***
Sabah Güzin'le Serhan yine kavga etti. Peşlerinde epey koşturdular beni. Baktım sonra bu işten zevk alıyorlar, niyetleri beni peşlerinde oyuncak etmek, bir güzel kızdım önce onlara.
Serhan'ı kıkır kıkır görmek yüreğimi nasıl okşadı, anlatamam. Güzin'in çoğu hâli böyle olduğundan Serhan'ı böyle yakalamak benim için sıradışı.
"Abla sen çok komik birisin," deyip karnını tutması yok mu bir de. O an bütün öfkem, sinirim uçtu sanki. Yelkenleri indirdim tabiri caizse.
Her ne kadar onlara kızsam da bir yerlerde ve daima yanlarında hiç kimse olmasa dahi ablalarının olacağını bilmelerini istiyorum.
Annem "Bu ne gürültü yahu, pencereden duyuluyor çığlıklarınız," deyip eve giriş yapıyor. Serhan birden yüzünü düşürüp anneme koşuyor, eteklerine tutunuyor. "Anne kızma," diyor hem annesinden korkup hem annesine sığınırken. Annemin dizlerine sarılmış fakat minik yüzünü annesine kaldırıp bakıyor.
Gülümsemem yavaş yavaş sönüyor. Serhan'daki kırıklar gün yüzünde, Güzin ise iyi saklıyor, o da bir bilmece.
Annem Serhan'ın saçlarını okşayıp "Kızmadım annecim, kızmıyorum," diyor birden yaptığı şeyi fark edince. Ellerimi bacaklarım arasına sıkıştırıp kalçamı yasladığım kolçaktan onları izliyorum.
Sonra bana dönüyor. "Gitmemişsin hâlâ," deyince bugün Tahir Bey'le görüşme yapacağım zihnime yeniden düşüyor. Kalbimde hafif bir sıkışma var ama sorun değil.
"Gideceğim birazdan," diyorum kısaca. Sonra elimi dizlerime yaslayıp "Hadi bakalım, evi toplama zamanı. Güzin Serhan'a fırlattığın yastıkları koltuklara yerleştiriyorsun, Serhan sen de gel şu örtüyü düzeltelim ablacım."
Güzin ağlar gibi annesine yapışıyor. "Anne iş görmek istemiyorum."
Mızıkçının biri, ama neyse ki kardeşim ve henüz küçük.
Serhan koltuğun üzerine çıkıp zıplamaya başlıyor, "abla bir kere daha beni yakala oynayalım, lütfen lütfen lütfen abla."
Saçım başım dağınık ve ter içindeyim. Yine hayır diyemiyorum. "Duş alacak mısınız?" deyip terli alnından öpüyorum. "Ben almam," deyip mızıkçılıp yapıyor yine. "Kötü kokarsan Sevim ne pasaklı bir kız bu derse görürsün."
Dilini çıkartıyor. "Sevim önce saçındaki bitleri temizlesin."
Böyle de arkadaşlarını savunacaksın işte.
"Güziin!"
Tam kaçacakken annem belinden yakalıyor Güzin'i "Gel annem ben sana banyo yaptırayım olur mu?"
Güzin afallamış olacak ki "ama ablam," diyor. "O saçımı acıtmadan yapıyor, sen haşlıyorsun anne," deyip sitem eder gibi kaçıyor annemden. İç çekiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sitâre
Historia Cortaİnsanın kendi hikâyesinin başrolü olabilmesi için kaç elekten geçmesi gerekir? Ben Sitâre. Sıradan bir hayatın, sıradan bir figüranıyım.