7. Bölüm: ÖzlemOy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...😘
Keyifli okumalar!!!
14 sene önce...
Afran Miroğlu'nun düğün gecesi...
Siyah Hyundai’i20 araba, Urfa'nın en büyük arazisinde yapılan düğün alanında park edilerek durdu.
Arabanın kapıları açıldığında, arka kapılarda Baran Dilvan ve küçük kız kardeşi Sıla Dilvan inerken, açılan ön kapıda ise Berzan Dilvan ve eşi Güneş Dilvan inmişlerdi. Duyulan çalgı çengiye ve şarkılarla keyiflenerek güldüler ailecek. Etraf oldukça kalabalıktı, zaten bunu anlamak için park halinde olan arabalara bakmak yeterli oluyordu.
Yeni sekiz yaşına basmış Sıla'nın üzerindeki elbise üstü beyaz, uzun koluyken alt ettiği ise renkli renkli, uzun tül parçalarla donatılmış rengarenkti. Dizlerine gelen elbisenin altına beyaz külotlu çorap giydirmişti annesi. Ona bakan her kimse kesinlikle bir gökkuşağını anımsardı.
Aslan inine girmiş aç bir çakal edasıyla etrafına kolaçan ediyordu, geceye inat pörtlettiği yeşil gözleriyle. Boynundan ve kol atından geçirdiği eteği gibi rengarenk paletli çantasını düzeltti. Bu çantayla kendini baya havalı hissediyordu. Modaydı çantası. Çok arkadaşı istemişti ondan ama hiç kimseye bir kerelik takmalık için bile vermemişti. Paylaşmayı bilmez kavgacı kızın tekiydi. Saçları bir kulaktan öbür kulağa kadar örgülüydü ama salıktı. Uzun siyah saçları sırtında aheng içerisinde dans ediyordu.
Hoplaya zıplaya babasının yanına gidip kollarını bacağına doladı. Berzan Dilvan bacağına yapışıp ona altan altan kafasını kaldırmış ışıl ışıl gözleriyle bakan yaramaz kızına duyduğu sevgiyle büyükçe iç çekti. Başını ağırca sallarken, kesinlikle onuda kardeşleri gibi Evin teyzesinde bırakması gerektiğini düşünüyordu.
Getirmeyecekti hava soğuk olduğundan aslında ama çok ağlamıştı düğüne gelmek için, ağladığında burnundan akan sümükleri yediğinde, annesindende bir temiz dayak yemişti uslanmaz kızı. Kaç defa sümüğü yememesi için uyarılmasına rağmen, hem dayak hem sümük yediğinde kızının bu haline dayanamayıp getirmişti. Bu gece başını ağrıtmasa iyiydi.
Sıla babasına hevesle, en çok merak ettiği soruyu sordu. "Baba... İstediğim kadah yemek yeme hakkım vay mı?"
Küçük ailesi sorduğu soruyla gözlerini devirdi, bir taraftanda sırıtmadan edemediler, öndeki iki dişi düştüğünden R harfleri kullanamıyor oluşuna.
Gülen babası huzurla eğilip, daha yarım saat önce hem yemek hem sümüğünü yemesine rağmen hâla aç kızının, elbisenin içine kaçmış yakalarını dışa çıkararak düzelti. "Patlamadığın sürece istediğin kadar yiyebilirsin, güzel kızım." diye cevap verdi. En fazla ne kadar yiyebilirdiki sonuçta.
Kızının gözlerinin ışıldadığını gördüğünde bu tatlı, ısırmalık haline dayanamadı. "Dılem... Güzelim hava soğuk üşütme." diye tembihledi bir an önce gitmek için ayaklarını durmadan oyanatan Sıla'ya. Yüzünü avuçları içine alıp iki yanağından kokusunu içine derince çekerek birrer öpücük bıraktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/340928007-288-k83486.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Tutsak
Romance"Aşkı mutlu olmak için değil, ızdırabını iliklerime kadar hissetmek için oldum ben." Sıla Dilvan. "Kalbindekini unutup beni sevemez misin?" diye sordu kadın. Kalbi izlerle dolup taşan bir kadın. Her yeni bir güne yeni bir iz açmaktan gocunmayan bir...