***
Tahir Bey elleriyle göğsümdeki telaşı hafifçe yokluyor da kendi sinesine katıyor sanki. O gün verdiğimiz karardan sonra tabirim uçuk olmayacaksa yine de bir ayağım yere basmıyor sanki.
Ara ara yüzüme bakıyorum. Kendimi gülümserken yakalıyorum.
"Noluyor yahu," diyorum yanaklarımı yellerken. "Ne oldu ki kalbimize, ne yaptı bize? Büyü falan mı yaptı acaba Ayşen? Niye sırıtıp duruyoruz?"
Sırıt, hakkın şekerim, diyor içimden çocukça bir ses. Şımarık üstelik. Aynı Güzin'in çakması. Bu sefer şımarmasına izin veriyorum çünkü mutlu olduğumuz anlar sayılı. Bırak yahu mutlu olalım azıcık.
Anneme bir akşam masada olup biteni söylüyorum. "Tahir Bey'le yeniden görüşeceğim," diyorum. "Fevri bir karardı verdiğim, ona da haksızlık etmek istemem."
Sevindiğini belli ediyor. "İyi yaptın, hakkınızda hayırlısı olsun," diyor hafifçe masanın üzerinden elimi tutup. Sıkıp bıraktı parmaklarımı. Annemin böyle destekleyici tavrını beklemediğimden, bu ani yakınlıktan afalladım.
Şüpheyle sordum. "Düğün falan istemem ben dedi, bir iki sene de araba alamazmışız. Kirada oturacakmışız."
"Olsun, canınız sağ olsun, gerisi hallolur," dedi.
Dudaklarım aralandı. "Anne, iyi misin sen?" dedim ona doğru eğilerek. "Ne dediğimi duydun mu?"
Suretinde mimik oynamadığından düşüncelerini de anlayamıyordum. Fazla dalgındı.
Bakışlarını kaldırdığında "Duydum Ayşen," dedi bardağından bir yudum su alıp. Güzin sofranın üzerinden uzanıp sarma kapmaya çalışıyordu. Belinden tutup geri çektim bedenini. Tabağı önüne koydum sofrada bir kaza bela çıkmasın diye. Serhan sarmalara uzanmak isteyince Güzin ikizinin eline vurdu. "Hepsi benim," dedi Ayşen ablasının korkusundan fısıltıyla. Serhan usulca çekti elini, içine kapandı.
"Güzin," dedim derince nefeslenerek. Bakışlarımı yakalayınca duruldu hemen. "Yaptığın doğru bir şey mi sence ablacım?"
"İlk ben uzandım ama," dedi hemen kendini savunmaya geçerek. Serhan'ın gözleri dolu dolu olmuştu. İkisi arasında bu süregelen kıskançlığı nasıl aşacağımı bilmiyordum. Biz çocukken acılarımızı bile paylaşmayı biliyorduk be.
Mahalle arsızlığımıza kızacaksa bir kişinin üzerine yıkılmıyordu suç. Ne ara bu kadar kendimizi düşünür olduk.
Zamane çocukları, deyip içimden tuttum kendimi. Oysa biz paylaştıkça azalmaz mıydı acılar?
"Bu haklı olduğunu göstermez," dedim Güzin'e canım sıkkın şekilde. Serhan'a baktım. Bir de Güzin'in ona zorbalık yapmasını sineye çekecek değildim. "Serhan gel ablacım," deyince annem birden "Bırak," dedi sertçe. Tepkisiyle afalladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sitâre
Historia Cortaİnsanın kendi hikâyesinin başrolü olabilmesi için kaç elekten geçmesi gerekir? Ben Sitâre. Sıradan bir hayatın, sıradan bir figüranıyım.