Merhaba 🤍
Bugün öğleden sonra bir dürtüyle girişi yazdım. Hikayenin kendisini ne zaman yazmaya başlarım bilmiyorum ama en azından giriş kısmı burada kalsın istedim. Tez canlı yanımla ilk günden paylaşıyorum. 🤭 Sizlerin de ilk fikirlerinizi çok merak ediyorum, paylaşırsanız sevinirim. 🌸
2026, Temmuz
Titrek dudakları ciğerlerinden ağzına tüten tedirgin soluğu başarıyla gizlerken, iri mavi gözleri en az ölü bir balık kadar hissiz bakıyordu. Yanaklarıysa onları örten toz toprağa karşın al al idi. Gözlerini dakikalar önce çivilemiş olduğu yerden kaldırmadan omuz silkti. Kahkaha attı. Bir kez daha omuz silkti. Sonra duraksadı. Gülüşü dudaklarında takılı kaldı. Kaşları ağır ağır havalandı, bir süre öyle kaldı. Ölü balık gibi bakan gözleri dolsa da buna inat edercesine yeniden kahkaha attı.
"Ben kazandım." dedi, çatallı sesi kurtuluşu müjdeliyordu. "Ben kazandım!"
Titrememek için ölesiye direnen parmakları, önce elbisesinin altından belli olan bikinisinin askılarını yokladı. Ardından da güneşle dans edercesine canlı görünen başak sarısı uzun saçlarına tırmandı. Kıkır kıkır güldü.
"Aşk değil, ben kazandım!"
Gözlerini çivilediği yerden sökerek dizleri üzerinden doğruldu. Bacakları zangır zangır titriyordu. Fakat normaldi. Makus talihini devirmişti.
"J'ai gagné."
En yakınındaki duvara sokularak elini oraya sürte sürte yürümeye başladı. Sıvasız duvara sürtünen parmak uçları, soyulan derisi acı yerine sanki çiçek tarlasını okşuyormuş hazzıyla dolduruyordu içini.
"Acı yok, ben kazandım."
Yanıp sönen ampulün aydınlatmaya yetmediği, fare ve böceklerin cirit attığı rutubet kokulu sığınakta esir değildi artık. Kahkaha attı. İki adım daha ilerledi ve duvardaki kırık dökük oval aynaya ulaştı. Haftalar sonra kendi yüzünü görecekti. Titrek parmaklarıyla dalgalı sarı saçlarını düzeltirken hevesle yutkundu. Görüntüsünü kendisine beğendirme gayesindeydi. Derin bir nefesle doldurdu ciğerlerini. Sabırsızlığı katlanırken sol avuç içini tozlu aynaya uzatıp, kirden arındırmak istedi. Kendisini oldukça net görmeliydi. Ama elindeki kan, tozları örttü ve kirli aynayı kızıla boyadı.
"Hıh!" diye sitemli bir nida döküldü dudaklarından.
Burnu havaya dikildi, kaşları çatıldı. Daha bir hırsla sildi aynayı. Fakat sildikçe kan aynayı büsbütün kapladı. Omuzlarından göğsüne dalga dalga akan sarı saçlarına bulanmış olan kanı fark edince silmeyi usulca bırakıp yeniden histerik bir kahkaha attı ve omzu üzerinden gözlerinin az önce dakikalarca çivili kalmış olduğu yere dönüp baktı. Biricik sevgilisi, onun bizzat kalbine sapladığı hançerle kıpırdamadan yerde yatıyordu.
Dakikalarca cansız bedeni izlememiş de sanki ilk kez görüyormuş gibi kaşları havalandı, ardından omuz silkti ve gözlerinden yanaklarına boşalan yaşlarla en görkemli kahkahasını attı.
"Ben kazandım!" diye kutlarcasına şakıdı. "J'ai gagné!"
Aynı cümleleri tekrarlaya tekrarlaya, kendi etrafında dönerek ellerini çırptı ve bayram sabahını zor eden bir çocuğun bayramlıklarına koşması gibi yerde yatan sevgilisinin yanına koştu. Adamın ebediyete kavuşmuş yüzünün ürkütücü solgunluğuna, morarmış dudaklarına ve aralık kalmış puslu gri gözlerine uzun uzun baktı.
"Ben kazandım!"
Hüngür hüngür ağlayan bir başkasıymış gibi gıcır keyfiyle meydan okuyup omuz silkti. Kazandığını yineledi. Kurumuş kan lekeleriyle süslü saçlarını şevk içinde savurup, cansız bedeninin yanına uzandı. İçi terle kaplı titrek elini adamın buz tutmuş eline uzattı, uzun ince parmakları ruhu çekilmiş eli kavradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadife Perdenin Ardında
Romance"Mevsimlerden papatyayı severim. Sonra seni. Sonra yine seni. Ve hep seni..."