kanlı bebek.

16 3 0
                                    

Sıradan hayatım.. yok. Belki 3 ay önce vardı. Hayır yoktu. Babam öldüğünden beri hayatımın düzeni yolunda değildi. Acımı içime gömüp annemin acısını dindirmeye çalıştım, bazı yaralar kapanmaz. Kapanmadı.

"Ne kadar yolumuz kaldı?" Yolun uzunluğu yetmezmiş gibi Oflaz birde gözlerimi bağladı. Gel de çıldırma, "5-10 dakika daha sabret. Annenden izin al istersen, orda kalırız," orası neresi işte be adam?! "Gözlerim kapalı, Oflaz Çelik." Sıkıldım, bunaldım. Of! "İnince halledersin, Elfin Karaca." Ononco hollodorson. Sakinim...

Nihayet geldik! "Bekle indireceğim seni," zaten kendim inemem ya. Oflaz hızlıca arabadan inip benim kapımı açtı, bir elini belime atarak beni indirdi. Yumuşak bi zemine bastık.. çimen mi? "Hazırsan açıyorum gözlerini?"

"Ay aç artık!" Gözlerimi açtığında ilk etraf karardı birkaç saniye sonra bulanıklık düzeldiğinde etrafa baktım. Burası.. mükemmel! Gözlerimi etrafı süzerken ağacın üstüne doğru tırmanan merdiven dikkatimi çekti, yok artık. Ağaç ev! Ağaç evin önünde kalan havuz, arkada ki göl..doğa! Bin yıl kalırım ben burada, "Oflaz.. ben buraya aşık oldum," aşık olunmayacak gibi değil ki.. "Bende sana," romantik pislik! Hemende kendine pay çıkarsın, "Vah, vah!" Cani ol birde Elfin. Etrafa bakındığım sırada bize doğru havlayarak koşan köpeğe gözüm takıldı. O ne be? Doberman! "OFLAZ! KAÇ, YER BU BİZİ!" Oflaza doğru koşup arkasına saklandım. Köpek Oflaza değil bana havlıyor! "Gölge, oğlum. Otur! Yabancı değil o," Gölge diyerek hitap ettiği köpek Oflazın komutu ile uysallaşıp oturdu, "Cici köpek.." Gölgeye elimi uzattığım da havlamadı, aksine sanki süs köpeğiymiş gibi kafa salladı, "Sevsene," dedi Oflaz. "Yemesin beni? Bensiz kalırsın bak, dayanabilir misin bilmem," Oflaz gülüp elimi tuttu, sonra köpeğinin yanına gidip elimi Gölgenin üstüne koydu, "Ay yerim ben seni! Sen çok şekersin," O seni yer Elfin, ne diyorsun sen? "Berat ve İpek buraya geliyor," hızlıca kafamı Oflaza çevirip donuk bi ifade ile baktım, "Oflaz, Berat ve İpek ne ara tanıştı?"

"Daha yeni, 4 gün oldu. Berat senin burada olduğunu söylediği için kabul etmiş İpek," ben artık yorum yapmayacağım. "Elfin birşey daha söyleyeceğim, babanın..katilini bulacağım. Ama, asla nolursa olsun yanımdan ayrılmayacaksın." Herşey için değer.. "Tamam." Dediğimde bana gülümsedi. Herşeyi bırakırım, hiç sıkıntı değil.. yeterki yardım et bana. "Öhm, gelebilir miyiz?"

"İpeğim!" Koşarak İpeğime sarıldım, 2. aileme sarıldım.. "Nasılsın, Elfin? Beratla tanıştınız mı?" Beratın.. Ah İpeğim, nasıl uzak tutacağım ben seni bu katillerden? "Tanımıştım, seninde bana haber vermemen garip İpek," şeytan diyor, doğra Beratı! "Ya Elfin, ani gelişti. Çok hoş çocuk ama..bir görsen, tam beyefendi."

"Aşık oldum deme, deliririm."

"Yok Elfin, hem aşık olsam desteklemez misin?" Şimdi gel adam katil de kıza. "Desteklerim tabiki. Seni sevdiğim için İpeğim," İpeğe birşey olursa napacaksın Elfin? O vicdan azabı ile nasıl yaşarsın? Allahım..nolursun beni onunla sınama. 2 ailem var, onlara birşey olmasın bana olsun, "Kızlar, gelin. Birşeyler atıştırlarım," Oflaz ve Berat bizim marketten aldıklarımızın bir kısmını masaya dizmiş, bizi bekliyorlardı. İpeğimin koluna girip yanlarına gittik, "Oflaz, kay Beratın yanına." Çakallar! Nasılda biliyorlar işlerini. Oflaz sözümü ikiletmeden karşıya geçti, İpek ve bende kalktığı tarafa oturdum.

Birşeyler atıştırırken konuşuyorduk, "Ee Oflaz, Elfinin nasisin sen?" Meraklı İpek.. yandık. "Sevgilisiyim," içtiğim kola boğazıma takılınca öksürmeye başladım, "İyi misin Elfin?" Değilim, atlayacağım şuradan! "İyiyim,"

"Ee.. Hazır dökülüyoruz, bizde Berat ile sevgiliyiz." Yok ben öleceğim.. "Hayırlı olsun, Oflaz kalk! Şu ağaç evin tepesine çıkalım. Çok merak ettim," gidip atlayacağım! Masadan kalkıp Oflazın kalkmasını bekledim, o da kalkınca ağaç eve ilerledik, "Çıkabilir misin? Merdivenler dik. Bayada yüksek, 20 metre," çüş.. yok be kolaydır, düşmem herhalde? "Neyse dur, şurda korumalıklar var," Oflaz tulum gibi olan şeyi üstümden geçirip bağladı, ucunda ki zincire kanca taktı, sonra aynılarını kendine yaptı, "Düşsen bile ip yukarıda kalıyor, kolay kolay birşey olmaz, hadi çık."

"Tamam, gidiyorum o zaman.." elimi merdivenin yukarısına attım, ayaklarımı yere yakın yere koyarak yavaş yavaş tırmanmaya başladım. Burası harika cidden.. yukarı çıktıkça aşağısı güzelleşiyor. Zorda olsa birkaç dakika sonra yukarı çıktım, üstümdekileri çıkarıp Oflazı bekledim. Onun gelmesi çok sürmedi, hızlıca geldi.. "Oflaz..ben buraya ba-yıl-dım, ya herşey kusursuz düşünülmüş. Yani-"

"Anlatmana gerek yok, manzara çok güzel, sen daha güzelsin," Gözlerine gözlerimi dikip baktım, utandım, kalbim hızlandı, belli etmemek için arkamı dönüp tahta zeminde yürüdüm, yok artık! 3-4 insanın rahatça oturabileği gibi bi file vardı, acaba düşmez mi? File kopsa eyvah.. "İp gibi duruyor ama dikkat edersen çok kalın, içinde demir var, rahatça oturabilirsin," bu adam bi dahi! İkimizde aynı beyin var, o niye böyle ya? "Üniversite sınavın yaklaştı, Elfin. Ne istiyorsun?"

"Veteriner olmak istiyorum, hayvanlar..çok güzel. İnsanlar gibi değiller."

"Ne kadar güzel.. istediğin mesleği yapman için yardım ederim."

"Sen ne olmak istiyordun Oflaz? Katil olmasaydın."

"Mimar, çok kıskanıyorum. Benim yaşıtlarım işe gidiyor, eğleniyor. Ben yapamıyorum, katil olmak istemedim ben Elfin, ama oldum. Şimdi zevk alıyorum."

"Mimar.. anlamalıydım."

"Neyse, saat geç oluyor. Sizi evinize bırakalım?"

"İyi olur," tekrar aynı şekilde aşağıya indik, bu sefer yollar daha hızlı geçti. Oflaz ve ben hiç konuşmadan geçirdik o zamanları zaten. Evimin önüne geldiğinde arabadan inip hızlıca eve girdim, annem yoktu. Odama ilerlediğim sırada çantamdan titreyen telefonumu çıkarttım, telefonu açarken odama giriyordum.

"Cüzdanın, arabada düşmüş."

"Aa, bekle gelip alı- Oflaz bir saniye," Yatağımın üstünde duran kırmızı tül ile örtülmüş bi kutu dikkatimi çekti, "Elfin, noldu?"

"Yatağımın üstünde, bir kutu var.. sen mi bıraktın?" Olası ihtimal yani.. korku ile yatağıma doğru yaklaştım, tülü kaldırınca altından kargo paketi çıktı, çok özenli ve kusursuz, "Hayır. Elfin bekle, açma ben geliyorum. Kapıyı aç, hatta açma camı aç, evine girmek kolay. Annen evdedir şimdi," Oflaz telefonu yüzüme kapattı, muhtemelen camdan gelecek.. o yüzden camı açtım, aşağıya baktım. Hızlıca tırmanıyordu, rahat olması için geri çekildim. Birkaç dakika içinde geldi zaten, "Bu mu kutu?"

"Evet," Oflaz kutuyu eline aldı, ilk önce paketi açtı, sonra ise kutuyu açtı. Nefesimi tutarak izledim. Adam aşırı özenli paketlemiş. Oflaz son paketi actigindan ağzından bi siktir duydum. Yanına gidip baktığımda elinde ki bebeğe bakıp korku ile geri çekildim. Oyuncak bebek..yarısı kesilmiş, gözlerinde ağzında kan gibi hatta kan..vardı. Yüzü parçalamış halde olan bebeğe Oflaz tepki vermedi, "Bunun yarısı yok.. Oflaz, N'oluyor bunlar ne? Bu bebek.."

"Elfin, yarısı bende. Aynı kargo.. banada geldi. Takmadım ama..peşimizde biri olabilir. Bebek bende kalsın, dikkat et."

"Nasıl yani..Oflaz, çok korkuyorum."

"Okul mezuniyetine kadar gitme okula, lütfen. Ben hallederim. Sen sadece dikkat et."

"Tamam.."

Oflazin gitmesinin ardından 2 saat geçti, o görüntü aklımdan resmen çıkamıyor. Korkuyu bu sefer ciddi anlamda iliklerime kadar hissediyorum. Hayatım yolunda gitmezken birde bu.. gözlerim karanlığın ve yorgunluğun verdiği etki ile kapanırken dışarıda sadece şimşek çaktığını duydum.

/Bölüm sonu. Bu baya iyidi..birdaha ki bölüm daha bomba desem..\

Sosyal medya hesaplarımız

İnstagram-kargopaketii

Tiktok-karrgopaketii

Kargo Paketi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin