Evet, bugün ikinci bir bölüm daha paylaşayım dedim, içimden geldi. Hadi keyifli okumalar.
********
Zeynep Mahzenden gittikten sonra, Yaver de uzanmak için içerideki yatağına geçmişti. Onunda başı biraz dönüyordu, biraz uzanmaya ihtiyacı vardı. O andan sonra bir Songül ve Sadi odada kalmıştı. Sadi uyuyordu, bedeni daha fazla dayanamamış ve güçsüz düşmüştü. Öylece uyuyordu. Songül ise hemen yanı başında oturuyordu. Elleri arasında Sadi'nin bir elini almıştı, arada sırada ise bir elini alnına getirip ateşi var mı diye kontrol ediyordu. Sadi'ye baktıkça kendini çok suçlu hissediyordu, onun yüzünden vurulmuş ve ölümden dönmüştü. Onun yüzünden yatıyordu şimdi böyle.Songül Sadi'nin vurulduğunu anladığı andan beri içinde tarifsiz duygular yaşamıştı. Suçluluk, endişe ve korku. Sadi'yi kaybetme korkusu. Bu duygu ona o kadar yabancıydı ki, bu öyle yakın bir arkadaşını yada ailenden birini kaybetme korkusu gibi değildi. Nefesini kesen, yüreğini tekleten ve boğazına bir yumrunun oturmasını sağlayan acayip bir histi. Sadi'ye karmaşık duygularla bakarken içinde anlam vermediği bu duyguları anlamaya çalışıyordu. Ama bütün bu duygu karmaşasında anladığı bir şey vardı o da Sadi'yi kaybetmekten çok korktuğu. Saatlerce öylece orda oturup Sadi'yi izledi ve arada da ateşi var mı diye ölçtü.
Bir süre sonra Zeynep elinde küçük bir çanta, bir poşet ekmek ve bir tencereyle içeri girdi. Songüle baktığında onun da Sadi'nin elini tutarken oturduğu yerde uyuya kaldığını fark etti. İkisinin o haline gülümserken elindeki tencereyi ocağın üstüne koydu ve elindeki çantayı da koltuğun yanına yere. İçeri geçip bir pikeyle çıktıktan sonra onu Songül'ün üstüne örttü. Daha sonra da Sadi'ye dönüp elini alnına dokundurdu. Ateşi olmadığını anlayınca rahat bir nefes vermişti. İkisine tekrar gülümsedikten sonra içeri geçip Yavere bakmaya gitti. Yaveri yatağında yatmış öylece tavanı izlediğini görünce seslenmişti.
"İyimisin Yaver?"
Duyduğu sese başını çevirirken ufak gülümsemişti.
"İyiyim, biraz başım dönüyordu ama şimdi daha iyiyim. Sen ne yaptın?"
Zeynep Yaver'in karşısındaki koltuğa otururken cevap vermişti.
"İlk önce bir olay yerine gittim ortalığı topladım ablamın arabayı da aldım. Bir tamirhaneye bıraktım. Ablamı plakadan bulabilirler o yüzden onunla ilgili bir eniştemle ablamla konuşmamız lazım. Ben Kırdarlara yardım eden birileri olduğuna eminim, yani teşkilattan, yoksa bu kadar gizli ve hiç bir tane bile iz bırakmadan iş yapamazlardı.
Sonra da eve geçip enişteme bir kaç kiyafet hazırladım. Bir de güzel bir çorba yaptım ilaçlarını içmeden önce içsin diye. Bu arada biraz araştırdım da bunları, kesinlikle Kırdarların adamları. Bir kaç gün sonra sana bir dosya vericem, benim için onu araştırırmısın?"
Yaver Zeynep'i dinledikten sonra yerinden doğrulup ciddi bir ifade takındı.
"Tabiki araştırırım, eğer yardımım dokunacaksa her şeyi yaparım. Ağam ve Yengem iyi olsunlar da, hallederim ben.
Ama doğru söylüyorsun, bu plaka işini doğru halletmemiz lazım. Şey yengem trafik şubede ya, arabanın plaka kaydını başkasının üzerine yapamaz mı?"
"Olabilir ben de öyle düşündüm, ama yine de eniştemle ablama da danışalım bakalım."
"Tamam, öyle yapalım."
Zeynep Yaver'in söylediğine gülümserken ona da kanı çok ısınmıştı. Çok iyi bir çocuktu ve hareketlerinden ve gözlerinden görebiliyordu. Sadi'yi korumak için bir an düşünmeden canını verebilecek biri olduğunu biliyordu. Üstelik bunu Songül içinde hiç düşünmeden yapacağına adı kadar emindi. O yüzden o da Yaver'i kardeşi gibi kabul etmişti. Gülümseyerek yerinden kalkarken sağ elini omzuna hafif vurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelsin Hayat Bildiği Gibi (HAYRAN KURGU)
FanfictionHikayemiz, Gelsin Hayat Bildiği Gibi hayran Kurgusudur. Hikayem genel olarak diziye uygun seyirde ilerleyecek, ama bir çok alanında değişiklikler de olacak, tabi yeni bir kaç karakter de olacak. Hatta bazı olayları tamamen değiştiricem. Aynı zamanda...