*MEDYA:FARAH
*ingilizce cümleler altı çizili yazıyla yazılacaktır.
"böyle günlerde
muhtacım
Parmaklarınla
saçlarımı okşayıp
usul usul konuşmana"
*1*
Çenemden süzülen gözyaşları eşliğinde içeride çalan klasik müzik o an pek iç açıcı gelmiyordu kulaklarıma.
Kaybettiğim bir başka turnuvanın kulisindeydik. Annem muhtemelen seyirci kalabalığının arasından bana ulaşmaya çalışıyordu.
Bense kendimi kilitlediğim tuvalet kabininde hıçkıra hıçkıra ağlamakla meşguldüm.
Dünyaca ünlü bir kemanist olma hayallerim bugünde yerle bir olmuştu.
Açılan kapıyla nefesimi tuttum. Topuklu sesleriyle iyice kendime çektim bacaklarımı. Göğüs kafesime baskı yapan uyluklarım biraz daha küçülebilsem benimle beraber dertop olup kaybolacaktı.
-Bence o kadar kötü değildi ikinci kız. Şu Türk olan .
Diğeri cevap vermedi hemen.
-Yanında gelen çocuk kim acaba çok yakışıklıydı.
Kulağıma nüfuz eden her İngilizce kelimeyle daha da sinir katsayım artıyordu.
Konuşma sesleri giderek düzensizleşirken sessiz gözyaşlarım akmaya devam etti.
Şu an bile Emir Alacalı kafamın içine girmeyi başarmıştı.
Kapatılan kapıyla biraz daha bekledikten sonra ayaklanmaya karar verdim.
Ta ki siktiğimin kapı sesini tekrar duyana kadar.
Binadaki tek tuvalet burasıydı herhalde.
Sertçe kabinlerin tek tek açılmasıyla duraksadım.
Yutkunarak kapı boşluğunun altına baktım.
Siyah rugan ayakkabılar daha da nefesimi tutmama neden oldu.
-Farah orada olduğunu biliyorum.
Hareketlerinin aksine sesi soğuk ve umursamazdı.
Ses çıkarmadan gideceğini umdum.
Ses çıkarmadan umduğum hiçbir şey gerçekleşmemişti şimdiye kadar. Yine de bekledim.
Kapıya gelen sert tekmeyle irkildim. Ağzımdan kaçan hıçkırıkla çoktan yerimi belli etmiştim.
-Annem ne kadar endişelendi haberin var mı?Her yenilginde küçük çocuk gibi saklanamazsın Farah hanım.
Farah hanım.
Küçük hanım.
Düzgün düşünemeyen , başına her gelen olayda bir kenara çekilip ağlayan hanım.
-Git buradan!
Derinden çıkan sesimle hem ağladığımı gizlemeye hem de sesimi onunki kadar soğuk yapmayı hedeflemiştim.
-Sensiz gitmem.
Rugan ayakkabılar iddiasını kanıtlamak ister gibi bir milimetre dahi kıpırdamadı olduğu yerden.
O an gerçekten beni umursadığı hissine kapıldım.
-Sen git. Makyajımı tazeleyip geliyorum.
İnatla olduğu yerde durmaya devam etti.
-Yine kaçma riskini göze alamam. Yanımda yap makyajını.
Sinirle kalktım ayağa. Kabin kapısını açar açmaz parfüm kokusunu çektim içime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN VE BEN
Teen FictionEmir Alaca ve Emir Alaca'nın yaraladıklalarından ibaret kalmıştı bu dünya onun için. Kayıp bir şehrin tam ortasında bulunmayı bekleyen oydu fakat hiç aramamıştı kendisini. Hiç kayboldum dememişti. Boğulmuştu ve ona nefes veren kişinin suya itenle...
