düşüncesiyle bile kageyama'yı heyecandan uyutmayan cumartesi sabahı sonunda gelmişti. her zaman yaptığı gibi erken kalktı ve önceden kafasında döndürüp durduğu kıyafetlerini giydi. hinata'ya nereye gideceklerini sormayı akıl edememişti ve şimdi tekrar giyecek bir şeyler seçmek riskliydi. bu yüzden olabildiğince 'her şeye uygun' bir şeyler seçmişti kageyama. saatinden önce hazırlandı ve hinata'yı beklemeye başladı.
diğer tarafta, hinata'da da durum farklı değildi. o da kıyafetlerini önceden hazırlamıştı ve oldukça heyecanlıydı. hazırlandı ve telefonunu eline aldı.
shinata
tobyooooo
gunaydinnnnntobiyama
gunaydinnnshinata
cikicam birazdan
10-15 dakikaya ordayim
hazirsin dimitobiyama
evet hazirim
saatin gelmesini bekliyodumshinata
OHA TAMAM CIKIYOM HEMEN O ZAMAN
OPTUMtobiyama
kekdbdlajfksjf
bekliyorum
senishinata
yolda araba carparsa bunun sorumlulugunu sen alacaksin aqtobiyama
HSKAJFOQJFOSJFIW
DEME SOYLE SEYLER AMKshinata
sen deme asil
saka yaptim soyle oyle seyler
cok soyletobiyama
tamam shoyo soylerim fiwnfknskfks
ama sen bi gel artik aqshinata
tamam lan geliyorum
tobio daha da heyecanlanmıştı şimdi. bütün hafta böyle geçmişti, bir garip konuşmuşlardı. gerçekten flörtleşiyorlardı sanırım...
beklerken kalbi yerinden çıkacak gibiydi, durum şimdiden buysa buluştuklarında ne yapacaktı? kötü şeyler düşünmemeye çalışıyordu ama elinde değildi. ya berbat ederse her şeyi? ya yanlış anlamışsa hinata'yı?
onu düşüncelerinden uzaklaştıran kapının zili oldu. yüzünü hemen bir gülümseme kapladı ve küçük sırt çantasını da alıp kapıya gitti.
açtığında karşısında turuncu saçlı çocuğu yere doğru bakarken gördü. ayakkabılarını hareket ettiriyordu, ileri geri gidiyordu ufak ufak adımlarla. sonra başını yukarı kaldırdı o turuncu kafa ve gözleri buluştu. shoyo yüzüne kocaman bir gülümseme kondurdu ve "günaydın!" dedi büyük bir hevesle. sesini duyduğu anda içi rahatladı tobio'nun.
"günaydın. hadi gidelim." dedi ardından kapıyı çekerken. binadan çıkıp ana yola yürüdüler. yürürken alakasız şeylerden konuşup gülüştüler. bir süre sonra tobio dayanamayıp nereye gittiklerini sordu. shoyo ise 32 diş sırıtarak "sürpriz!" diye yanıtladı.
birlikte otobüs durağına yürüdüler ve bir süre bekledikten sonra shoyo'nun inatla söylemediği yere giden otobüslerine bindiler. yol boyu kageyama hinata'yı söylemesi için ikna etmeye çalıştı ama çabaları işe yaramadı.
kapalı, büyük bir spor kompleksinin önünde indiklerinde siyah saçlı çocuğun aklı karışmıştı. kaşlarını çattı ve yüzünü buruşturdu. shoyo'ya döndüğünde ona gülümsediğini fark etti. "kafan karıştığında ya da bir şey sormak istediğinde yüzünü hep böyle yapıyorsun. çok tatlı oluyor." dedi aniden. sonlara doğru sesi alçalmıştı ama tobio onu duyabilmişti. ister istemez dudakları yukarı kıvrıldı ve gözlerini kaçırdı.
"hadi gel, içeri girelim artık." otomatik kapının altına geçti shoyo ve kapının hemen açılması için elini kaldırıp sensöre doğru salladı. kageyama bu mükemmel fırsatı kaçırmadı ve her zaman yaptığı gibi kısa şakası yaptı, "seni görmedi, beni gördü biliyorsun değil mi?"
"oğlum bak senin ananı sikerim he." tobio kahkaha atarken shoyo'nun kurduğu cümleyle duruldu ve gülümsedi yere bakarak. "ne sırıtıyorsun lan?" dedi shoyo baktığı yere doğru eğilerek. "birkaç ay önce kedinin notlarıma işediği zamanı hatırlıyor musun?" kaldırdı kageyama kafasını ve hinata'nın gözlerinin içine baktı.
"iki kere işemişti hangisinden bahsediyorsun?" dedi shoyo merakla. aklında ne olduğunu merak ediyordu. bu dediğine güldü tobio, "ikisi de aynı günde olmadı mı zaten?" diye sordu.
hinata aniden önüne döndü ve ağzının içinde bir şeyler mırıldandı. "shoyo, ikisi de aynı gündeydi değil mi? bir daha yaşanmadı o olay değil mi?" sessiz kaldı shoyo ve adımlarını resepsiyona doğru hızlandırdı.
"ANANI SİKEYİM SENİN, KAÇ KERE İŞEDİ BAŞKA?" tobio sesinin ne kadar çıktığını fark etmeden bağırdı ve aynı hızlı adımlarla shoyo'nun arkasından koşturdu. ona yetiştiğinde shoyo çoktan resepsiyona ulaşmıştı ve nefes nefeseyken kadınla konuşmaya başladı. sonra işi bittiğinde aniden ona döndü ve "son sınav dönemlerinde verdiğin buruş buruş matematik notlarına işemişti zaten çok kötü durumda oldukları için fark etmedin ben de söylemedim." dedi bir nefeste.
kageyama tam ağzını açacaktı ki shoyo onu bileğinden tuttu ve merdivenlere doğru sürükledi. tobio da bir şey diyemeden onun peşinden gitti. aşağı indiler ve onları bir buz pisti karşıladı.
"hadi gel, patenlerimizi ve dizliklerimizi giymemiz lazım hemen!" dedi heyecanla shoyo onu sürüklemeye devam ederek. kageyama ağzının içinde 'ben bilmiyorum.' gibi bir şeyler geveledi ama shoyo'nun heyecanına yenik düşüp onu kovalamaya devam etti. birlikte patenlerini giydiler, tobio ilk kez buzun üstünde duracağı için biraz garip hissediyordu ama çaktırmamaya çalıştı. kask bile takmayan shoyo'ya dönüp eline aldığı kaskı uzattı, "sen takmayacak mısın?"
"gerek yok, biliyorum ben zaten." diye yanıtladı shoyo onu. sonra ayaklarında patenleriyle tobio penguen gibi; shoyo da sanki ayağında bırak pateni, ayakkabı bile yokmuşçasına rahat rahat yürüyerek piste kadar geldiler birlikte.
hinata buzun üstüne çıktı ve bir daire çizip arkasını döndü. uzun boylu çocuğun gözleri buza kilitlenmişti ve kaşları çatılmıştı yine. shoyo'nun ona seslenmesiyle kafasını kaldırdı. hinata ona baktı gülümseyerek. "hiç kaymadın, değil mi? gel öğreteyim." dedi ellerini uzatarak. kageyama ileri atıldı ve ona tutunarak buza çıktı.
bir süreliğine birlikta kaydılar ve shoyo tobio'ya öğretebildiği kadar öğretti. sonra bir ara ona döndü ve "bak, şimdi ne yapacağım!!" dedi gülümseyerek. ondan uzaklaştı ve hızlandı, birkaç tur attı ve ayağını arkasından tutup havaya kaldırdı. tobio onu melek görmüş gibi izliyordu. zıpladı, döndü ve kageyama'nın anlayamadığı ama harika görünen başka birkaç hareket daha yaptı. sonra shoyo hızlanıp ona doğru geldi ve aralarında birkaç santimetre varken bir anda durdu. yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. "beğendin mi?"
tobio onun bunu nasıl yaptığını bilmiyordu ama nefesi kesilmişti adeta. göğsü hızla inip kalkıyordu ve gözlerini karşısındaki turuncu saçlı çocuktan ayıramıyordu. "soruma yanıt aldım sanırım." dedi shoyo hafifçe gülerek ve birkaç daire daha atıp tekrar kageyama'nın yanına döndü.
yaklaşık 2 saatlerini buzun üstünde geçirdiler. kageyama kenarda, bazen de hinata'ya tutunarak zor da olsa ortada kaymayı başarabildi. ve kesinlikle hayatının en güzel 2 saatini geçirmişti tobio.
MRBLAR !!!
bu bolumun bu kadsr gec gelmesinin sebebi tamamen usenmem ozr. ama duzyazi yazmak cok zor😭bi de bunlar mutlu oluyolar galiba he ne diyonuz bozsak mi
saka saka
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deskmate 'kagehina'
Fanfictionshinata: sey kageyama kizmazsan bi sey dicem ama kizmican? senin edebiyat notlari vardi ya onlara benim kedim isemis