Merabalar.
Keyifli okumalar.
*************************************
"Yeter!" Önümdeki müdür yumruğunu masaya geçirince irkilmemiştim bile,yanımdaki boya kutusunun aksine. "Yeter konuştuğunuz,bundan sonrasını ebeveynlerinizle konuşacağım!" Derin bir iç çektim sessizce,babam buraya gelirse ortalığı karıştırırdı,ama onlar bunu bilmiyordu. Yaşlı adam telefonu bize bakarak kulağına götürürken ben ayağımla ritm tutuyordum,Elnaz'ın yanından buraya gelmek zorunda kalmıştım ve her saniye daha da sıkılıyordum. "Bay Kara ile mi görüşüyorum?" Müdürle göz göze gelmiştik,ne bakıyorsun kardeşim?
"Evet,kızınız hakkında,okula gelirseniz sevinirim." Telefon kapanırken bu sefer kim olduğunu anladığım birisini aramıştı. Yarım saatlik bir bekleyişten sonra kapı çalmıştı,izin verilmeden bile içeriye giren babamdan başkası değildi. "Hoş geldiniz Baran bey." Babam adamı umursamadan koltuklardan birisine geçerken "Hiç hoş bulmadım müdür bey." diye yanıtlamıştı,çoktan bacak bacak üstüne atıp ellerini bir birine kenetlemişti bile. "Ama Baran bey biz-" "Ayçin,kızım sen anlat ne oldu?" Babama dönüp en masum ifadelerimden birisini takındım,tabi ki masum olan bendim ama babama yalakalık yapmak benim hobim.
"Babacım,şimdi ben arkadaşımın yanına gidiyordum.Birde ne göreyim,bu yanımdaki kız ve arkadaşları arkadaşımı dövüyor." Babamın kaşları hafalanırken bir anda da çatmıştı "Sonra bende taktir edersin ki arkadaşımı kurtardım,ama nasıl,bu yanımdaki hanımefendiyi ve arkadaşlarını biraz hırpalamak zorunda kaldım." Babamın gözleri benden yanımda duran kıza kaydığı zaman dudaklarının kenarı kıvrılmıştı. "Anlıyorum." Kapı açılınca bu sefer başka bir adam girmişti,önce kızıyla ,daha sonra benimle ve en son babamla göz göze gelmişti. "Müdür bey,burada ne oluyor?" Müdür sindiği yerinden "Emir bey,lütfen geçin oturun." Emir dediği adam oturunca babam bana baktı "Siz çıkın kızım,ben ve bu beyefendiler biraz konuşacağız." Çıkmadan önce ona 'Ortalığı dağıtma lütfen.' bakışı atıp çıktım,canım babam biraz sert bir adamdı.
Kapıdan çıkıp arkamdan kapattım,gerisi babama kalmış artık. Kafamı çevirip yanımda duran kıza baktım,saçlarını elime doladığım için epey dağılmıştı,burnu ve dudağı kanamıştı,ama müstehak ona. Gözlerine bakıp göz devirdikten sonra sert adımlarla yürümeye başladım,Elnaz en son beni bekliyordu. Teneffüs yaklaşık beş dakika önce bitmişti,ama ben derse girmeye niyetli değildim. Önce bahçeye çıktım,ama güneş yüzünden vaz geçip içeriye geri girdim. Kızlar tuvaletine girdim,her ne kadar dövülen taraf olmasam da bende biraz hırpalanmıştım. Tuvalete girip aynaya yaklaştım,dudağım patlamıştı. Demek ki babam bu yüzden umursamaz davranmamıştı. Elimi dudaklarıma götürdüğüm sırada kapı aniden-neredeyse kırılarak-açılmıştı. Kafamı çevirmeden kimin geldiğine aynadan baktım,üşengeç bir insanım ben.
Elnaz endişeli yüzüyle görüş açıma girmişti,al işte kızı da endişelendirdik. "Elnaz sen neden derste değilsin?" Soruma cevap vermeden dibimde bitmişti,yanaklarımı kavrayıp patlayan dudaklarıma bakarken "Neden yaptın bunu?" diye sormuştu. "Neyi?" "Neden beni kurtardın?" Göz devirmemek için kendimi zor tutuyordum "Çünkü sen benim arkadaşımsın Elnaz." Bu cümle boğazımda takılı kalmış gibi hissediyordum,ama bunu onun bilmesine gerek yoktu. Gözleri bir süre gözlerimde kaldıktan sonra "Gel revire gidelim,yaralarını sararız." dedi. Elimden tutup çekiştirirken bende bir şey demeden peşinden yürümeye başladım.
******************************************************
Bölüm sonu
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Adios.
