıydı. Zarar vermek yerine savunma yapıyordu onun yerine Drake ile Elena atılganlık yapıyorlardı. Almira iki elini de beyaz aleviyle doldurdu ve tam karşısındaki kişiye doğru savuracakken birisi arkasına doğru koştu o kişinin ne yapacağını anladığım gibi son süratle koşarak onu engelledim. Drake çok fazla benlik sildiği için gözünden yaşlar gelmeye başladı. O sırada aniden Elena'nın arkasında birisi belirdi, o kişi bana çok tanıdık gelmişti. Aynı kardeşim gibi siyah, uzun ve hafif gözlerinin önüne gelen saçları, yüz hatları neredeyse kardeşimin büyümüş haliydi. Elena'nın arkasından bana doğru alaylı bir gülümseme sergiledi. Onu görünce kardeşimle olan benzerlikleri beni şok etti, ama bu nasıl olur benim kardeşim yıllar önce öldü...
Yıllar Önce Lavinia'nın Güncesinden:
Benim minik gecem kendini gündüze teslim etti. İkizim ona minik gecem dememi sevmezdi, onunla aynı yaştaydık fakat o benden bir dakika daha küçük olmasını her zaman kullanırdım. Minik gecem bu dünyada benden bir dakika sonra geldi fakat benden önce gitti... Bu dünyanın acımasızlığının bir kanıtı. Bu kanlı gecenin üzerine yemin ediyorum, o kişiyi gecenin sonsuzluğuna değil de toprağın kahverengisine gömeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒮İℛİ𝒰𝒮
Science FictionSirius, en parlak olarak bilinen o yıldız... Ya o yıldızın bir sırrı varsa? Ya sadece parlak olarak kalmıyorsa? . . . O gün bahar ayının bir gecesiydi. Edilia kendine çok güveniyordu Sirius'dan yararlanarak tarihe adını baş köşeye yazacağına inanı...