Merhaba hepinize ballarım<3
Hazırsanız başlayalım^^
~~~
Jungkook, hoseok ve jiwoo'yu taksiden indirip işinin olduğunu söylemişti. Her ne kadar itiraz etselerde Jungkook'un gözü dönmüştü. Hoseok hâlâ Taehyung'a gideceğini sanıp aramamaya karar verdi Taehyung'u. Jungkook yeo bin'e attığı konuma varmış ve kafenin boş masasına oturup beklemeye başlamıştı.Jungkook gelen bildirimlere bakıp Taehyung'un sürekli aradığını görmüştü.Telefonu cebine attığında Yeo Bin kızarmış gözleri ile karşısına oturmuştu.
"Evet, seni dinliyorum neden çağırdın beni? "Diye söze başladı yeo bin. Hafif bir sırıtma göstererek " sen böyle yapınca ben Taehyung'tan vazgeçecem sende ona geri mi dönecen sandın? " dedi gülerek ve devam ettirdi. "Bana bak aklında kafanda her ne dönüyorsa at onları bildiğim kadarıyla aldatmışsın sen Taehyung'u. Nasıl birisin sen bu ona yapılır mı! " sonlara doğru sesi yükselirken kendini toparlamaya çalıştı.
"Her ne olursa olsun pişmanım ve o bana geri dönecek.Hayat daha yeni başlıyor Jungkook hep mutlu olacaksın diye birşey yok gerçekler acıtır. Taehyung bana geri dönecek" dedi Yeo bin ve çantasını alarak kafeden çıktı. Jungkook sinirle 'hah' diyip kendini sokağa attı.
Kendini kafeye yakın olan sahil kenarında buldu. Aldatma meselesini ise
Jimin'in ona attığı mesajları mesaj panelinde okurken görmüştü.Sahil kenarında yürürken Hoseok ve Jiwoo'nun onu takip ettiğinden haberi yoktu. Hoseok Yeo bin'i gördüğü zaman direkt Taehyung'a haber vermişti, birazdan sahilde olurdu Taehyung. Jungkook en sonunda yorulup kendini kumların üzerine attı. Sırt üstü uzanıp gözlerini kapattığında güneş yerine gölge nin düştüğünü gördü. Gözlerini hemen açtığında ona dolu ve akan gözlerle bakan Taehyung'u gördü.
Taehyung hiç birşey demeden yanına uzandı ve konuşmaya başladı "meleğim" dedi ilk olarak. "Yemin ederim o bana öyle atılınca ne yapacağımı bilemedim" dedi akan yaşını silerek. Jungkook her ne kadar farkında da olsa kırılmış ve üzülmüştü. Ona cevap vermeden uzandığı yerde oturur hâle geldi. "Onu istemiyorum, o eskide kalan biriydi, eskidi" dedi ve soluklandı taehyung. "Ben seni seviyorum jungkook, sana aşığım hemde hayatımda hiç böyle birşey yaşamamıştım, ben.. Ben ona aşığım sanıyordum fakat öyle birşey değilmiş aşk." dedi gözyaşları içindeyken ve tekrar söze başladı.
"Aşk..." dedi ve sırıttı. "Aşk... " dedi tekrar.
"Aşk sensin Jungkook. Aşk'ı ben seninle buldum, seninle devam ettirmek istiyorum" dedi. "Bende" diye geçirdi içinden Jungkook. "Benim herşeyim oldun" diye geçirdi içinden tekrar. Ama kalbi o kadar acımıştı ki bunları dile getiremezdi. Jungkook ayağa kalktı ve ilerlemeye başladı. Taehyung onun gittiğini fark ederek peşinden gitmeye başladı. Ve her attığı adımda ona ne kadar aşık olduğundan bahsediyordu.En sonunda dayanamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı sessiz ağlamalarının aksine. Hıçkırıklarının arasından bağırıyordu.
"Affet beni... " diye
Jungkook arkasına dönüp "küs değilim" dedi ve tekrar yürümeye devam etti.
~~~
Yaklaşık bir saat boyunca jungkook'un kapısında ağlamıştı Taehyung, Jungkook daha fazla dayanamayıp onu içeri almıştı. "Kook? Kook? Madem küs değilsin niye trip atıyosun? "
"Çünkü bir başkasıyla seni o halde görmek kalbimi kırdı taehyung" dedi sonlara doğru kısılan sesi ile "Bana sarıldığın şekilde ona da sarıldığını görmek bana nasıl hissettirdi bilemezsin" diyerek gözünden düşen bir damla yaşa engel olamazken.
"Jungkook bunu anlamıyorsun işte bebeğim ben herkese sarılabillirim herkese ama kimseye senin gibi sarılamam ya da sarıldığım da kimse sen gibi hissettiremez bana" Dedi ve jungkook'un çenesinden tutup yüzünü kendine çevirerek göz göze gelmelerini sağladı "Gözlerime bak jungkook ben başkasına dair en ufak bir şey görüyorsan sana gerek kalmadan ben çıkıp giderim bu kapıdan sadece gözlerime bak" dedi Taehyung.
"İstemiyorum benden başkasına sarılmanı, dokunmanı , bakmanı istemiyorum Taehyung benim de bir kalbim var acı çekiyor. " dedi tekrardan gözünden bir yaş düşerek. "Özür dilerim, benim mallığım"dedi alınlarını bir birine yaslayarak. " Taehyung... "Dedi Jungkook.
" hm? "Dedi Taehyung karşılık vererek.
" yalnız kalmaya ihtiyacım var... Lütfen "
Dedi ve alınlarını ayırarak.Taehyung "nasıl istersen" deyip Celine ceketini askılıktan alarak. Jungkook kanepede cenin pozisyonunda uzanmış bir şekilde ağlıyordu. Taehyung'un gittiğini kapının örtülen sesinden anlamıştı. "Özür dilerim... " diye fısıldadı.
Biraz daha o pozisyonda kaldıktan sonra telefonundan saate baktı. 23:22'yi gösteriyordu saat. Yarın fakültede dersi olduğu için odasına çıktı, alarmını kurdu ve kendini yatağa attı."Kendimden nefret ediyorum" diye fısıldadı kendi kendine.
Gözlerini kapatıp uykuya dalmaya çalıştı fakat olmuyordu. Uyuyamıyordu. Ağlamaktan şiş olmuş gözlerini aralayarak telefonunu eline aldı. Taehyung'a özür mesajı atmak istedi, ama yapamadı. Çünkü kalbi çok acıyordu
Tekrar uyumaya çalıştı. Kafasındaki düşünceler ve bir kişi yüzünden olmuyordu işte. Aklındaki kişi olmadan ne yapardı diye düşünüyordu.Onsuz hiç bir şey yapamazdı o.
~~~
Evettt bölüm bu kadarcıktı
Biraz kısa oldu kusura bakmayın bu seferlik böyle olsun^^Oy vermeyi unutmayalım.
Yeo Bin'e karşı Jungkook'un tavrı UWOJDİWKSİWĞ
Taekook'landınızz🍭🍭
Hadi öptüm 💋💋
Lena🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Voice~taekook
FanfictionTAMAMLANDI Taehyung müzik yarışması için hazırlanırken bir takım sorunlar sonucu vocalistini değiştirmek zorunda kalmıştır ve karşısına okula yeni gelen 1.Sınıf öğrencisi Jeon Jungkook çıkmıştır.