6. Çiçeklerin Tapınağı

2.8K 390 978
                                    

Merhaba 🤍

Nasılsınız? Umarım her şey yolundadır. Hikayeyi eş zamanlı olarak ınstagram hesabımdan pdf olarak da paylaşacağım. Fikir ve görüşleriniz benim için çok önemli yorumlarınızı buradan yapabilir, Twitter'da #KadifePerdeninArdında tagini kullanabilir veya ınstagramdan mesaj olarak iletebilirsiniz. Teşekkür ederim. 🌼

🎭
"Bakıyorum da insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak."
-Molière, Cimri
🎭

Azra'dan

"Sen beni mi takip ediyorsun?"

Sorumla hazırdaki haylaz gülüşü biraz daha büyüdü, sağ yanağındaki gamze arzı endam ederken arkasına yaslandı. Enerjik siyah bakışları gülüşünün etkisiyle kısılmışlardı ve yüzümden ayrılmıyorlardı.

"Yoo." diyerek rahatça omuz silkti. "Dün Elif'e öğlen treniyle Eskişehir'e gideceğini söylemişsin."

Gözlerimi kırpıştırdım. Bakışlarımla ee ne olmuş yani diye sorduğuma emindim.

"Ben de geliyorum." dedi sorguma cevaben.

Kaşlarımı biraz daha çattım.

"Niye geliyorsun ki sen Eskişehir'e?"

Kolunu göz hizama kaldırıp bileğine sarmış olduğu kolyemi gösterdi, şaşkınlığın taze izleriyle kaplı bakışlarım bir an için kolyeye takılsa da bir şey söylemeden önüme döndüm.

"Sana parasını ödediğimde alacağımı söylemiştim." dedim kararlıkla. Biraz da surat asıyor olabilirdim. Yüzümü tekrar ona doğru çevirdim. "Çok inatçısın."

"Ben de sana parayla vermeyeceğimi söylemiştim." dedi o da aynı kararlılıkla. "Ayrıca inatçı olan sensin."

Bir şey söylemeden yüzüne dik dik bakmaya devam ettiğimde, benim aksime güleç ifadesiyle göz kırptı ve sırt çantasını kucağına çekerek fermuarını açtı. İki sandviç, iki Capri Sun, iki tane de kırmızı jelatinli şemsiye çikolata çıkardı. Kaçamak bakışlarla onu izlerken çıkardığı şemsiye çikolataları fark edince incecik, hayret dolu bir tebessüm geçmişti dudaklarımdan. Yutkundum. Bir dakika şemsiye çikolatayı çok sevdiğimi nereden biliyordu? Elif'e de söylememiştim üstelik.

Çikolatalarda takılı kalan şaşkın bakışlarımdan zihnimi okumuş gibi "Sadece tahmindi. Tutturdum ama değil mi?" diye sordu.

Zafer kazanmıştı sanki kocaman sırıtıyordu. Omzuyla omzumu dürttü.

"Pişşt bildim değil mi?"

Nefesimi gürültüyle dışarı verdim sorusunu yanıtsız bırakarak kafamı önüme çevirdim. Fakat o istediği yanıtı almış gibi kıs kıs gülmüş sonra da bir sandviç, bir Capri Sun ve bir şemsiye çikolatayı iki avucu arasına toplayarak bana doğru uzatmıştı.

"İstemiyorum." dedim. "Gelecek durakta inip geri dön lütfen."

Dolu avuçları hala önümdeydi.

"Yol beni acıktırıyor, sen acıkmaz mısın?"

Of'ladım. Cık cık'ladı. Dolu avuçlarını ısrarla önümden çekmiyordu.

"Aç karnına yolculuk etmekten nefret ederim. Neden almıyorsun Azra'cım?"

"Gelecek durakta iner misin lütfen?" diye sordum ona dönmeyen yüzümle.

"Sandviçi beyaz peynirli aldım, yoksa başka bir şeyli mi alsaydım?"

Kadife Perdenin ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin