"ne işin var senin burada amına koyayım? delirdin mi?" dedi kageyama kapıyı kapatırken. hinata ise rastgele odalara girip salonu bulmaya çalışıyordu. "annenler falan evde mi? salon burası herhalde." dedi gördüğü ilk koltuğa yayılırken, "yarım saattir evi arıyorum aq. bi dur da dinleneyim allahsız herif."
"ya hinata kafayı mı yedin ne diye geldin evime?" kageyama, hinata'nın bu rahat davranışlarından rahatsız olmuştu. bilmediği, tanımadığı bir eve kafasına göre girip etrafta dolanamazdı. hem birbirlerinin evlerine gidecek kadar da yakın değillerdi zaten.
"kageyama, ben özür dilemeye geldim. okulda dileyecektim ama okula gelmedin yine." hinata kafasını yana eğdi konuşurken, "gerçekten çok özür dilerim."
"bu şekilde mi özür diliyorsun anasını satayım? kafana göre evime gelerek, etrafta izinsiz dolaşarak mı? benim evimde, benim salonumda benden niye özür diliyorsun abi sen? 2 gün bekleyemedin mi okula gelmemi?" kageyama hızlı hızlı ve sinirli bir şekilde konuşuyordu. sesi yükselmeye başladı hatta sonlara doğru. "sana kim evime gelebilirsin dedi amına koyayım?"
hinata bir anda ayaklandı, kageyama haklıydı. ama hinata, her zaman yaptığı gibi, yine düşünmeden hareket ediyordu işte. ve hatalar yapıyordu sürekli. yaşamayı bilmiyor gibiydi sanki.
"üzgünüm, haklısın. ben sadece hemen seni görmek istedim. gerçekten özür dilerim kageyama. arkadaşlığımızı cidden özlüyormuşum ben. ve emin ol bunları notlarını almak için söylemiyorum. okulu çok da sikime takmıyorum zaten, biliyorsun. notlarını değil, arkadaşlığını istiyorum. lütfen, beni affedebilir misin?"
kageyama'nın kaşları havalandı, "gerçekten pişman mısın?" dedi usulca. "dışlanmış bir ucube değil miydim ben senin gözünde?"
"hayır, yemin ederim hayır. sinirlenince öyle konuşuyorum işte, diğerlerine de böyle davranıyorum. ama söylediklerimde ciddi değildim, emin olabilirsin buna." dedi hinata kageyama'ya daha da yaklaşarak. sonra kollarını açtı yavaşça, "affedildim mi?"
kageyama gülümsedi. sarılmayı sevmezdi pek, ama sarıldı hinata'ya. ona hayır diyemedi.
kageyama hislerini, kendisini iyi bilirdi. ve sarılırlarken; turuncu, dağınık saçlar yüzüne değerken emin oldu tobio.
shoyo'dan kesinlikle hoşlanıyordu.
o gün biraz birlikte vakit geçirdiler. kageyama ona kimseye anlatmadığı ailesini anlattı. senelerdir dedesiyle birlikte yaşadığını, ailesinin ise yurt dışında çalıştığı için neredeyse hiç evde olmadığını, dedesinin de minik bir market işlettiğini anlattı. hinata şaşırdı, dışarıdan nasıl mükemmel göründüğünü düşünüyordu aslında.
hinata konuştu sonra, kageyama'nın aksine daha normal bir evde büyümüştü o. annesi ev hanımı, babası devlet memuruydu. küçük bir kız kardeşi vardı bir de hinata'nın. kageyama, onun abi olabileceğini hiç tahmin etmemişti.
hinata konuşurken kageyama kalbinin hızlandığını hissetti. ilk kez onunla bu kadar uzun ve ciddi bir sohbet etmişlerdi ve bu onu öylesine heyecanlandırmıştı ki. dikkatle dinledi, ağzından çıkan her kelimeyi yuttu adeta.
hinata ise, onu ilk kez bu kadar dikkatli dinleyen bir arkadaşı olduğu için mutluydu.
daha önce kimseyle böyle muhabbet etmemişti. hatta kimseyle sessizce oturmamıştı daha önce. ama hayatında ilk defa, bir süreliğine tobio ile sessiz kaldı. akşam olduğundan tobio yemek hazırlamaya başlamıştı ve shoyo da sessizce ona eşlik etti varlığıyla. kageyama onun orada oluşundan, hinata da orada olmaktan memnundu.
laf arasında, kageyama hinata'ya neden noya'nın söylediklerine bu kadar kızdığını sordu. hinata da ona daha önce pek fazla kişiyle paylaşmadığı, hatta kendisiyle bile paylaşırken zorlandığı bir sırrını açtı.
iki saat kadar sonra, kageyama yemeğe kalmak isteyip istemediğini sordu. hinata evde annesinin beklediğini söyledi, kageyama da itiraz etmedi. kapıda yolcu etti turuncu saçlı çocuğu ve mutfağa döndü. bir süre durdu öylece.
tamam da, şimdi ne yapacaktı? ne yapması gerekiyordu ki?
o bunları düşünürken, dedesi geldi. her akşam yaptıkları gibi birlikte yemek yediler. tobio sessizdi, dedesi neyi olduğunu sordu ama tobio söyleyemedi. dedesiydi sonuçta, 'dede torunun pipili birinden hoşlanıyor.' diyemezdi ya. hastayım dedi, geçiştirdi o da. dedesi daha fazla soru sormadı, yemeğini yedi ve salona geçti. kageyama da bulaşıkları yıkayıp odasına ders çalışmaya gitti.
bir süre ders çalıştı, ama birkaç dakika sonra dikkatini dağıtan, art arda gelen bildirim sesleri onu durdurdu.
shinata
kageyamaaaaaaaa
tooobiooooooooo
aaaaaaaaaa
gelceksin dimi yarin
bak valla kendimi olduruveririmtobiyama
gelcem hinata mal misin
ne yazip duruyon bak ders de calisamadim zaten bugun senin yuzunden
sus lashinata
butun gun okula gelmiyon banane lan sabah calissaydin
naptin butun gun camis gibi yattin mitobiyama
evet aq
arada bi gitmiyoruz bari tam yatalim dedik ne varshinata
SQLDNLQNDLWJDLQJDLSJDLWJFLW
ne calisiyon ya sinav yok bi sey yoktobiyama
haftaya basliyo sinavlar mal misin ya senshinata
neyyy
nasi ya
daha yeni bitmedi mi abitobiyama
o sinavlar biteli 1 ay oldu hinata mal misinshinata
of
OF
DILCI OLCAM BEN DE TSUKKI GIBI
CAMIS GIBI YATIYO ELEMAN BUTUN SENEtobiyama
ahaondlwndkwndkwjd
siktir git siniftan da sinif ortalamasi yukselsin birazshinata
JWOWDNOWJDOWD AMINA KODUGUM
BEN YUKSELTIYORUM BU ARADA ???tobiyama
benim notlarla yukseltiyon evetshinata
SUSCAN SEN
yukseltiyorum sonucta .tobiyama
hdoqndowjdowjdo tamam yukseltiyosun babanne
sure grandma lets get you to bedshinata
cokkomik hahahatobiyama
komik baya
aglama
YA NEYSE tutma beni gidiyorum
sen de calisshinata
offff tamam
gorusuruz
dimi
GELCEN DIMI OKULA BAKtobiyama
JWPQJDOSJDOWJDODJ
gelcem shoyo gelcem
hadi gorusruzshinata
TMM
gorusruuzzzzAY cok uzun oldu aminakoum yoruldum
bi de noyayi ozledim obur bolum zaman atlamasi yapip sinavlari getirem de sinif grubu yazam<3
optum gorusrz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deskmate 'kagehina'
Fanfictionshinata: sey kageyama kizmazsan bi sey dicem ama kizmican? senin edebiyat notlari vardi ya onlara benim kedim isemis