Keyifli okumalar.
***************************************
Saçlarımda dolaşan eller yüzümde olan saçları çektiği zaman yüzümü buruşturdum,hayır anne,beni kandıramazsın. "Ayçin,kalk hadi." Yüz üstü dönüp kollarımı yastığıma koydum,kafamı tam ortalarına koyup yüzümü gizledim. Annemden bunun üzerine ufak bir kıkırtı yükselirken en kızdığım şeyi yapmıştı,saçımı çekmişti. Yerimden hemen doğrulurken berelttiğim gözlerimle ona baktım,vadan haini! "Aşk olsun anne ya!" Dudaklarım bükülürken arkamı dönmüştüm,annem buna bir şey demezken babam kapıdan kafasını uzatmıştı "Ne oluyor burada?" Yatağımdan tabiri caizse atlayıp babamın kolları arasına girdim "Senin bu karın saçımı çekti baba!" Babam kollarını etrafıma sarıp üşümüş kollarıma sürttü "Doğrumu bu Dilan?" Babam sahte bir kızgınlıkla konuştuktan sonra yalandan kaşlarını çatmıştı.
Annem saçlarını savurup dudak bükmüş ve gitmişti,babam arkasından baktıktan sonra iç geçirmiş ve bana dönerek "Üstünü giy gel,geç kalıyorsun." demişti. Siyah üstünü düzeltip odamdan çıkarken bende dudaklarımı büküp sarı saçlarımı karıştırdım,yatağım resmen beni çağırıyordu. Yatağıma uzun bir süre baktıktan sonra dolabıma gittim,neden okulu sabahın körüne koyarsın ki?! Okul değiştirmiştim,çünkü önceki okulumda baya sağlam kavgalar etmiş ve hocaları İllallah ettirmiştim,dolayısıyla bana gıcık olmuş ve kovmuşlardı. Canım babam ve annemde 'Siz onu kovamazsınız, biz okulunu değiştiririz.' diyerek beni başka bir okula aldırmışlardı,ne kadar mantıklı bir ailem var değil mi?
Dolabımdan koyu yeşil bel boyu bir pantolon ve üstüne siyah askılı,önden düğmeliymiş gibi görünen bir bluz seçtim,formam yarın hazır olacaktı,ama benim bu günde okula gitmem gerekiyordu. Bu yüzden bu gün kendi kıyafetlerimle gidecektim. Dün akşam giydiğim kıyafetlerimden kurtulup onları üstüme geçirdim,kurt gibi açtım ve biran önce yemek istiyordum. Kendimi makyaj masamın adeta üstüne atıp uzun sarı saçlarımı taradım ve gevşek bir at kuyruğu şeklinde toplayıp önden iki tutam bıraktım. Aynadaki görüntüme bakarken yüzümdeki patlatmaya üşendiğim birkaç sivilceyi kapatmak için fondoten sürdüm parmak uçlarıma. Hepsini kapattığımdan emin olduktan sonra eyeliner çekip pembe dudak parlatıcısı sürdüm ve masamdan kalktım,hazırdım. Kolyelerim,bilekliklerim ve yüzüklerim yerindeydi.
Üstüme yatağa bıraktığım kare desenli kalın fermuarla kapatmalı gömleğimi alıp giydim ve aşağıya indim. Annem ve babam konuşuyordu,daha doğrusu ikisi de sırıtıyordu. Annemin yanından geçip masaya oturacakken babamın yüzüne bakmıştım,gözlerim büyürken bir annemin dudaklarına,oradan da babamın dudaklarına bakmıştım.Annemin kırmızı ruju babamın dudaklarındaydı! Neyse bana ne. Masaya yönelip masama oturdum,babam yemeğine devam ederken ben hızlıca atıştırdım ve anneme baktım. "Ne oldu?" Elimi ona uzatıp kapatıp açtım "Tamam tamam." Annem avucuma para bırakıp kahvesine geri döndü.
Paramı alıp sırıttım ve ayaklandım,babam benimle birlikte kalktı "Gel seni bırakayım." Kafamı hevesle sallayıp önden neredeyse koştum babamın arabasına ulaşıp ön koltuğa oturdum. Babamda ardımdan gelip sürücü koltuğuna geçti ve çalıştırarak sürmeye başladı. "Bak Ayçin,sakın unutma kızım." Dikkatimi ona verdim "Eğer birisi seni üzmeye,aşağılamaya, veya her hangi kötü şey yaparsa sana söylediklerimi yapmayı unutma." Havada salladığı elinden dikkatimi çekip şirince sırıtarak kafamla onayladım.
Babamda benim gibi sırıtıp önüne döndü,kime güvenip kavga ediyorum sandınız?
Okula geldiğimizi babamın arabayı durdurup binaya bakmaya başladığı zaman anlamıştım,hevesle sırıtıp babamın yanağını öptüm ve "Görüşürüz babacım,seni seviyorum!" diye cıvıldayıp arabadan indim,çantamı sırtıma atıp sırıtan babamın uzaklaşmasını izledim bir süre,daha sonra okulun içine doğru gittim. İçeri girdiğim zaman bütün gözler bana dönmüştü. Belki okul formamı giymediğim,belki de yabancı olduğum için bana bir tuhaf bakıyorlardı. Bakışlarımı etrafımda dolaştırmaya devam edip içeriye yürüdüm,siyah botlarımın çıkardığı sese karşılık herkes bana bakıyordu. Ama ben,Ayçin Kara her zamanki özgüvenimle ve zerafetimle kimseyi umursamıyordum.