6.bölüm

280 42 22
                                    

1 ay önce...

"Saf mı sanıyorsun kızım sen bizi? Yok işte hayatında kimse, sap geldin sap gidiyorsun, bari bize yalan söyleme."

Gökçe elindeki kahveyi, arkadaşının suratına dökmemek için kendini zor tutuyordu.

Yine bir arkadaş toplantısında, konu onun bekarlığına gelmiş ve sulu şakalar başlamıştı. Bıkmıştı artık bu durumdan.

"Enes yemin ederim gebertirim seni, nasıl bir üslupla konuşuyorsun benimle?" diye sesini yükselttiğinde, Gizem araya girip,

"Tamam tatlım boşver onu, şurda bir saatliğine buluştuk, zehir etme içine." derken, Gökçe ayağa kalkıp çantasını eline aldı.

"Vaktim yok zaten, sonra görüşürüz, Enes'in olmadığı bir zaman..." diyerek çıkışa yürüdü.

*

Ofise geldiğinde ağlamamak için zor tutuyordu kendini.
Neden insanlar bu kadar takılıyordu bekar olmasına?
Neden sürekli hayatına birini alması gerektiğini söylüyorlardı? 

Bir kadın, yalnız başına mutlu hissedemez miydi?

Düşünceler içinde hızla odasına yürürken, Doruk da kendi odasından çıkıyordu.

"Gökçe?" diye seslendiğinde, onu duymazdan gelerek odasına girdi ama, kapıyı daha kapatamadan, genç adam peşinden gelmişti.

Sinirle ona bakıp,
"Ne var Doruk? Umarım geçerli bir sebebin vardır beni rahatsız etmek için." derken, Doruk onun öfkesini görmezden gelip, elini yavaşça yanağına uzatıp okşadı.

"İyi görünmüyorsun, senin için endişelendim. Herşey yolunda mı?" diye şefkatli bir tavırla konuştu.

Genç kız bu tavırla gardını indirip, başını sağa sola salladı ve gözünden akan bir kaç damla yaşa engel olamadı.

Ve o anda kendini adamın kolları arasında buldu.

Sık sık kedi köpek gibi birbirlerine sataşsalar da, onlar birbirlerini konuşmadan da anlarlardı.

Küçük bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlarken, Doruk sabırla bekledi, saçlarını okşadı.

Ağlaması sessiz bir hale büründüğünde, yavaşça adamın göğsünden başını kaldırdı.

"Doruk..." diye içini çekerek ona baktığında, genç adam yüzünde sevgi dolu bir ifadeyle bakıyordu kendine.

"Söyle canım, kim üzdü seni? Gidip geberteyim onu..." dediğinde  hafifçe güldü.

"Hani bir keresinde,
'Gerçek bir buluşma nasıl olur, öğrenmek istersen, bana söyle.' demiştin ya...

Öğret bana, bu cumartesi çıkalım. Bu saçma kompleksimden kurtulurum, bundan sonra karşıma çıkan durumları değerlendirebilirim belki."

Doruk, duyduklarıyla şaşkınca bakarken, ağzından şakayla çıkan bir cümleyi, Gökçe gibi bir kızın ciddiye almasına da şaşırmıştı.

"Gökçe ben aslında..." diye konuşacakken,

"Evet ya da hayır de Doruk. Laf salatası yapma." diyerek araya girdi.

Genç adam, her ne kadar yıllardır onunla, sadece birbirlerine sataşmalı bir arkadaşlığa sahip olsa da, onun çok güzel ve donanımlı bir kadın olmasına içten içe hayrandı hep.

Şimdi eline böyle bir fırsat geçmişken, nasıl ona hayır derdi ki...

"Kabul ediyorum Gökçe. Ama ne dersem bana uyacaksın tamam mı? Seni evden ben alacağım, programı ben yapacağım." dediğinde, genç kız başını salladı uysal bir şekilde.

SANA SÖZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin