inan bilmiyorum
beomgyu: soobin tek basına idare edebilicegine emin misin
taehyun: gercekten
geliriz bak istersensoobin: sacmalamayın
gerek yok hic
gezin eglenin siz ben hallederim dükkanı bugünjungsu: patron gibi patron amk öpüsün diye izin verdi resmen
beomgyu: yok öyle bi sey
taehyun: öyle aslında da neyse.
beomgyu: sus
taehyun: tamam hayatım.
jungsu: ucube asıklar
soobin: cok uykum var ve senin zorbalamalarını dinleyemicem jungsucum
jungsu: soobin az önce benden bosanmak istedigini söyledin resmen💔💔💔💔💔
beomgyu: AMK
taehyun: soobin sen tek kalmak istedigine emin misin ya
soobin: tek degilim
ben ve kafa sesim benimlebeomgyu: 27sinde kafayı kırdı cok üzülüyorum yemin ederim
jungsu: bunlar hep yaslılıktan
soobin: ne yeonjunu yine
taehyun: ne yeonjunu
soobin: pardon y görünce yeonjun sandım uykum var biraz
beomgyu: 😃😃😃😃😃😃
soobin: sus
neyse cıkıyorum ben
bi sey olursa arayıntaehyun: sen de ara geliriz
soobin: iyi eglenceler
**
Oturduğu yerde uyukladığını kafası yana düştüğünde fark etti ve şaşkınlıkla yumduğu gözlerini aralayıp etrafına baktı. Ondan başka kimse yoktu. Sokakta bile kimse bulunmuyordu. Sabahın erken saatleri olduğundan bunu normal karşıladı ve esnedi. 07.30. Bir dövmeci dükkanı için bu saatte açık olmanın saçma olduğunu düşünüyor olsa da kafasını oyalamak için bir şeyler düşünürken uyuyamamış ve hava aydınlanır aydınlanmaz kendini dükkana atmıştı. Beomgyu ve Taehyun'a izin verdiğinden bütün gün tek başına olacaktı ve Jungsu'nun da gelmeyeceğine emindi.
Yerinden kalkıp vücudunu esnettikten sonra dağılmış görüntüsünü düzeltmeye çalıştı. Önce üstünü hemen ardından da karışmış saçlarını düzeltti. Bu sırada yanında bulunan boy aynasından kendini süzüyordu. Üzerinde sadece siyah tişörtü olduğundan kollarındaki dövmeler göz önüne çıkmıştı ve hoş durduğunu düşünüyordu. Altında yine eşofmanı vardı ve baştan aşağı siyah olduğu için cenazeye gider gibi görünüyordu. Birkaç dakika daha ayna önünde dikilip kendini inceledikten sonra lavaboya gitmek için ayna önünden ayrıldı ve o sırada masanın üzerindeki telefon çalmaya başlayınca adımları lavabo yerine telefona yöneldi.
Yeonjun Arıyor...
Adını ekranda görür görmez içini kaplayan gerginliğe anlam veremedi. Vücudu titremeye başlamıştı ve neden olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Boğazını temizledi ve telefonu açtı. Sabahın bu saatinde ne olduğunu ve Yeonjun'un neden onu aradığını merak ediyordu. Biraz da endişeliydi. Birazdan biraz daha fazla.