giriş.

80 8 2
                                    

Okuldan eve geldiğim gibi mutfakta yemek yapan annemin yanına koştum, "Anne! Kargom geldi mi?"
Günlerdir beklediğim önemli bi kargom vardı, lisenin son yılında olduğum için balomuz yaklaşıyordu ve kendime güzel bi elbise seçmiştim.."Geldi, odanda git bak." Geldiğini duyduğum gibi odama koşmaya başladım. "Çöpü de at!" Annemden duyduğum sesle duraksayıp tekrar hızlandım. Nihayet geldiğimde hevesli şekilde kargo paketini açtım, ve evet elbisem! Tam deneyecektim ki çöpleri hatırlayıp hevesimi kursağımda bırakarak elbiseyi bıraktım. Kargonun paketini de alıp tekrar mutfağa indim, çöpleri elime alıp dışarı çıktım. Sokak lambasının pek aydınlatmadığı yerlerden geçip çöpe ulaştığında ilk çöpü sonra kargo paketini attım, tabi paket yere düştü.. umursamaz tavırla yoluma devam ettim ama arkadan ayak sesleri duydum, ilk başta gerilsemde takmadan yoluma devam ettim.

Eve gelip kendimi odama attığımda elbisemi deneme fırsatını nihayet bulmuştum, tam istediğim gibiydi, kusursuz. Elbisemi çıkarıp hemen askıya askıya astım. Zarar gelsin istemiyorum.. bembeyaz peri elbisesi gibiydi sonuçta.

Kitaplığıma yaklaşıp kitaplarımı inceledim, bugün ne okusam diye düşünürken gözüm pembe kapaklı bi kitaba kaydı, hiç okumamıştım..ne zaman aldığımı dahi hatırlamıyorum. Elime alıp yatağıma uzandım, kitabı yavaş yavaş okumaya başladım. Saatler gibi sayfalarda aktı. Sonunda sıkılıp telefonu elime aldım ama WhatsApp'dan gelen mesajları gördüm, hızlıca girdim.

Bilinmeyen numara.
0567 897 ####

Elfin Karaca? Yanlış değildir umarım.

Buyrun, tanıyor muyum sizi?

Tanıyacaksın, Elfin. İstersen tanırsın.

İsmimi nereden biliyorsun? Senin ismin ne?

Tanıyacaksın dedim Elfin.

Tanıştığıma pek memnun olmadım isimsiz bey.

Olursun Elfin.

Sanmam.

Mesaj sayfasından çıkıp telefonumu şarja bıraktıktan sonra mutfağa gittim. Fazlasıyla acıktım.."Anne ne yemek var?"
"Çorba ve sarma var," açlığım iştahımı kabartınca hızlıca tabağıma çorba ve sarma aldım, masaya oturdum. Çorbaya kaşığını daldırırken bir taraftan da sarmalarımı ağzıma tıkıştırdım, "Yavaş ye kızım, boğulacaksın birazdan," anneme cevap vermek için ağzımdaki yemekleri hızlı hızlı yuttum, "Boğulmam, sende bu kadar güzel yemek yapma," annem gülerek mutfaktan çıktı, bende yemeğimi yemeğe devam ettim. Yemem 5 dakika sürdü sürmedi tekrar odama çıktım. Üstüme bol beyaz t-shirt ve siyah kargo pantolonumu geçirdim. Saçlarımı da rastgele topladıktan sonra telefonumu cebime atıp odamdan çıktım. "ANNE ÇIKTIM BEN!" Ayakkabılarımı da geçirip evden çıktığımda havayı içime çektim, gecenin karanlığında sokak lambalarının altından binaların yanlarından geçerek cafeye girdim. Kahve aldıktan sonra tekrardan kendimi İstanbulun sokaklarına attım. Sanki arkamda bir gölge yürüyordu, hissediyordum ama arkama bakmaya da korkuyordum.. "Elfin Karaca, kargonuz var," Ne? Gecenin bir saati ve söyleyemediğim bir kargo..arkamı dönüp siyahlar içinde ki adama baktım, elinde siyah kırmızı kurdele ile bağlanmış bi paketi bana uzatıyordu, "Alacak mısın? Başka paketlerim var, seni bekleyemem," korka korka paketi elime aldım, aldığımda adam arkasını dönüp gitti, "Şey..bu kargo ne?" Cevapsız kaldım, ama eve gitmek istemedim için her zaman gittiğim sahilde ki parka gittim, salıncaklardan birine oturdum. Yavaş yavaş paketi açtığımda içinde puzzle tabanı olduğunu gördüm. Neydi şimdi bu? Kendimi sorularım ile boğarken telefonum titrediğinde irkildim, kendimi toparladım da elime aldım.

Kargo Paketi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin