#2#

488 79 59
                                    

Kırk dakikalık sohbet saatimiz bitmiş herkes tekrar odalarına dağılmıştı. Bu süre boyunca hepimiz birbirimize söylemediğimiz şeyleri itiraf etmiştik. Mesela bu gün buraya kapatıldığımız gündü 26 Mart... Hepimiz ilaçları içmeyi bırakmışız bunu bizden başka kimse bilmiyor. Yarın yine sohbet saatimiz olacaktı ve biz kaçmak için plan yapacaktık büyük ihtimalle kaçmamız kolay olmayacaktı ama bir şekilde çıkacaktık buradan. Nerede kalacağımıza gelirse biz deli ve ya akıl hastası değiliz... Biz aklı başında insanlarız tabii ki kendimize bir yer bulacaktık. Ailelerımizin yanına gitmeyecektik bizi zaten buraya kapattıran onlardı deli olmadığımızı söylesek buna kimse inanmazdı çünkü onlar görmediler. Bizi izliyen o dört seri katillerden hiç birini görmediler...

(26 Mart 2022)
(Bir sene önce bu gün)

Kendimiz için boş bir depoya alan hazırlamıştık. Deponun içinde minik bir atölye kurmuştuk. Jeongin kendi heykellerini yapıyor, Felix şarkı yazıp besteliyor, Hyunjin ve bense resim çiziyorduk. Deponun yanında bir de terk edilmiş bir gar vardı. Buraya kimse gelmezdi yerini tek biz bilirdik. Akşam yine atölye de buluşmuştuk. Atölye için aldığımız eşyaları yerleştirip işlerimize dönmüştük. Resim çizerken sıkılmıştım.

"Ben biraz gar da dolaşıp gelicem"

"Tamam Ji dikkat et"

Kafamla onları onaylayıp gara doğru yol aldım. Saat geç oluyordu burası şehirden biraz uzak bir alandı. Gökyüzüne baktım bir süre yıldızlar oldukça hoş görünüyordu o sırada dikkatimi boş bir duvar çekti. Oldukça büyük bir duvardı. Yavaşça duvarın olduğu tarafa ilerleyip merdivenden yukarı çıktım. Buraya güzel bir resim çizebilirdim. Anlık aklıma gelen fikir ile resmi kafamda canlandırmıştım. Tablo tam olarak kafamda oturduğunda arkamdan gelen bir takım sesler ile odağımı duvardan alıp arkamı döndüm. Kimse yoktu. Yanlış duyduğumu düşünüp aşağı indim. Yarın bu resmi yapmaya başlayacaktım.

################################

Bir kaç gündür resmi yapmak için uğraşıyordum ve sonunda bitmişti. Elimdeki fırçayı boya kutularının yanına bırakıp bir süre yaptığım resmi inceledim. Gök yüzünde bir tren resmiydi bu. Bu resmi bir garda olduğu için çizmiştim başlarda aklımda tren yoktu fakat garda olduğumuzu düşününce mantıklı gelmişti. Bir süre daha resme bakıp duvarın yanından ayrıldım. Atölyeye gitmek için adımladığım sırada bir ses duydum. Biri acı şekilde çığlık atıyordu. Aniden çalan telefonum ile korkmuştum. Telefonumu alıp aramayı açtım.

"Efendin Felix"

"Evet, duydum"

"Ben iyiyim merak etme ama sanırım biri fena halde acı çekiyor bakmak ve bakmamak arasında kararsızım"

"Tamam geliyorum"

Telefonumu kapatıp çığlık seslerini arkamda bırakmıştım. Atölyeye geldiğimde gözleri dolmuş neredeyse ağlayacak bir Jeongin görmeyi beklememiştim. Hızla yanlarına gittim.

"Jeongin ne oldu?"

"Sen yokken annesi aradı bir sürü şey söyleyip kapattı telefonu"

"E eve g gelmememi söyledi... Beni görmek istemiyorlarmış"

Derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı.

Kill the memories ~minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin