Ders çıkışı, hızlı adımlarla kendini amfiden dışarı attığında, aklı yine annesindeydi.
Buradan direk hastaneye gidecek otobüsün saatini bilmiyordu ama öğrenirdi elbet.
"Güneş... Güneş beklesene..." diyen ses ile merakla arkasına baktı.
Sinan soluk soluğa yanına gelip, nefeslendi.
"Kızım bu hız ne, yetişemedim bir türlü." dediğinde, genç kız dalgınlığından onu duymamıştı bile.
"Hastaneye gideceğim Sinan, aklım pek yerinde değil." dediğinde ona anlayışla başını salladı,
"Cansu nerede? Onu da bekleyelim, birlikte gidelim Filiz teyzeyi de özledim." derken Güneş,
"Onun alışveriş yapması lazımmış, ama senin için zahmet olmazsa birlikte gidelim." diyerek yeniden yürümeye başladı.
Sinan onun için çok üzülüyordu. Elinden bişey gelmemesi de ayrı bir üzüntü sebebiydi.
Otoparka geçip, Sinan'ın arabasına bindiler ve yola çıktılar.
"Güneş... Hatırlatıp canını sıkmak istemiyorum ama, annem dedi ki,
'Eğer bir ihtiyaçları varsa, ben buradayım.'Ona söylediğimde çok üzüldü ve ben de, bu durumu Cansu'dan öğrendiğim için ayrı üzüldüm.
Demek istediğim, lütfen yanında olduğumu gör, tamam mı?"Genç kız, elini tutup dostça sıkan arkadaşına hüzünle gülümsedi.
"Annene teşekkürlerimi ilet, ama beklemekten başka elimizden hiçbir şey gelmiyor Sinan." diyerek dolan gözlerini sildi.
Çok zordu, bu durumu yaşamak, hiçbir şey yapamamak, yine de herşey yolundaymış gibi, bir de okula gelmek...
Hastaneye geldiklerinde, Güneş'in sessiz ve mutsuz haliyle Sinan da üzgün hissediyordu.
Filiz hanımın olduğu odaya gelip, kapıyı tıklatıp, içeri girdiler.
Arda'yı annesiyle sohbet halinde görünce, Güneş ona selam verip gülümsedi.
"Nasılsın annelerin en güzeli?" diyerek annesinin yanağına öpücük kondurdu Güneş.
"İyiyim kızım, Arda oğlum sağolsun, öğle arası boşluğunu benimle geçirdi. Sinan oğlum, sen de hoş geldin." diyen Filiz hanımın yanına gidip, elini öptü genç adam.
"İyi gördüm seni Filiz teyze." derken kadın ona gülümseyip
"İyiyim hamd olsun oğlum." dedi.
Güneş daha sonra, birbirine yabancı olan iki adamı, tanıştırma gereği duydu ve Arda'nın yanına gelip,
"Sinan, doktor Arda bey'le tanışın, hastanedeki en büyük yardımcımız." derken Sinan adama elini uzatıp,
"Memnun oldum doktor bey." dediğinde Arda memnuniyetsiz bir ifadeyle ona baktı ve elini sıktı.
"Sadece Arda yeterli." diyerek sonra elini bıraktı.
"Benim de mi doktor dememden rahatsızsın yoksa, eğer istersen-" diye araya giren Güneş ile ona döndü genç adam.
"Sana serbest Güneş." diyerek hafifçe gülümsedi ve sonra Filiz hanıma dönüp,
"Çıkayım ben, bir sıkıntı olursa ararsınız, hoşça kalın." dedi ve odadan çıktı.
Güneş alışkanlık olduğu üzere ardından baktığında, Sinan'la göz göze gelince, ne var dercesine başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA SÖZ
RomantizmYeniden Sev'den Selim ve Ece'nin oğlu Arda'nın hikayesi... Yan karakter olarak da, kardeşleri Göktuğ ve Gökçe'nin hikayelerini işleyeceğiz, bakalım beğenecek misiniz...