Yolumu kaybettim
Durmak bilmeyen bu sert fırtınada
Yolumu kaybettim
Çıkışı olmayan bu karmakarışık dünyada
Yolumu kaybettim
Yolumu kaybettim
Ne kadar dönüp dolaşsam da, kendi yoluma inanıyorum
****
Anneliğin nasıl bir duygu olduğunu canım oğlum sayensin de tatmıştım. Korkularım ve acılarım aniden uçup geçmişti. Bebeğimin sesini duyduğumda her şeyin bir rüya olduğunu zannediyordum ta ki yoonginin hıçkırıklarını duyup benim anlımdan öpmesi ile gerçekliğe kavuşmuştum. Bebeğimi ilk bana gösterdiklerinde hayatımdaki bütün zorlukları artık geride bıraktığımı fark etmiştim.
Doğumun üzerinden bir hafta geçmiş, anneliği dibine kadar yaşamıştım. Yoongi asla bu süre zarfında yanımdan ayrılmamış, akşamları da yardımcı olmuştu. Bayan min elinden geldiğince ev işleriyle uğraşıyor, bir de peşimden dolanıyordu onun hakkını nasıl öderim bilemiyorum.
Bebeğimizin adı hakkında oldukça düşmüş ancak karara varamamıştım. Çocukların da bu akşam gelimiyle kararlaştırmayı düşünüyorduk. Ne yoonginin ne de benim aklımda bir isim düşmemiş belki çocuklardan yardım alabilirdik.
Oğlumun ağlama sesiyle yataktan kalkıp kucağıma aldım. Babası gibi oldukça uykusuna düşkün ve asla ama asla uykusundan uyandırdığımda susmuyordu. Gün içinde uyuyor kısa bir süre de de babasıyla vakit geçiriyordu. Onların bu hallerini görmek beni çok mutlu ediyordu.
"bebeğim sorun ne yoksa uykunu alamadın mı?" cevap vermeyeceğini bilsem de sürekli konuşuyor sesimi duyduğunda ise mırıltılarıyla karşılık veriyordu. Gülümseyip burnumu boynuna soktum öyle güzel bir kokusu vardı ki bu duyguyu daha önce tatsaydım diyorum.
Aniden belimde el hissetmem ile kokmuştum.
"benim sevgilim, ikinizi bu halde gördükçe dünyalar benim oluyor"
"çok güzel bir aileye sahip olabileceğimi hiç düşünmezdim yoongi-ah" oğlumuzu kucağına vermiş fotoğraflarını çekiyordum. Yoongi ve bende anı biriktirmeyi çok önemsiyorduk.
Akşam olmuş bayan min ile akşam yemeğini hazırlıyorduk ne kadar yardım etmek için yalvarsam da izin vermemiş bende inatçı olduğumdan dolayı duymamış gibi yapıp yardım ediyordum. Yoongi oğlumuzu kucağına almış yemek masasını gösteriyor. Amcalarının geleceğini anlatıyordu. Benim tatlı oğlumda babasını anlamasa da güzel gözleri ile onu izliyordu.
Kapının çalması ile onları izlemeyi bırakıp kapıya yöneldim. Çocukların gelmesi ile çok mutlu olmuştum. Hosoek ve yanında bir kız gördüğünde oldukça şaşırmıştım. Hele ki gelen kızın bize bileklik veren kişi olduğunu görmek daha da şaşırmamı sağlamıştı.
"hoş geldiniz içeri geçin lütfen" hosoek ne kadar mutlu olsa da biraz çekiniyor gibiydi. Galiba bir tanışmanın içerisine giriyorduk. Hepsini içeriye yollamış bende içeri geçmiştim
"ya! Beni ne çabuk unuttunuz doğum yapınca unuttunuz beni" jimin yanıma koşmuş bana sarılmıştı. "baksanıza gelir gelmez oğlumun üstüne atlıyorsunuz. Bir kere bile eun ağrın var mı diye sormuyorsunuz" yoongi oğlumuzu seokjine vermiş bana adımlamıştı.
"sevgilim seni tanımasan bu konuda ciddi olduğunu düşünürdüm"
"yakalandım mı?"
"tabi ki de bebeğim ben senin kocanın nasıl tanıyamam seni" atışmalarla geçen yemekten sonra oğlumu uyutup indim.
"ee bakalım hosoek ve joy nasıl tanıştınız bakalım" joy utanıyor gibiydi hosoek ona destek olarak bize cevap vermeyi seçti.
"aslında durum biraz karışık, biliyorsunuz ki bu zamanlarda kitap okuma alışkanlığı edindim. Bir çizgi roman kafeye gittiğimde orada tanıştık." Joye bakıp gülümseyerek devam etti. "sonrası kendiliğinden ilerledi. Konuşmaya başladık ve ne kadar da uyumlu olduğumuzu fark ettik"
"ikiniz adınıza çok sevindim. Hamileliğimden birkaç ün önce aslında joy ile karşılaştık. Kendisi bize bileklik yaptğını ve vermek istediğini dile getirdi. O kadar mutlu olmuştum ki" sözlerim joyu mutlu etmiş gibiydi.
Muhabbetlerimiz daha da koyulaşmış, joy ile çocukların dedikodusunu yapmaya başlamıştık. Oğlumun ağlama sesiyle yerimden kalkıp odaya adımladım. Oğlum uyanmış etrafa saf saf bakıyordu. Kucağıma aldığımda kafasını hemen boynuma gömmüştü.
"evvet biz geldik, sizce de ismine karar verme zamanı gelmedi mi?"
"aslında aklımda bir isim var ama koyup koymamak size kalmış" taehyung un sesiyle ona döndüm. "sizde fark ettiyseniz öbür bebekler gibi değil sesiz, sakin fazla ağlamıyor o yüzden Jong-in' e ne dersiniz?" anlamı oldukça güzeldi heyecanla yoongiye dönmüş o da bana parlak gözleriyle bakıyordu.
***
Güzel akşam yemeğinin üzerinden iki hafta geçmiş dava günü gelmişti, muhabirler veya kimseye haber vermemiş gizli işlenmesini istemiştim. Zorlayacak konular olacaktı benim için ancak onlarında üstesinden gelebilirdim, bu zaman çerçevesinde yoongi desteğini üzerinden asla çekmemişti.
Davanın olumlu sonuçlanması şirket vesaire hakkı olan kişi amcama teslim edilmesi, babamın müebbet yemesi olası durumdu. Artık kurtulmuştum, özgürdüm, mutluydum. Şimdi tek düşüneceğim olum ve yoongi olacaktı.
tanrıya bana böyle eş ve aile verdiği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyordum. yoongi benim toyluğum, genliğim, hayatımdı kısacası.
arkadaşlar yorum ve oylamayı unutmayın son bir bölüm daha atacağım.