"Uykucu uyanmayacak mısın artık?" konuşur konuşmaz üstüne atılan bacakları ve belini saran kolları bir çeşit cevap olarak kabul edip güldü. Yüzüne değen saçları umursamadan uzanmaya devam etti. Tutamlar yüzünü gıdıklıyor olsa da Yeonjun'u uyandırmamak için kıpırdayamıyordu. Bu sırada sağ tarafında bulunan telefonu çalmaya başladı. İlk çalışta umursamadı ve uzanmaya devam etti. Telefon sustu ancak çok geçmeden tekrar çalmaya başladı. Arayanın Beomgyu ya da Taehyun olduğunu düşündüğünden rahatça üşengeç davranabiliyordu. Telefon yeniden sessizliğe kavuştuğunda Yeonjun uyandı ve açık olan tek gözüyle Soobin'e baktı. "Telefon mu çaldı?" diye sordu yeni uyanmanın getirdiği sersemlikle. Soobin başını sallayınca gözlerini geri kapatıp başını yeniden Soobin'in göğsüne yerleştirdi. "Yeniden mi uyuyacaksın?" Soobin'in hayretle sorduğu sorunun ardından Yeonjun mırıldandı ve Soobin'in belindeki kollarını iyice sıkılaştırdı.
"Hani bugün bütün gün benimle dövmecide oturacaktın sen? Bana da öğret diye başımın etini yemedin mi?" gülerek konuşurken Yeonjun kafasını kaldırıp ona baktı. "Ben öyle bir şey demedim yalan atıyorsun."
"Sevgiline yalancı mı diyorsun?"Yalandan kızmış gibi yaptığında Yeonjun elini yanağına çıkardı ve yanağını sıktı. Bunu yapmasıyla Soobin mızmızlandı. "Uyandık tamam ya." dedi kollarını tamamen Soobin'den çekip yataktan kalkarken. Ayaklarını yere sürte sürte pencereye ulaştı ve perdeyi açıp Soobin'e döndü. Bu sırada Soobin dirseklerinden destek almış, oturduğu yerden onu izliyordu. "Ne bakıyorsun öyle yiyecek gibi?" dedi sırıtırken. "Belki yiyesim gelmiştir." gülerken imayla göz kırptığında Yeonjun da güldü ve camın kenarındaki yastığı alıp Soobin'e fırlattı.
Ardından "Poponu kaldır da yemek yiyelim." dedikten sonra odadan çıktı. Soobin onun arkasından gülerek bakarken aklına telefonunu almak gelince yan tarafa doğru uzandı ve telefonu aldıktan sonra ekrandaki cevapsız çağrıya baktı. Bilinmeyen Numara.
Biraz daha kaydırdıktan sonra Beomgyu'dan gelen mesajları görünce oturuşunu dikleştirdi ve mesajlara girdi.
Beomgyu: Biri geldi seni soruyor
uyuyor musun
ayı mısın soobin
akraban oldugunu söyledi
adresini verdik
sana ulasamamıs evine gelecek haberin olsunKaşları çatılırken çalan kapıyla bakışları odasının kapısını buldu ve yerinden fırladı. "Merhaba?" Yeonjun'un sesini duyabiliyordu ancak karşıdan gelen cevabı net duyamadı. Odanın kapısını açtı ve odadan çıktıktan sonra koridorda ilerleyip Yeonjun'un yanına doğru yürümeye başladı. Yeonjun dağınık saçlarıyla bir ona bir de kapının dışında bekleyen kişiye baktı. "Kim gelmiş?" dedi merakla. Ardından kapıya ulaştı ve dışarıdaki kişiye baktı.
"Selam." dedi kapının dışındaki çocuk gözlerinin önündeki saçları çekerken. Soobin yutkundu. "Sunghoon?"
**
"Yani Soobin'in kardeşisin?" Sunghoon portakal suyundan bir yudum daha aldıktan sonra gülümsedi ve kafasını salladı. "Öyleyim." Bakışları kısa bir süreliğine ocağın başında yemek yapmakla uğraşan Soobin'i bulurken çok geçmeden yeniden Yeonjun'a döndü. "İkiniz yakın arkadaşsınız sanırım?" dedi samimiyetle konuşurken. Yeonjun gergince gülümsedi ve kafasını salladı. "Öyle de denilebilir."
"Nasıl yani?"Soobin "Sevgilim." diye araya girdiğinde ikisinin de bakışları onu buldu. "Öyle mi? Sevindim adınıza." Yeonjun beklediği konuşma yaşanmadığı için rahatlıkla nefes verdiği sırada Soobin işini bitirip yanlarına geldi ve elindeki yemeği masaya bırakıp Yeonjun'un yanına Sunghoon'un ise hemen karşısına yerleşti. "Soğutmadan yiyin." deyip tabakları her ikisinin de önüne yerleştirdi. Bunu yapmasıyla Sunghoon gülümsedi.