Evet ilk bölümle karşınızdayım, aşırı heyecan yaptım.Sizleri çok seviyorum:)
Bölüm şarkısı:Beni kendinden kurtar/Perdenin arkasındakiler
Başka bir hayat seçme şansım olsaydı hiç düşünmeden seçerdim. Her şeyin en güzeli olduğu bir hayatım olmasını isterdim.On sekiz yaşındaydım.
On sekiz yıldır bir hiç uğruna bu bedenin içinde yaşıyorum. Ölüden farkım yoktu.
Ben ne seviyorum, ne sevmiyorum, nereye gitmek istiyorum veya ne yapmak istiyorum bilmiyorum. Sanki kendimi tanımıyorum;Ben kendime yabancıyım.
Göğüs kafesimde yerine ne koyarsam koyayım dolmayan bir boşluk var. Canım yanıyor, kanıyor, soyuluyor ve sızlıyor. Yarayı gizlemek için yabandı yapıştırıyorum;Taki babamı görene kadar.
Oysa ben yarayı iyileştirmek için değil yarayı gizlemek için yabandı yapıştırıyordum.
Her neyse, dedim içimden. Nasıl olsa babam yaraları tekrar açacak.
Elimdeki yarabandına sızan kanıma baktım uzun uzun. Yarabandını sertçe elimden çıkardım. Üzerine sertçe üfledim. Ardından yara bandı kutusundan iki adet bant çıkardım ve yine üst üste gelecekleri şekilde yapıştırdım. Babam yüzünden elimi kesmiştim, ardından beni yere düşürdüğünde elime cam parçaları batmıştı.Derine batmıştı.
Bu sırada yeni yakmış olduğum ve ben tüm bu yaralayıcı düşüncelerime dalarken ucunda kül birikmiş olan sigaramı kül tablasının kenarına bir defa vurarak külünden arındırdım.
Okulda soğuk bir kişiliğim vardı insanların dediğine göre. Ben sadece kabuğunu koruyan birisiyim, sevdiklerim hariç diğerlerine öyleyim.
Bir soğuk insana benziyordum dışarıdan bakıldığında.
Hayır, benim için yalnız kalmak sorun değildi. Yani değil...
Ve işte adım seslerini duymuştum, bu babamdı. Ardından odamın kapısı ani bir şekilde sonuna kadar aralandı ve babam içeri girdi. Yüzümü ona döndüm, gözlerimi gözlerine çevirdim.
Elinde bıçak filan yoktu, ya da öfkeyle bana bakmıyordu. Elimi ocağa bastırması gerekmez miydi?
"Efendim baba" diye mırıldandım. Sigaramdan bir nefes çektim ve omuzlarımı kaldırıp indirdim.
"Uyuyor musun diye bir kontrol edeyim demiştim," dedi uyku ve yorgunluk dolu bir sesle. "Günün nasıl geçti?"
Şaşkınlıklığımı ele vermemeye dikkat ederek sigaramdan bir nefes çektim. Masanın üstünde duran sigara paketim ile yatağın üstünde duran Ilgın'ın telefonunu aldı.O an, aslında odama neden geldiğini anladığım an gülümsemem silindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTAMA BENİ/TEXTİNG
Short StoryBilinmeyen Numara:Yağmuru sevdiğin gibi seni seviyorum, Bilinmeyen Numara:Kedileri sevdiğin gibi seni seviyorum, Bilinmeyen Numara:Kitapları sevdiğin gibi seni seviyorum, Bilinmeyen Numara:Oyunları sevdiğin gibi seni seviyorum, Bilinmeyen Numara:Sen...