1: |Güz soğukluğu|

943 74 225
                                    

"Bilmiyorum, belki de en büyük kaybım bu oldu iz. Seni sevmek, dudaklarında nefes bulmak ve belki de, belki de seni evim bilmekti en büyük kaybım."

Soğuk bir kış gecesi, balkonumdan yükselen dumanı izlerken gözlerimi kapatmamak için direniyordum. Soğuktu, oldukça üşümüştü bedenim ama elbette bitecekti değil mi bu eziyet? İlla son bulacaktı acılarım. Gözlerimden dökülen yaşların soğukluğu, midemi yakmaya yetmişti. Ellerim, ellerim şimdi titrerken nasıl olur da korkmadığımı söyleyebilirdim?

Tek bir dilek hakkım olsaydı eğer, eğer bana o hak verilseydi... Ah bir ömür daha vermez miydim kendime? Yavaş yavaş elimdeki neşteri bileğimin üzerinde gezdirdim. Sigaramı hemen koluma yaklaştırıp, tam damarımın sol yanına bastırdım. Sol önemliydi, bastırdım. Biliyordum, yanıyordu ama ben neden hissedemiyordum?

Tanrım, yoksa gerçekten hiç varolmamış mıydım?

Yavaşça sönen sigaramı çektiğimde, derin bir iz oluştu kolumda. Öylesine acı dolu, kederli, ağlamaklı bir iz. Ne denir buna, tam olarak nasıl ifade edilir bilseydim keşke. Dilimden dökülen her zehri, keşke sizlere de anlatabilseydim. Lakin, ne kadar nefesimi akıtsam da yapamıyordum. Gözlerimdeki yaşlar akmak için bu kadar hazırken, ben neden ağlayamıyordum?

Mesela neden beni, beni hiç sevmemişlerdi? Derin bir nefes aldığımda kolumdaki sızıyı ciğerlerime kadar hissetmiştim. Ben sadece acıyı hissedebiliyordum. Bunun ne kadar ağır ve yorucu olduğunu keşke anlatacak kadar konuşabilseydim. Tek kelime anlatacak kimsenin olmaması kadar, daha beter ve yıkıcı hiçbir şey yoktu.

Gözlerimi yavaşça saate çevirdiğimde, kalbimde dehşet bir hızlanma hissettim. Saat tam olarak onu çeyrek geçiyordu. Soğuk parmaklarımı yanığın üzerine getirip, kapattım. Böyle midemdeki kelebekleri hissetmek beni yalnızlıktan alıp götürüyordu adeta. Gözlerimi kapattım ve balkonumda oluşan tıkırtıyı dinledim.

Gelmişti, yine tam onu çeyrek geçtiğinde balkonumdaydı.

Yukarı tırmanırken oluşan o hırıltılı nefesleri, alt dudağımı ısırmama neden oluyordu. Neden her seferinde böyle heyecanla bekliyordum onu? Konuşmak için adeta can atıyordum. Yavaşça yerine oturuşunu, sokak lambasının vurduğu ışıktan oluşan gölgesinden anlamıştım. Gölgesi; çok güzeldi. Benim üstüme sinen gölgesi, her yürüdüğüm sokakta tam da sol tarafımda beliren gölgesi, sol kolumun hemen üstüne düşen o eşsiz gölgesi...

Sol önemliydi, sol güvenilirdi.

"İz," oldukça yorgun çıkan sesi duyduğumda yutkundum. Sessiz ortama düşen ses, ellerimi pantolonuma sürmeme neden olmuştu. Sonra o konuştu, öldürdü beni. "Ateş parçası, yine izler bırakmışsın tenine." Gözlerim doldu. Sesi, sesi olduğum yerde titrememe yetti. Lanet olası zihnimde oluşan zelzeleri bastırmak için, gözlerimi kapatmıştım ama yetmiyordu. Sesi, öyle güzel ve boğuktu ki... Geceyi andırıyordu bana.

"Yapmadam duramıyorum, sen yokken istemsizce oluyor." Durdu birkaç saniye. Tek kelime etmedi. Dakikalarca karanlığın ardından baktı bana. Sonra, yavaşça süreledi bedenini, bedenimin hemen sol tarafına. Sol elbette önemliydi, sol bizimdi. Bacağımda hissettiğim eli, sanki göğsüme tonlarca ağırlık vermişti. Sıcacık elleri, tenimin yanıp kavrulmasına yetmişti.

Yüzünü, ah o güzel yüzünün bir kısmını, sıcacık alnını alnıma yasladı. Tam o an, hayatımda ilk defa derin bir nefes almıştım. Sanki, sanki tüm dünyanın oksijenini çekmiştim içine. Yumuşak saçları alnımı örterken, burnuma değen burnu titrememe neden oldu. Eli, hafifçe belimde dolanırken kesik nefeslerim, dudaklarına çarpıyordu.

"Ah ateş parçası, ah benim en derin izim." Konuşması, gözlerimdeki yaşların akmasına neden olurken elleri; saçlarımı okşadı. "Nasıl olur, nasıl olur sol yanına izler bırakırsın? Ne diyorduk biz? Sol önemli, çünkü sol biziz." Alnımı yavaşça oynattım. Onu duyduğumu bilmesini istiyordum. Anladığımı, onu hissettiğimi bilmesini istiyordum.

Sol neden bu kadar önemliydi onun için hiç bilmiyordum. Bir aydır, her gün balkonuma gelip sol yanımda sigara içişime eşlik ediyordu. Dışarda yürürken sürekli sol yanımda olurdu. Arkamdan gelirken, gölgesi hep soluma düşerdi. Düşündükçe ağrıyan kafamı sağa sola hareket ettirdim.

"Sol," yutkunup gözlerimi gözlerine kaldırdım. "Neden bu kadar önemli senin için?" Güldü. Gülüşü; çok acı vericiydi. Öyle sıradan, sevinç gibi değildi. İki elini de belime yaslayıp, sıcak tenimi okşadı. "Çünkü ateş parçası, orda sen varsın." Sıcak elleri aniden belimde durdu. Ben durdum. Nefes almayı bıraktım. Sanki onun dudaklarından dökülen nefes, ciğerlerime eşlik ediyordu.

Cevap vermek istedim. Yine de sustum çünkü ne diyeceğimi asla bilmiyordum. Gecenin en soğuk zamanı, karanlık, küçük bir balkon ve iki adam burdaydık. Her şey gerçekti veya ben öyle sanıyordum. Biraz daha kendimi yaklaştırdım ona. Elini belimden çekip, soğuk dudaklarımın üzerine getirdi. Çatlak ve soğuk dudaklarımı bir müddet izledi.

"Böğürtlen," kocaman gözlerimle baktım ona. "Böğürtlen renginde dudakların, ateş parçası gibi saçların." Yaklaşıp tam dudağımla, burnum arasındaki boşluğa bir öpücük bıraktı. Yavaşça yerinden kalkıp, benden uzaklaştı. Gözlerim hızla saate kaydığında on biri çeyrek geçiyordu. Yine aynı saatte ayrılıyordu yanımdan. Ama bu sefer öylece durup izledi beni. Gözlerindeki parıltının yerini yavaş yavaş karanlığa bırakması, yerimde kıpırdanmama neden olmuştu. Lakin aklım hala dudaklarımın üzerindeki parçada, asılı kalan öpücükteydi.

Sonra konuştu.

Sesi; ölüme çağıran, ninni gibiydi.

"Ateş parçası, düştüğün yeri yok ediyorsun haberin yok."

-

Merhaba. Belki kimse kalmamıştır, oldukça uzun zaman oldu... 🥹

İlk bölüm, ilerde oldukları durumdan bahsetmek istedim. Diğer bölüm tanışma kısmından başlayacak. Tanıtım gibi düşünebilirsiniz bu bölümü. 🫶

Bu kurgu Madrigal- Dip şarkısıyla yazılmıştır. İtinayla her bölümü, bu şarkıyı dinleyerek yazdım. Bu yüzden dinlerken okursanız, belki içimdeki hisleri karakterlere nasıl aktardığımı, çok daha iyi anlarsınız. Şimdiden her şey için teşekkür ederim. ♥️

Taehyung ve onun sade, güvenli balkonu. Seokjin ile mutlu olduğu o balkon...

 Seokjin ile mutlu olduğu o balkon

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
46. Sokak ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin