Onu görmemle beraber karşı taraf geri çekildi ve gözle görünmeyen bir hızla yok oldular. Birbirimize şaşkın şaşkın bakıyorduk. Ve bu durumu bildirmek için yola çıktık.
( Elena'nın Anlatımıyla)
08.05.2022
Bu görevim için çok heyecanlıydım. Çünkü bulunduğumuz yerde sadece özel, akıl ve benlik yeteneği güçlü olan kişiler seçilmişti ve bende dahil 3 kişiydik. Bize raporlarda bildirilen konuma gittik. Burası boş bir arenaydı ve hiç kimse yoktu. Arenayısaran sisli bulutlar sanki birazdan kopacak fırtınanın sessiz habercileriydi.Özellikle sivri sarp kayalıkların bulunduğu dağ tarafında kara bulutlarbirikmişti. Arada çakan şimşek manzarayı daha da korkunç hale getiriyordu. Etrafımıza bakındık. Benim yanımda adının Yukina olduğunu öğrendiğim mor uzun saçlı, bir kız vardı. Dişlerinin sivriliği insanları ürkütecek derecedeydi. Ve sürekli sırıtarak sivri dişlerini sergilemeyi aksatmıyordu. Diğeri ise adının Ashley olduğunu öğrendiğim saçı açık lacivert siyah ve üstten toplu, gözlerinin rengi kırmızı olan bir kızdı. Gözlerinin kırmızısı kışkırmaya hazır bir alevi andırıyordu. Bu sırada arenaya bir kız girdi. Saçları geceyi andıran bir siyah ve bu geceyi andıran saçları omzuna dökülen, gecede oluşan yıldız teni ve güneş kadar sarı gözleriyle ağır adımlar atarak bize doğru geldi. Yukina ile Ashley benim yanıma yaklaştılar ve siyah saçlı kızla aramızda tam beş metre kalmıştı ki kız durarak konuşmaya başladı. "Ben Kanlı Gece, Adalet Bekçileri (Guardians of justice) lideriyim. Sizi Adalet Bekçileri'ne katılmaya davet ediyorum, teklifi çevirirseniz eğer sizinle savaşacağım." Dedi. Benim Lotus'u kolay kolay bırakmaya niyetim yoktu. Fakat yanımda bulunan Yukina ile Ashleyin yüzü korkudan bembeyaz olmuşlardı bu kızı tanıyor gibilerdi ve ondan çok korkuyorlardı. İkisi de Kanlı Gece'nin yanına doğru yürüdü. Ve benim karşıma geçtiler. Onların bu kadar kolay pes etmelerine çok şaşırmıştım. Onlara doğru "Biz bu kadar kolay pes etmek için mi seçildik? Ne yapıyorsunuz, Lotus ve adalet için savaşmayacak mısınız?" dedim sesim uğradığım ihanete dayanarak çok öfkeli çıkıyordu. Ashley ile Yukina'nın arkasından bir süliet belirdi Kırmızı saçlı bir erkekti hemen arkasında kapı belirdi, Ashley ve Yukina'nın omzunu tutarak onları kapıdan geçirdi ve gözden kayboldular. Karşımda sadece Kanlı Gece kalmıştı. Onların bu kadar kolay pes etmesine ve bu kadar korkak olmalarına çok sinirlenmiştim ve Kanlı Gece'ye doğru koşmaya başladım. Elimde bana babamdan kalan, beni koruyacağına inandığım bir tılsım vardı ve onu yumruğumla sımsıkı tutuyordum. Kanlı Gece'ye yaklaştıkça zihnimde cümleler belirmeye başladı. "İblis çiçeği aç!" "İblis çiçeği aç!" "İblis çiçeği aç!" sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu ve bu benim zihnimde yankılandıkça gözlerim kararmaya başladı. Elimde tılsım olan yumruğumu tam ona geçirecekken elimdeki tılsım uzamaya ve keskin bir alete dönüşmeye başladı ve ben yumruğumla beraber keskin tılsımımı da onun yüzüne geçirdim. Yumruğum onun yüzüne değer değmez arkamdan kocaman bir çiçek açtı ve çiçek beni içindeki karanlığa çekmeye çalıştı. Sanki gerçek bir canlı gibi bana saldırıyordu. Kanlı Gece'nin yüzüne çok büyük bir darbe indirmiştim ve gözünü açamayacak durumdaydı. İblis çiçeği beni yutmaya çalışırken zihnimde bir ses daha yankılandı. Zihnimde sesin yankılanmasıyla iblis çiçeği duraksadı, zihnimdeki ses bir melodiydi ve bu melodinin notalarındaki çığlıkları duyabiliyordum. Bu melodi beni sağır edecek kadar yüksekti. Zihnim kapkaranlıktı sadece arkada yükselen bir melodi vardı. Bu melodiden kurtulmalıydım ellerimle kulaklarıma bastırarak uzaklaşmaya başladım. Her zamanki gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒮İℛİ𝒰𝒮
Ciencia FicciónSirius, en parlak olarak bilinen o yıldız... Ya o yıldızın bir sırrı varsa? Ya sadece parlak olarak kalmıyorsa? . . . O gün bahar ayının bir gecesiydi. Edilia kendine çok güveniyordu Sirius'dan yararlanarak tarihe adını baş köşeye yazacağına inanı...