*12.Bölüm*

17 2 0
                                    

"Hala surat mı asıyorsun sen bana?"dedim sinirle sıramda arkama dönerken. Dün telefonlarımı kısa kesmişti, şimdi de somurtuyordu. Birbirimize küsmezdik. Tavırlı olduğumuz zamanlar olurdu ama küsmezdik. Haklı olduğum halde gönlünü almaya çalışmıştım ama Oğuz'un tarafını tuttuğumu düşünüyordu. Aptal çocuk. Gerçekten sinirleniyordum.

Öğle arasına girecektik birazdan. Ama Ceyhun bana mesafeli davranıyordu. Ona kayıtsız şartsız güvenmemi istiyordu ama güvenmem için bir neden vermiyordu. Sıkılgan bir şekilde üfleyip yanına geçtim. Ders boştu. Elimi sıraya yasladığı koluna koydum ve sıktım. "Peki. Ne istiyorsan onu yap. Tamam mı? Oğuz'a olan öfkeni anlamasam da bundan sonra bir şey söylemiyorum."dedim anlayışlı bir şekilde. Zıttına gitmek istemiyordum.

Zil çalınca beraber Funda'nın sınıfına gittik. Koridordan geçerken Naz'ı da almıştık. Funda ve Oğuz aynı sınıftaydı. Funda'dan pek hoşlanmıyordum, hatta Ceyhun'un onda ne bulduğunu bile anlayamıyordum ama ses çıkartmayacaktım.

Her insan kendi yaptığından sorumluydu. Yardım etmek istedikçe tersleneceksem onları hatalarıyla baş başa bırakmayı seçiyordum. Yanlış yaparak doğruyu bulmayı tercih ediyorsa yapacağım tek şey yolundan çekilip önünde saygıyla eğilmek olurdu. Çünkü ben yanlış yapmaktan korkardım. Bir insan gözü kapalı yanlışa yürüyorsa cesaretlidir. Ve aynı zamanda aptal. Tabii bence...

Sevdiğim kişinin de benim gibi olmasını isterdim. Yanlış yapmayı sevmemesini. Mümkünse bana hep yol göstersin. Derin böyle mi bilmiyordum ama tanıdıkça öğrenecektim.

"Selam."dedi tiz bir ses. Kulaklarımı tırmalayan sesin sahibini söylememe gerek olmasa da söylüyorum. Funda. Ceyhun'a bakıyordu direk. "Selam."dedim zorla gülümseyerek. Naz da ağzının içinde gevelemişti bir şeyler. O da pek hoşlanmıyordu anlaşılan. Funda'nın bende antipati oluşturduğu gerçeği vardı ki ona sıcak yaklaşamıyordum. Bunu umursadığı yoktu gerçi.

"Merhaba."dedi bu sefer başka bir ses. Az önceki sese oranla on kat daha sempatik bir tondu. Oğuz'a kötü hisler besleyemiyordum. Bu sefer içten bir şekilde karşıladık.

Sinema grubumuz olarak okul bahçesinde toplandığımız da okuldan çıkış yaptık. Bu arada Naz ve Ceyhun, Görkem'le tanışmıştı. Tam olarak olmasa da öyle bir şeyler olmuştu. Okulumuzun merkezde olması bizim için büyük bir avantajdı. Burdan yürüyerek çoğu yere gidebilirdik. Keşke dersleri asmak zorunda olmasaydık. Sırf bu yüzden akşam ek olarak iki saat çalışmıştım. Beynim çorba olmuştu.

Sinema salonun olduğu yere geldiğimizde hep beraber film seçmek için panolara bakmaya başladık. Erkekler çoğunluktaydı. Muhtemelen romantik bir filme girmeyecektik. Çok fazla sevmezdim zaten. Tamam severdim ama sinemada istemezdim.

Dört kızdık. Ben, Naz, Funda ve Buse. Ah! Neden gelmişti ki bu kız? Sinir bozucu bir durumdu. Gözlerimi devirmek istiyor ama yapamıyordum. Derin'in dibinden ayrılmaması ona olan arkadaşça yaklaşımımı engelliyordu. Lütfen! Gidip sarılayım mı yani?

Tahmin ettiğim gibi romantik bir filme girmemiştik. Komediyi tercih etmişti çoğunluk. Biletlerimizi mümkün olduğunca birbirine yakın yerlerden aldık. Film başlamadan herkes yerine geçtiğinde bilin bakalım Derin'in yanında kimler oturuyordu? Bir tarafında Alp, bir tarafında Buse. Onun yanında ben olmalıydım. Kıskanmaya başlamıştım. Avuç içlerimin kaşıntısı bir işaretti belki de.

Film başlamıştı ama benim kısılmış gözlerim sinema perdesinden çok Derin ve ona sırnaşmaya çalışan Buse'deydi. Feci halde onu yanından alıp yerine kendim oturmak istiyordum. En azından hareketleri Funda gibi değildi de sadece kıskanmakla kalıyordum. Nefret etmiyordum. Genellikle insanlardan nefret edemezdim zaten ama kızıyordum işte. Çok...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAPAT GÖZLERİNİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin