Çok zeki ama aynı zamanda bir o kadar aptal bir arkadaşım var
Tanrının gerçek olmadığına yemin ediyor
Varlığını kanıtlamanın hiçbir yolu olmadığı için
Sanki evren yeterli değilmiş gibi
Sanki volkanlar patlamamış gibi
Sanki kuşlar cıvıldamıyormuş gibi
Sanki insan vücudunda trilyonlarca sinir çalışmıyormuş gibi.
Kahretsin, ben kim olurdum?
****
Çocukların gönderilerine de baktıktan sonra sofraya geçmiştik. Geldiğimizden berridir chang-wook oppa konuşmuyordu, düşüncelerinin içinde boğuluyordu. Ona her şeyi anlatacaktım ancak hepsini anlatsa mıydım kararsızdım. Bugün yeterince birkaç olayları atlayarak anlatmıştım.
"oppa bir sorun mu var"
"eun seni darlamak istemiyorum ama bu konuyu ne zaman konuşacaksın" yemeğimi yerken aynı zamanda onu dinlemeye çalışıyordum. Çok acıkmıştım sanki içimde bir çocuk değil de bir canavar var gibiydi. Merak etmekte haklıydı yıllardır aradığı adamı yakalamıştı ancak benim bırak demem onu merak ettirdiği gibi canını da sıktırmıştı.
"ne konusu" seokjinin sorusu ile ona bakmıştım anlatmak içimden gelmiyordu. Tekrardan aynı kelimelerin ağzımdan çıkması, o anları düşünmek daha doğrusu babamın bana olan ihanetini tekrar zihnime getirmek istemiyordum.
"woo bin piçinin senin yanında ne işi vardı, en önemlisi o iti bulduk eun ama sen tutuklamama izin bile vermedin. Neden...."
"o adamın yanında işi neydi, sana bir zarar verdi mi?" jungkookun sorusuyla kafamı iki yana salladım. Onları endişelendirmek istemediğim için hiçbir şey çaktırmamıştım anacak oppa mahvetti her şeyi. Sinirlenmeye başlıyordum.
"öncelikle ağzını toparla oğlum seni duyuyor. Dayılık görevini yerine getir" oğlumun yanında düzgün konuşmalıydı sonuçta bizi duyuyordu büyük ihtimal bebeğimin huyu babasına benzeyecekti çünkü küfür geçtiğinde bana bir tekmesini bahşetti.
"bak güzelim sakinim ve ağzımdan bir küfür çıkmıyor. Neden eun neden" yoongi kıskanarak araya girdi "o benim güzelim lütfen hitabına dikkat et" onu hiç duymamış gibi araya girdim
"hımmm.... Bir nedeni yok" yoonginin beni dürtmesi ile ona dönmüştüm fark etmişti, cahng-wook oppayı sinirlendirmek istiyordum. Ne yapayım arada böyle şeyler isteyebilirdim. Kulağıma yaklaşıp
"sevgilim abini sinirlendirmesen mi acaba " yaklaştığında beni öpeceğini düşünmüştüm o ise beni uyarıyordu. Kırılmıştım oğlum ve babasının beni öpmesini istiyorduk. Yoongi itip arkama yaslandım bu hareketim onu şaşırtsa da ona bakmayacaktım işte, beni öpmemişti.
"son kez soruyorum o şerefsiz neden seninleydi"
"o bir şerefsiz değil, ağzını toparla"
"şimdi de onu bana mı savunuyorsun. Nasıl unutursun yaptıklarını eun"
"amcamız hakkında düzgün konuş"