5.Bölüm

362 33 9
                                    

Songül, Zeynep ve Sadi üçlü koltukta yan yana bir süre sessizce oturmuşlardı. Hepsi bir süre sessizliğin tadını çıkardılar. Bu sessizliği bozan Sadi'nin çalan telefonu olmuştu. Bütün bakışlar Sadi'ye dönerken, Sadi telefonunu çıkarıp ekrana baktı.

"Söyle, Yavar?"

Sadi bir süre karşı tarafı dinledikten sonra hafif kaşlarını çatıp Zeynep'e döndü.

"Anladım koçum, ben anladım. Hadi kapat konuşuruz sonra."

Sadi telefonu kapatırken, Songül merakla Sadi'ye bakıyordu. Zeynep ise ne olduğunu tahmin ettiği için gülümseyip koltukta geriye doğru yaslanmıştı. Tam o sırada Songül de bir mesaj almıştı. Songül Sadi'ye ne olduğunu soramadan, telefonunu eline alıp gelen mesaja baktı. Bir kaç saniye sonra onun da okuduklarıyla gözleri kocaman olmuştu.

"Bu ne ya?!"

Sadi de bunun üzerine merakla ona dönerken Songül'ün telefonuna bakmaya çalıştı.

"Ne oldu Songül?"

Songül Sadi'nin sorusuyla bir an için ona baktıktan sonra gördüğü imzaya takılı kaldı. Derince yutkunduktan sonra sessizce söylendi.

"Krizantem..."

Sadi duyduğu ile mavi gözleri kocaman olurken, şokla Zeynep'e döndü. Zeynep Sadi'nin bakışını görünce gülümseyip omuz silkmişti. Sadi Zeynep'e bakarken Songül'ün heyecanlı sesi yükselmişti.

"Sadi! Şunlara bak, Osman babanın tüm hayatı ifşa olmuş, üstelik bunu ifşa eden Krizantem! Krizantem'i sen bile duymuşsundur, değil mi? Ama bak bu sefer Beyaz Krizantem ile imzalamış, her zamankinden farklı, normalde hep sarı Krizantem ile imzalardıü."

Sadi Songül'ün söylediklerini duysada tepki vermemişti. O hala Zeynep'e bakıyordu. Derince yutkunduktan sonra söze girdi.

"Zeynep... Krizantem sen misin?"

Songül Sadi'nin sorusuyla şokla Zeynep'e dönerken nutku tutulmuştu. Zeynep yine gülümseyip omzunu silkmişti.

"İşimde iyi olduğumu söylemiştim."

Zeynep'in Sadi'nin düşündüğü şeyi kabul etmesiyle Songül de Sadi de öylece ona bakmıştı. Bir süre ortam sessizleşmişti. Kimseden çıt çıkmıyordu.

Türkiye'nin çiçeği, Krizantemi...

Bundan bi 5-6 yıl önce ortaya çıkan, masal kahramanı gibi biriydi. Gölgelerden ülkesini koruyan, kimsenin kimliğini bilmediği, hatta bazen varlığına bile inanılmayan biriydi.

Yurt dışında ne zaman Sarı bir Krizantem geride bırakılsa, hissettikleri tek şey korku olurdu. Uzun süre kimse onun kim olduğunu, ayrı bir Organizasyon'un bir parçası mı yoksa bir Ülkeye mi bağlı bilemedi. Krizantem ortaya çıktığı anda mutlaka en az bir suç örgütü yok olurdu. Hatta bazı devletlerin suça bulaşmış devlet adamlarını yerinden etmişliği bile vardı.

Bundan bir sene kadar önce ise, Krizantem'in Türkiye'nin Krizantemi olduğu ortaya çıkmıştı. Hala kimliği bilinmese de onun Türk İstihbaratına bağlı olduğu ortaya çıkmıştı. O dönem dünya bir süre karışmıştı, ama kimse bununla ilgili Türkiye'ye bulaşmayı düşünememişti. Sonuçta haklarında ne istihbaratlar vardı kimse bilmiyordu. Bu riski kimse göze alamamıştı. O yüzden Krizantem Türkiye'nin gölgelerde gezen kahramanıydı. Hatta türkiyede ona Krizantem değil gölge derlerdi. Türkiye'nin gölgesi.

(Evet belki biraz abarttım, hatta baya abarttım galiba ama hayalimde böyle birinin Türkiye'yi koruması çok güzel geldi, nasılsa bu hikaya bir kısmıyla benim hayal ürünüm. Karakterler hayal ürünüdür, gerçeklerle alakası yoktur dersem, Problem kalmaz sanırım😁😁

Gelsin Hayat Bildiği Gibi (HAYRAN KURGU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin