6•cevapsız sorular•

332 39 131
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Hayatı hep bir pencere kenarından izleyemezdim.

Sanırım yaşamımı iki eşit parçaya bölsem ikinci yarısı için ön fragman niteliğinde veyahut bir epigraf olarak bu cümleleri söylerdim. 

Eğer kendime haksızlık etmeyi gururuma yedirseydim, içimde bir öfkeyi büyütmeseydim, hayattan deyim yerindeyse alınacak bir öcüm olmasaydı hayatıma ikinci bir sayfa açmak adına cesaretim de olmazdı.

Mevzu bahis kesinlikle Tahir Bey değil. Onu bir kenara bırakalım. Başrolün etrafında dönüp durduğu mevzu bir erkek değil. Onun hayatımda yeri dahi belli değil, hayatımda olup olmadığı da.

Hatırlarsanız önce kendimi var etmeliyim demiştim. Başkalarının hayatında yer almadan önce kendi hayatımda kendimi inşa etmeliyim.

İnsan kendini nasıl inşa eder? dediğinizi duyar gibiyim.

Ben yalnızca kendimde sağlıksız gördüğüm şeyleri düzeltme içindeyim şimdilik, geçmişimden ders alıp öyle yürümeye çalışıyorum. Kendime güvensizliğimi aşmaya, kendimi sevmeye çalışıyorum. Anca kendimi içimde bir yerlerde kabullenirsem başka birini yanıma yoldaş edebilirim.

Ona yazık etmek istemiyorum. Kendime yazık etmek istemiyorum.

Ben sadece kendi özgürlüğümün işçisiyim, ne kendimi ne başkasını bir hapishaneye mahkum etmek istemiyordum.

Kimilerine göre fazla feminist bir tavır olarak gelebilir, neticede aynı pencereden bakmıyoruz hayata fakat aksi hâli de benim için son derece sağlıksız bir yapıdan ibaret.

Gün boyu elinizde bir yumak ipi birbirinden çözme şeklinde bir uğraştasınız diyelim, fakat farkında dahi olmadan bir yere düğüm attınız. Çözülmedi, kaldı orada. Ne kadar yeni bir yumağa geçerseniz geçin, bir gün elbette ona döneceksiniz, bu sefer ip ayağınıza dolanır!

İp ayağıma dolandı. Tahir Bey'e ikinci kez hayır dedim.

Sanırım olanları baştan anlatmalıyım.

Babam geldi, ikizleri görmek istemiş. Annem de onu tembihlememe rağmen babama Tahir Bey'le bir görüşme yaptığımdan bahsetmiş. Bunca zamandır bana yapmadığı babalık için hesap sormak içten içe, biraz da başımı okşamasını istemiş. Tahir Bey bilmeliymiş ki Ayşen'in arkasında sağlam bir dayanağı varmış. Öyle sahipsiz değilmiş Ayşen, haberi olmalıymış. Ayrıca niye babası olarak bu işten haberi yokmuş, dış kapının dış mandalı mıymış bu adam?

Sinirden ellerimi yüzüme kapattım. Hâlâ sakinleşebilmiş değilim. Öfkeden yüzüm kıpkırmızı. Tahir Bey'i istemeden kırdım.

Oysa onun suçu yoktu fakat yeri değildi, Tahir Bey'in hayatımda yeri neydi ki babamla konuşma tenezzülünde bulunuyordu? Kendini açıklama gayretine girip babama aslında kötü bir niyeti olmadığını söyleme çabasına niye giriyordu?

sitâreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin