***
Zerrin teyze, oğlu Tahir Bey, Verda, küçükler, annem ve ben bir salonda oturuyoruz. Yıllardır tanıdığımız insanlar olmasından sebep annem akşam yemeğine davet de edelim deyince Verda'ya bir çıtlatmam yetti. Kendi aramızda hafif bir yeniden tanışma sayılacaksa bu, her şey yeterince münasipti.
Ara ara bakışlarımız çarpıyor Tahir Bey'le. Annem bir şey sorduğu vakit hemen gözlerimden onay almak ister gibi bakıyor gözlerime. Bir yol inşa edeceğimizden bu epey gururumu okşuyor doğrusu. Annemin endişelerini elinden geldiğince bertaraf etmeye çalışıyor, tabii bunu benden onay almayı ihmal etmeden yapıyor.
Verda ile birlikte ufak tefek ikramlıkları dizerken hafifçe omzunu omzuma vurdu. "Nasıl gururlu, nasıl dik duruyor," deyince gülmeden edemedim. "Tabii aldı senden onayı. Kendine güvenesi geldi adamın."
"Öyle mi dersin?" dedim çayları usul usul dökerken. "Verda, ben aklıma mukayyet olamazsam sen beni uyar, tamam mı?" dedim yine de düşmemek için. "Tamam, gönlümü hoş eden tarafı hep bi' vardı Tahir'in," bunu kısık sesle söyledim içerideki duymasın istediğimden, "ama ben bir yanlışa koşar adım da gitmek istemiyorum."
"Hâlâ emin değil misin?" dedi şaşırarak. Yüz ifadesi bana kızar gibiydi. "Tamam, yüzde yüz bir eminlik beklemiyorum ama bir şeyler sence de artık net olmalı değil mi Sitâre?" Sesini kıstı benim gibi. "Adam içeride oturuyor ve niyeti belli, Zerrin teyze ise çok mutlu. Kadının tebessümü bir an dinmedi. Tabii bunlar senin fikrini oluştursun istemem ama zaten bir karar verdiğini anlamanı istiyorum."
"Verdim zaten," dedim nefeslenerek. Korkularımı belki de tam anlamıyla anlatamayacağımdan sustum. Benim korkum kendimle ilgiliydi her şeyden öte. Demliği bıraktıktan sonra ellerimi kavradı. Gözlerime baktı. "Lütfen korkularına yenik düşme, kimse gölge etmesin. Bunu aklına yaz olur mu? Sen ne dünkü Sitâre'sin, ne de babasının görmediği o kız. Yeni bir sen inşa ettin yıllarca hiç farkında olmasan da. Kendine kör olsan da Sitâre, inan ben senin ne kadar değiştiğini, mücadele ettiğini görebiliyorum. Gurur duyuyorum seninle. Mahallenin senin hakkında neler söylediklerini bir bilsen, akşam soframızda annemin babamın senin için ne kadar sevindiklerini bir bilsen arkadaşım, kendin hakkında bu kadar yargılayıcı konuşmazdın."
Verda'nın annesi babası hep iyilik dolu insanlar olmuştu.
"Lütfen bunca yıldır çektiğin sıkıntıdan sonra bir güneşi kendine çok görme. Korkularının esiri olursan hiç yakalayamacaksın bu hayatı. Sen kendine yeni bir pencere açalı çok oldu Sitâre ve farkında değilsin o pencereden Tahir'i epey izlediğinin. Adım atmaya korktuğun hayatlar inan ki gözünü korkuttuğun kadar sana yabancı değil. Tahir bir yabancı değil, sen ise küçük bir kız çocuğu değilsin. Kararınızın sonuçları ne olursa olsun bunu yüce gönüllülükle ikinizin de omuzlanacağına eminim. Sanma ki sadece sen bir şeylerin altına giriyorsun, unutma Tahir de seninle bir yola çıkıyor. Bunu güzelleştirmek ikinizin elinde. Kendine çok yüklenme yine de, olur mu? Tek başına değilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sitâre
Contoİnsanın kendi hikâyesinin başrolü olabilmesi için kaç elekten geçmesi gerekir? Ben Sitâre. Sıradan bir hayatın, sıradan bir figüranıyım.