*1.Bölüm*

181 30 12
                                    

Multimedia Ceyhun

"Mutlu yıllar!" diye bağırdık hepimiz bir ağızdan odaya giren Ceyhun'a. Hazırladığımız süpriz doğum günü partimiz onu pek şaşırtmamış gibi görünüyordu anlaşılan. Gülümseyerek yanımıza gelirken "Çocuklar..."diye söylenmeyi unutmamıştı ama söyleyecek bir şey bulamayınca susmayı tercih etti. Böyle günlere, sürpriz partilere alışıktı artık. Onu bu şekilde şımartmak ise en sevdiğim yönüydü. Bu tür durumlarda bir çocuk gibi olan mutluluğu gülümsemesiyle gün yüzüne çıkıyordu.

Diğerlerinden önce Ceyhun'un kollarına atılıp sıkıca sarıldıktan sonra "İyiki doğdun Cey !" dedim neşeyle. Ceyhun "Teşekkür ederim Balım" diye karşılık verirken Naz beni ittirip "Çekil bakayım şuradan!" diye cırladı. Naz benim aksime babamın deyimiyle 'Cazgır' bir kişiliğe sahipti. Benim tatlı cadımdı. Onun bu tür hareketleri artık bana normal geldiği için gülerek Naz'ın Ceyhun'a sarılışını ve doğum gününü kutlamasını izledim. Aynı olay Ceyhun'un anne, babası Yaren Teyze ve Haluk Amca da gerçekleştikten sonra hep beraber üstüne fotoğrafını bastığımız pastaya yöneldik.

Asıl parti evde olmadığı için biraz acele ediyorduk. Ceyhun'un en sıkıldığı şeylerden biriydi böyle kutlamaları evde yapmak. O daha çok gece hayatını severdi. Farklı mekanlar keşfetmek ona ilgi çekici geliyordu. Tabii bunun sonucunda ayak uyduramadığı ortamlarda olay çıkarıyordu. Bunun basına yansıması ise Haluk Amcayı fazlasıyla sinirlendiriyordu. Ama şimdiye kadar kayda değer bir olay çıkardığı söylenemezdi.

Ceyhun pastadaki mumları üflemeden önce Naz ile aynı anda "Dilek tut!" diye bağırdık. Ceyhun batıl inançlara inanmamızı her zaman saçma ve gereksiz görürdü. Bu hareketimize gözlerini devirdikten sonra bir şeyler mırıldanıp mumları üflemeye yeltendi fakat bu sefer de Naz tekrar "Dur! Fotoğrafını çekeceğim üfleme!"dedi. Fotoğraf makinesini ona doğru tutarken "Gülümse!" dedi. Ceyhun havalı bir şekilde göz kırpıp gülümsediğinde Naz fotoğrafını çekti. Bu çocuk gerçekten güzel pozlar veriyordu. Fotojenik bir yüzü vardı ve özgüveni onu tamamlıyordu. Sonunda mumları üfledi ve pasta kesildi. Hediyeler verilmeye başlandığında kendi hediyemi kapıp Ceyhun'un yanına geldim.

"Tekrar iyiki doğdun."dedikten sonra hediyemi ona doğru uzattım. Sırıtarak hediyesini aldı ve "Ne aldığını tahmin edebiliyorum!"dedi. Tabii ki de tahmin ederdi. Çünkü ben hiçbir zaman birinden bir şey saklamayı doğru düzgün beceremezdim ve ona hediye alırken dergide gördüğüm saatin güzel olup olmadığını sormuştum. Böyle konularda çok pot kırardım ve evet ona en beğendiği saatlerden birini almıştım.

Gülümsemesini bozmadan hediye paketini açtı ve bana bakarak "Gel buraya!"dedi. Beni tekrar kollarına aldı ve kulağıma "Her zaman yanımda olan tek dostum."diye fısıldadı.

Diğerleride elbet dostumuzdu ama bizim gibi değildi. Sırlarımız saklıydı birbirimizde. Mutluluklarımız, üzgünlüklerimiz, hatta şaşkınlıklarımız... Ceyhun artık benim ailemden bir parçaydı. 'Diğerleri' aldıkları sıfatlarla kendilerini belli ediyordu zaten. Oysa ben Ceyhun'a 'Cey' diyordum. O ise bana 'Balım'.

Kumsala Haluk Amcanın Ceyhun'a hediye olarak aldığı araba ile geldiğimizde Ceyhun bana baktı ve muzipçe sırıtarak "Balım. Aslında istediğim tam da buydu. Hava biraz soğuk ama olsun. Sahil partileri en sevdiğimdir. Bilirsin."dedi.

Hazırlattığımız bar masaları şeklindeki yüksek masalar, içecekler, yüksek ses müzik, Dj... Her şey onun istediği gibiydi. Gerçi o kadar alet ve eşyanın kum üzerinde durması biraz zor olur diye parti alanını düz zemin bir yere ayarlatmıştık ama tuzlu suyun kokusunu ve dalgaların sesini duyabilecek kadar yakındık. Biz gelmeden önce herkes dolmuştu zaten. Ceyhun'u görenlerden bazıları gözlerini üzerimizde dolaştırırken "Tabii ki biliyorum Cey. Sende şunu bil. Parti organizasyonunu yaptığım nadir kişilerdensin."dedim gülümseyerek.

KAPAT GÖZLERİNİ (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin