***
Güvenmek istiyorum Tahir'e, bir yetişkin gibi halledeceğini ummak istiyorum. Ama benim beklentilerim gündelik hayatın yanında epey yapay kalıyor. Tahir'i anlamadan her şeyi sağduyuyla çözmesini bekliyorum belki de.
Saat gece yarısını bulduğunda pencerenin önünden ayrılıyorum. Bir anahtar sesi geliyor. Mutfağa geçip birkaç yeri topluyor gibi yapıyorum, onunla karşılaşmaktan çekiniyorum sanırım.
"Ben geldim," diyor arkamdan mırıldanır gibi, varlığını fark edeyim de onun gönlünü serinleten bir iki kelam edeyim diye belki.
Peki benim gönlüm demek istiyorum?
Sonra içimdeki küçük Güzin bana anlamsız bakışlar atıyor. Senin hislerinin sırası mı, neden kendi kafanda Tahir'i kesip biçiyorsun? diyor bana.
"Hoşgel-" diyecektim ki söyleyeceklerimi yuttum. "Hallettin mi?" dedim arkam dönükken. Birkaç adımda yaklaşıp beni kendine çevirdi. "Hallettim ya da halledemedim. Fakat sen neden bu hâldesin?" deyince bir gizi çözmek istediğini anladım.
Elimi hafifçe ondan çekip tezgaha yaslandım. Aramızda büyütmek istemiyordum.
Ağzımı açmıştım ki ne diyeceğimi tam olarak bilemediğimden geri kapattım.
Nedense sonra bir zamanlar Verda ile Tahir'le aramızdaki ilişki hakkında konuştuğumuz anlar düştü. Ya annem gibi olursam diye korku içindeydim.
Birbirimizin sorun çözme yöntemleri aynı olacak diye bir şey yoktu. Her konuda her şeyi kontrol edemezdim mesela.
Sonra hiçbir şeyi umursamadan, kendi bencil düşüncelerimi de bir kenara bırakıp bir iki adımda aramızdaki mesafeyi tükettim. Omuzlarına kollarımı sarıp sarıldım Tahir'e.
Kavga etmeye değil, birbirimizi anlamaya ihtiyacımız vardı o an.
Onun da gerginliği yumuşamış olmalı ki derin bir nefes kopardı göğüs kafesinden. Belimi kavrayıp sarıldı ve sırtımdaki saçlarımı okşadı.
Çok korktum diyecektim. Çok korktum Tahir sana yine bir şey olacak diye. Çok korktum yine ilk gençliğinden bir yara alırsın diye diyecektim.
O vakit fark ettim ki Tahir'in çocukluğuna, ilk gençliğine, yetişkin haline merhamet duymaya başlayalı çok olmuş. Yoksa anlamadan, dinlemeden yargılayabilirdim onu. Oysaki birikmiş hepsi bende. Bütün bir merhamet var ona karşı.
Gece uykuya geçmeden evvel Tahir duş almaya gitti. Temiz, ferah bir görünümle geri geldi sonra.
Yatakta yanı başına oturdum ve kızarmış ellerine kremi yedirdim.
"Bir şey demeyecek misin?" dedi bütün dikkatimi ellerine vermişken.
"Eğer," dedim başımı kaldırıp derince nefeslenirken. "Eğer Verda'yı zehirli bir sarmaşıktan kurtarmanın yolu buysa senin deneyimlerine güvenmek istiyorum Tahir. Arkadaşımı sonu baştan belli bir hikâyeye kurban etmek istemiyorum. O yüzden..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sitâre
Historia Cortaİnsanın kendi hikâyesinin başrolü olabilmesi için kaç elekten geçmesi gerekir? Ben Sitâre. Sıradan bir hayatın, sıradan bir figüranıyım.